Ege'nin ortasında yer alan Gökçeada, tarım, hayvancılık ve turizmden sağladığı geçim kaynaklarıyla biliniyor. Adanın en önemli tarımsal ürünü ise benzersiz zeytinyağlarını olduğunu unutmamak gerekiyor. Ada topraklarında yetişen ve yerel halk tarafından "Gökçeada zeytini" olarak da adlandırılan Ladolia cinsi zeytin, diğer bölgelerdeki türlerden ayrılıyor. Adadaki Rum ve Türk ailelerinin ortak mirası olan zeytincilik, Ladolia sayesinde küresel çapta bir öneme kavuştu. Başkan Atalay, adada 255 bin zeytin ağacı bulunduğunu ve bu zeytinin adaya nasıl geldiğinin dahi bilinmediğini, zira bazı ağaçların yüzlerce, hatta bin yıllık geçmişe sahip olduğunu belirtti.
TÜRKİYE'DE TEK
Ladolia cinsi zeytinin en dikkat çekici özelliği, dünyada çok sınırlı coğrafyalarda bulunmasıdır. İspanya ve İtalya'daki küçük bir popülasyonun yanı sıra Kanada'da da rastlanan bu tür, Türkiye'de ise sadece Gökçeada'da yetişiyor. Adada hasat edilen bu değerli ürünlerin tamamı, üstün kalitesi nedeniyle yağlık olarak değerlendiriliyor ve sofralık tüketime uygun bulunmuyor. Bu benzersiz durum, Gökçeada'nın toprak yapısının ve ikliminin bu türe ne kadar uygun olduğunu kanıtlıyor.

BİN YILLIK AĞAÇLARDAN KİMYASALSIZ HASAT
Gökçeada'nın bazı bölgelerinde, 500 ila bin yıllık zeytin ağaçlarının bulunduğu özel hazine arazileri yer alıyor. Başkan Atalay, bu yüzlerce yıllık ağaçlardan hâlâ verim alındığını ve zeytinlerin hasat edildiğini belirtti. Adanın hayvancılık kültürünün serbest dolaşıma dayalı olması, büyükbaş ve küçükbaş hayvanların gübrelerinin toprağa karışmasını sağlıyor. Bu sayede Ladolia zeytinleri, hiçbir kimyasal gübre veya zirai ilaç kullanılmadan, tamamen doğal yollarla ve hayvanların doğal gübreleriyle beslenerek organik olarak yetişiyor.

YÜZYILLIK MİRASI KORUMA ÇABASI
Yüzlerce yıllık zeytin ağaçlarını barındıran bu özel alanları belediye olarak titizlikle koruduklarını belirten Başkan Atalay, bu bölgeyi jeopark yapmak için çalışmalar yürüttüklerini ifade etti. Tarihi süreçte adaya ilk yerleşenlerin zeytin toplama yöntemlerini Rumlardan öğrenmek zorunda kaldıklarını, zamanla ağacın ve ürünün kıymetini anlayarak zeytinciliği geliştirdiklerini anlattı. Bugün ise bu miras, Ladolia zeytininin benzersiz doğallığı ve kalitesiyle geleceğe taşınıyor.
