TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplanarak “Vergi Kanunları ile Bazı Kanunlarda ve 631 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”ni görüşmeye başladı.
Teklif, kira gelirlerinden vergi alınmasını, SGK borçlarının maaşlardan kesilmesini ve işverene verilen devlet desteğinin azaltılmasını öngörüyor.
AK Parti Aksaray Milletvekili Hüseyin Altınsoy’un sunumunun ardından komisyon üyeleri düzenleme üzerine değerlendirmelerde bulundu.
“BU TEKLİF VERGİ ADALETİNİ SAĞLAMIYOR, FATURAYI VATANDAŞA KESİYOR”
CHP Karabük Milletvekili Cevdet Akay, hükümetin vergi politikasının dar gelirliyi hedef alan bir yapıya dönüştüğünü savunarak şu değerlendirmede bulundu:
“Hazine'nin net borçlanma limitinin artırılması ile ilgili yetki veriliyor, 7 trilyona çıkılıyor. Hazine ve Maliye Bakanlığı ve Cumhurbaşkanı'nın yüzde beşerlik yetkisiyle beraber şu anda üst limite 595 milyar TL ilave ediliyor.”
Akay, borçlanma oranlarının hızla arttığını ve bütçe açığının daha da büyüyeceğini vurguladı:
“Bu torba yasa teklifinde vergi adaletini sağlayacak, kayıt dışılıkla mücadeleyi güçlendirecek, kamu tasarrufunu gerçek anlamda zorlayacak hiçbir madde yok. Tam tersine faturayı vatandaşa kesen, bütçeyi daha da kırılgan hale getiren bir içerikle karşı karşıyayız. Bu nedenle bu teklifin kabul edilmesi mümkün değildir.”
“DEVLET BÜTÇESİNİ ZENGİNLERDEN DEĞİL, YOKSULDAN FİNANSE EDİYOR”
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Adalet Kaya, teklifin mali yönetimdeki “başarısızlığın itirafı” niteliğinde olduğunu belirtti.
“Bugün önümüze 'vergi reformu' diye getirilen bu paket aslında mali yönetimin başarısızlığının itirafnamesi gibi. Bütçe açığını kapatmayla hazırlanmış bir yama paket.”
Kaya, sermaye kesimlerine yönelik vergi muafiyetlerinin büyüklüğüne dikkat çekti:
“2026 bütçe teklifinde 2 trilyon 713 milyar liralık bütçe açığı beklerken aynı yıl sermaye kesimlerinden 3 trilyon 597 milyar lira vergi almayacağınızı ilan ettiniz. Bu aslında büyük sermayeyi koruyan ama emekçiyi, yoksulu, esnafı cebine yönelen bir paket.”
Kaya, teklifin küçük işletmelere yeni harç yükü getirdiğini belirterek, bunun “zincir marketlerin ve tekelleşmiş şirketlerin önünü açacak bir politika” olduğunu savundu.
“VERGİ ADALETİNİN SAĞLANDIĞI BİR DÜZENLEME DEĞİL”
MHP Konya Milletvekili Mustafa Kalaycı, düzenlemenin gerekçesinde belirtilen hedeflerin kanun metninde karşılık bulmadığını söyledi.
“Bu kanun teklifinin gerekçesine bakınca, vergi adaletinin güçlendirilmesi, vergi dışında kalan alanların kapsama alınması, kayıt dışılıkla mücadele edilmesi, gerçekten gerekçe güzel ama maddeler bunu taşıyor mu? Bana göre taşımıyor.”
Kalaycı, bazı vergilerde artış yapılmasının adalet duygusunu zedeleyeceğini dile getirerek şöyle konuştu:
“Bunu vergi adaletinin sağlandığı bir düzenleme olarak görmek gerçekten mümkün değil. Vergi adaletini de sağlayacak, herkesin mali gücüne göre vergi ödediği bir vergi sistemini oluşturmak mecburiyetindeyiz.”
MHP’li Kalaycı ayrıca, esnaf ve işverenlerin ekonomik sıkılaşma nedeniyle borçlarını ödemekte zorlandığını, bu nedenle vergi ve prim borçlarının yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
“YANDAŞ MÜTEAHHİTLERE AKAN PARALAR KESİLMEDEN EKONOMİ DÜZELMEZ”
CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem ise, teklifin “gelir artırıcı” değil “yük artırıcı” bir içeriğe sahip olduğunu ifade etti.
“Bu hedeflerin yeni gelir kaynakları yaratmaya ve mükellefin yükünü artırmaya yönelik olduğu görülüyor, yani ekonomik krizin faturasının her defasında emekçiye, serbest meslek erbabına, özetle yurttaşa çıkarılmaya çalışıldığını buradan görüyoruz.”
Erdem, Hazine’nin yanlış uygulamaları nedeniyle harç ve damga vergilerine muhtaç hale geldiğini belirtti:
“Sayın Şimşek, sadece vergi toplayarak, krizin faturasını açlık sınırında yaşayan halka keserek bu ekonomiyi düzeltemezsiniz. Bu ülkede adaleti, hukuku sağlamadan, şatafatı, sermayeye ve yandaş müteahhitlere gelen, giden paraları kesmeden bu ekonomiyi düzeltemezsiniz.”
