Tunceli’nin el değmemiş dağlarında yürütülen botanik keşifler, Türkiye florasına dair dikkat çeken sonuçlar sunuyor. Akademisyenlerden oluşan bir ekip, Ovacık ve Pülümür ilçeleri arasında yükselen Munzur Dağları başta olmak üzere bölgedeki 3 bin rakımlı zirvelerde, daha önce hiç tanımlanmamış bitki türlerine ulaştı. Sarp kayalıkları, zorlu patikaları aşan ekip, bölgenin adeta bir "bitki cenneti" olduğunu ortaya koydu.

DAĞLARDA BİTKİ AVI: BİLİM İNSANLARI 3 BİN METREDE ZİRVE YAPTI
Konya Necmettin Erbakan Üniversitesi Ereğli Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü'nden Prof. Dr. Metin Armağan ve Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü'nden Doç. Dr. Burcu Yılmaz Çıtak’ın da yer aldığı bilim ekibi, Tunceli’nin yüksek kesimlerinde yeni bitki türlerini keşfetmek üzere kapsamlı bir arazi çalışması başlattı.
Zorlu hava koşullarına rağmen Ovacık ve Pülümür ilçelerinde araştırma yürüten ekip, Munzur, Mercan, Hel, Buyer ve Bağırpaşa dağlarına çıkarak saha çalışması gerçekleştirdi. Dağ eteklerine kadar araçla ulaşan araştırmacılar, daha sonra yerel rehberler eşliğinde saatler süren yürüyüşlerle zirvelere tırmandı.
HEDEF MENEKŞEYDİ, KARŞILAŞTIKLARI TÜRLER ŞAŞIRTTI
Prof. Dr. Metin Armağan, bölgedeki çalışmalarında esas hedeflerinin Munzur Dağları’nda sadece bu bölgede yetiştiği bilinen özel bir menekşe türünü bulmak olduğunu belirterek, “Ancak yol boyunca tahminimizin çok ötesinde bitki türleriyle karşılaştık. Tunceli florasında bugüne dek yaklaşık 2 bin 200 çiçekli bitki tanımlanmıştı. Her geçen yıl bu sayı artıyor ve bu bitkilerin yaklaşık beşte biri endemik” dedi.
İKİ METREKARELİK ALANDA 5 ENDEMİK TÜRE RASTLANDI
Arazi çalışmalarında elde ettikleri bulgulara dikkat çeken Armağan, “Sadece 2 metrekarelik bir alanda 5 farklı lokal endemik bitki türüne denk geldik. Örneğin Akşam Yıldızı, Kalan Nakılı ve Çan çiçekleri gibi özel bitkilere Munzur Dağları’nda rastladık. Bu, Tunceli’nin bitki çeşitliliği açısından ne kadar özel bir coğrafya olduğunu gösteriyor” ifadelerini kullandı.

RAKIM ARTTIKÇA BİTKİLER DE DEĞİŞİYOR
Rakım değişiminin bitki örtüsü üzerindeki etkisine de değinen Armağan, “Bitkilerin habitat tercihleri çok hassas. 1500 metrede gördüğünüz bir türü 1600 metrede göremeyebilirsiniz. Bugün araştırdığımız bitkiler genellikle 1800 metrenin üzerinde yetişiyor. Bizim ulaştığımız zirve ise tam 3 bin metreydi” dedi.
“BURASI DOĞAL BİR BOTANİK MÜZESİ”
Selçuk Üniversitesi’nden Doç. Dr. Burcu Yılmaz Çıtak ise Tunceli’ye ilk kez geldiğini belirterek doğasına hayran kaldığını dile getirdi. “Zorlu patikalar ve yüksek rakım bu çalışmayı hem zor hem de unutulmaz kıldı. Tunceli’nin bitki biyoçeşitliliğinin zengin olduğunu biliyordum ama burada bulunmak, birebir gözlemlemek bambaşka bir deneyim oldu” şeklinde konuştu.
Çıtak, farklı bitki familyalarına ve cinslerine ait çok sayıda türe aynı alanda rastlamanın heyecan verici olduğunu belirterek, “Burası adeta doğal bir botanik müzesi” yorumunu yaptı.

BİTKİLER LABORATUVARDA DETAYLI ŞEKİLDE İNCELENİYOR
Araştırma sırasında toplanan bitkiler, doğal ortamlarında fotoğraflanıp presleme yöntemiyle korunmaya alındı. Ekip, örnekleri daha sonra laboratuvar ortamında inceleyerek türlerini belirliyor ve endemik olup olmadıklarını saptıyor. Elde edilen veriler, Türkiye’nin bitki haritasına katkı sağlıyor.
TUNCELİ, DOĞAL ZENGİNLİĞİYLE BİLİMİN GÖZDESİ OLDU
El değmemiş doğası, bozulmamış florası ve yüksek dağlık yapısıyla Tunceli, bilim insanlarının ilgisini çeken önemli bir bölge haline geldi. Özellikle ilkbahar ve yaz aylarında yapılan saha çalışmalarıyla, Türkiye florasına yeni bitki türleri kazandırılmaya devam ediyor.
