Konya-Beyşehir'de zamana meydan okuyan bir yapı olarak karşımıza çıkan Eşrefoğlu Camii mimarisiyle hayran bırakıyor. Beylikler döneminin en büyük, anıtsal ahşap direkli camisi olan bu yapı, sadece mimari bir eser değil, aynı zamanda Anadolu'nun derin kültürel ve sanatsal mirasının canlı bir kanıtıdır. 1299 yılında Eşrefoğlu Süleyman Bey tarafından yaptırılan cami, 700 yılı aşkın süredir ayakta kalarak, dönemin mimari zekâsını ve doğayla uyum içindeki yaşam felsefesini günümüze taşıyor.
42 SEDİR AĞACI ÜZERİNDE DURUYOR
Eşrefoğlu Camii'ni diğer yapılardan ayıran en çarpıcı özellik, yapının taşıyıcı sisteminde kullanılan ahşap direklerdir. Toplam 48 ahşap direk üzerine kurulan caminin ana gövdesini taşıyan 42 sedir ağacı, camiye eşsiz bir sağlamlık ve estetik katıyor. Direkler, daha dayanıklı olmaları için inşa edilmeden önce 6 ay boyunca Beyşehir Gölü'nün soğuk sularında bekletilmiştir. Bu geleneksel yöntem, ahşabın çürümesini engellemiş ve yüzyıllar boyunca direklerin ilk günkü sağlamlığını korumasını sağlamıştır. Direk başlarında kullanılan ahşap mukarnas (bal peteği) işçiliği ise dönemin ahşap sanatının zirvesini temsil eder.

KIŞIN SOĞUĞU ÖNLÜYOR, YAZIN SERİNLİĞİ SAĞLIYOR
Caminin altındaki toprak zemine açılmış 'Kar Kuyusu' olarak bilinen boşluk, yapının doğal iklimlendirme sistemi olarak öne çıkıyor. Kış aylarında kar ve buzla doldurulan bu kuyu, yazın sıcaklarında buharlaşarak caminin iç mekanını serinletirken, aynı zamanda ahşap direklerin nem dengesini koruyarak dayanıklılığını artırıyor. Herkesi hayran bırakan bu detay, Anadolu mimarisinin çevresel faktörleri yapıya entegre etmedeki dehayı da gösteriyor.

DÜNYA MİRASI LİSTESİ ADAYI
Anadolu'nun geleneksel ahşap direkli cami mimarisinin en önemli temsilcisi kabul edilen Eşrefoğlu Camii, 2011 yılından bu yana UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alıyor. Türk ve İslam sanatının ince detaylarını barındıran mihrabı, minberi ve tavanındaki kalem işi süslemeleri ile bir sanat eseri niteliğinde olan cami, kalıcı listeye girmeye hazırlanıyor.
