Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu'nun durumu nedeniyle cumhurbaşkanlığı adaylığına dair kendisiyle ilgili çıkan yorumlara net yanıt verdi. Yavaş, “Ekrem Başkan bu durumdayken benim adaylıktan söz etmem ayıptır, terbiyesizliktir” dedi. Cumhurbaşkanlığı tartışmalarına ilişkin konuşmaktan kaçındığını belirten Yavaş, önemli olanın kimin aday olacağından çok “mevcut iktidar anlayışından kurtulmak” olduğunu vurguladı.
“BİRİMİZ YAPSIN DA KİM YAPARSA YAPSIN”
Gazeteci Fatih Altaylı’yı Marmara Cezaevi'nde ziyaret eden Yavaş, burada yaptığı değerlendirmelerde hem parti içi adaylık tartışmalarına hem de Türkiye’nin siyasi geleceğine dair çarpıcı açıklamalarda bulundu. Yavaş, “Ben olurum, Ekrem Başkan olur, Özgür Bey parlıyor, o olur. Ama birimiz yapsın da kim yaparsa yapsın. Önemli olan bu iktidar anlayışından kurtulmak” ifadelerini kullandı.
Yavaş, geçmişte Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı görüşmede, mahkeme kararıyla yeniden genel başkan olması ve kendisini cumhurbaşkanı adayı göstermesi halinde “kabul etmeyeceği ve partiden istifa edeceği” yönündeki iddialara da açıklık getirdi. “O sözleri doğrudan Kemal Bey’e değil, çevresindekiler duysun diye söyledim” diyen Yavaş, partide kendi ismi üzerinden yürütülen spekülasyonlara karşı bu açıklamayı yapma gereği duyduğunu ifade etti.
“EKREM BEY CEZAEVİNDEYKEN ADAYLIK KONUŞMAM”
Yavaş, cumhurbaşkanlığı adaylığı konusundaki sessizliğini özellikle Ekrem İmamoğlu'nun cezaevindeki durumu nedeniyle koruduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Ekrem Başkan bu durumdayken benim adaylıktan söz etmem ayıptır, terbiyesizliktir. Ben asla böyle bir şey yapmam. Şu an partinin, partimizin, hepimizin adayı Ekrem İmamoğlu. O ve diğer başkanlarımız böyle bir haksızlığın, hukuksuzluğun sonucunda Silivri zindanındayken ben adaylık kelimesini ağzıma almam.”
Yavaş ayrıca, kamuoyunda sıkça gündeme gelen “Yavaş mı, İmamoğlu mu daha güçlü aday olur?” tartışmalarına da anket verileri üzerinden değindi. MetroPOLL Araştırma’nın bir anketine işaret eden Yavaş, “Benim oy oranım yüzde 60. Ekrem Bey de bir tık altta. İkimiz de Tayyip Bey'den açık ara öndeyiz. Ama Ekrem Bey cezaevindeyken bu konular konuşulmaz” dedi.
“MUHAFAZAKÂR SEÇMEN ARTIK CHP’YE GÜVENİYOR”
CHP’nin son dönemdeki yükselişini değerlendiren Mansur Yavaş, özellikle partinin muhafazakâr seçmenle kurduğu ilişkiye dikkat çekti. Yavaş’a göre, CHP’nin artık din üzerinden hata yapmadığı ve bu durumun muhafazakâr seçmen nezdinde bir güven oluşturduğunu söyledi.
“Ne belediye başkanlarımız, ne milletvekillerimiz din konusunda hata yapmıyor. Muhafazakâr seçmen CHP'ye oy vermenin onları cehenneme götürmediğini gördü. Bu güven hissi oy artışı olarak geri dönüyor.”
CHP'Lİ BELEDİYELERE OPERASYONLARA TEPKİ: SAVUNANIN SAVUNMASI GEÇERSİZ
Yavaş, son dönemde CHP’li belediyelere yönelik yürütülen soruşturmalar ve tutuklamalara da sert tepki gösterdi. Hakkında bugüne kadar 109 ihbar olduğunu ve bunların birçoğundan aklandığını belirten Yavaş, sistematik bir karalama kampanyasının yürütüldüğünü savundu.
“Namuslu, şerefli, onurlu insanlara iftira atıyorlar. Yargılamayın diyen yok ama tutukluluk neyin nesi? İftira atanın iftirası geçerli, savunanın savunması geçersiz. Bu mu hukuk? Böyle tehdit, şantaj hukuku olmaz. Belediyelerde her zaman ihbar olur. Bizim görevde bulunduğumuz dönemde bile yüzlerce şikâyet geldi. Hepsi incelendi, çoğundan aklandık. Kalanları da bitecek.”
“ÖZGÜR ÖZEL’İN MİTİNGLERİ KESİNTİSİZ DEVAM ETMELİ”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in yurt genelinde sürdürdüğü mitingleri de değerlendiren Yavaş, bu mitinglerin halk üzerinde ciddi bir etki yarattığını belirterek, “İktidar bu kadar rahatsızsa demek ki doğru yoldayız” dedi. Yavaş’a göre mitingler, vatandaşın kendini ifade etme fırsatı bulduğu, halkla bağ kurulan önemli organizasyonlar.
“Korkan, sesini çıkaramayan ama içinde isyan biriken vatandaş oraya geliyor. Orada kendi iç sesini dile getiren birini görünce bağırmasa bile kafasını sallayarak destek veriyor. Bu mitingler kesintisiz devam etmeli.”
“100 YILLIK ÇİLEYİ BİTİRMEYE GELİYORUZ”
Mansur Yavaş, Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasal atmosferden çıkışın ancak kararlı bir değişimle mümkün olabileceğini ifade ederek sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bakın 100 yıllık çile bitiyor diyenlerle karşı karşıyayız. Bunların sözde aydın geçineni bile yazıyor bunu. Bundan kurtulmamız şart. Biz Amerikalılar gibi sorunun etrafında birleşip çözüm üretmeliyiz.”
