Doğu Karadeniz'in sarp ve etkileyici coğrafyası, şimdiye kadar pek az kişinin bildiği bir sırrı barındırıyor. Bayburt ile Trabzon arasında yer alan Soğanlı Dağları'nda, bulutların üzerinde, adeta bir kartal yuvası gibi konumlanmış bir mescit, doğa tutkunları ve inançlı dağcıların yeni adresi haline geldi. Yöre halkının "Kırklar Tepesi" olarak adlandırdığı bu mistik zirve, sunduğu benzersiz manzaralar ve manevi atmosferiyle görenleri büyülüyor.
BULUTLARIN ÜZERİNDE MİSTİK BİR YOLCULUK
Doğu Karadeniz'in engin coğrafyası içinde, Bayburt ve Trabzon illerini birbirine bağlayan Soğanlı Dağları, zirvesinde sakladığı eşsiz bir güzellikle adından söz ettiriyor: Kırklar Mescidi. Yöre halkının "Kırklar Tepesi" dediği, deniz seviyesinden 3 bin 200 metre yükseklikteki bu mescit, adeta bir mucize gibi sarp kayalıkların üzerine kurulmuş. Bazen sisli bulutların içinde kaybolan, bazen de bulutların üzerinde yüzerek görenleri hayran bırakan bu manevi yapı, doğa ve ruhaniyet arayışında olanların yeni gözdesi haline geldi. Mescide hem araçla hem de patika yollardan yürüyerek ulaşılabiliyor olması, bu bölgeyi hem macera hem de huzur arayanlar için cazip kılıyor.
ZORLU YOLCULUĞUN ARDINDAN GELEN HUZUR
Bayburt ile Trabzon arasındaki bu zorlu coğrafyada yer alan Kırklar Mescidi, özellikle dağcılar ve doğa sporları tutkunları için unutulmaz bir deneyim sunuyor. Gümüşhane Dağcılık ve Doğa Sporları Kulübü (GÜDAK) tarafından düzenlenen son gezi, Türkiye'nin dört bir yanından gelen katılımcılarla renkli anlara sahne oldu. Rehberler eşliğinde 5 kilometrelik zorlu bir tırmanış gerçekleştiren doğa tutkunları, zirveye ulaştıklarında bulutların üzerindeki bu eşsiz manzarayla karşılaştılar. GÜDAK Başkanı Mustafa Akbulut, daha önce iki kez hava koşulları nedeniyle zirveye çıkamadıklarını ancak bu seferki deneyimin "muhteşem bir bulut denizi" sunduğunu belirtti. Akbulut, hem manevi değeri hem de doğal güzelliğiyle Kırklar Mescidi'nin bölgenin en iyi zirvelerinden biri olduğunu vurguladı.
BİR DAĞ EVİ GİBİ
Yapım tarihi kesin olarak bilinmese de, ilk olarak taşlarla inşa edilen ve daha sonra ahşap malzemelerle yenilenen Kırklar Mescidi, sadece bir ibadethane değil, aynı zamanda zorlu yolculuk yapanlara bir sığınak sunuyor. Geceyi ibadetle geçirmek veya sadece dinlenmek isteyenler için mescidin içinde bir mutfak ve konaklama alanı da bulunuyor. Bu özellik, yüksek rakımda mahsur kalma ihtimali olan dağcılar için hayati bir önem taşıyor. Mescidin su ve elektriğinin olması, ziyaretçilerin konforunu artırırken, buranın adeta bulutların üzerindeki bir dağ evi gibi işlev görmesini sağlıyor.
ZORLU AMA BÜYÜLEYİCİ BİR DENEYİM
Yürüyüşe katılan Seher Polat, "Çok güzel ve zorlu bir parkurdan geçerek mescide ulaştık. Gerçekten ambiyansı çok güzel. Tamamen bulutlarla kaplı sis denizi içerisindesiniz," diyerek yaşadığı heyecanı dile getirdi. Polat, yüksek rakımda huşu içinde olmanın ve dünyadan izole hissetmenin verdiği mutluluğun tarif edilemez olduğunu belirtti. Ankara'dan gelen Ömer Şahin de bu deneyimin tarifi zor duygular yaşattığını söylerken, ilk kez bu kadar zorlu bir tırmanışa katılan Büşra Çelik ise yaşadığı deneyimi "çok güzel" olarak tanımladı. Kırklar Mescidi, zorlu bir parkuru göze alan herkese eşsiz bir maneviyat ve doğa deneyimi vaat ediyor. Burası, sadece bir tırmanış rotası değil, aynı zamanda bulutların üzerinde, dünyanın karmaşasından uzakta bir huzur durağı olarak öne çıkıyor.
