Semt pazarlarının kırsal kalkınma ve şehir ekonomisi açısından taşıdığı stratejik önem giderek artarken, ulusal ve uluslararası market zincirlerinin hızla çoğalması yerel pazarlar üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. OMÜ Eğitim Fakültesi Coğrafya Eğitimi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, semt pazarlarının mevcut durumu, zayıflama nedenleri ve ideal pazar yeri düzenlemesi hakkında önemli değerlendirmelerde bulundu.
Mecidiyeköy semt pazarında vatandaşlar isyan etti: Patates olmasa aç kalırdık
PAZARCI TUTUMU VE DÜZENSİZLİĞİN EKONOMİK BEDELİ
Prof. Dr. Yılmaz'ın analizine göre, pazar yerlerindeki genel düzensizlik ve bazı satıcıların müşteriye itici gelen tutumları, şehirli tüketicinin pazarlara olan ilgisini ciddi ölçüde düşürüyor. Rastgele yerleştirilen tezgâhlar, yüksek sesli satış ve rahatsız edici tavırlar sergilenmesi, alıcıların pazarlardan uzaklaşmasına ve büyük marketlere yönelmesine sebep oluyor.
Prof. Dr. Cevdet Yılmaz, bu durumun yerel ekonomiye olan etkisine dikkat çekerek şunları söyledi:
"Pazar yerlerindeki düzensizlik ve bazı pazarcıların müşterilere itici gelen tutumları, şehirli müşterilerin semt pazarlarına ilgisini azaltıyor. Bu durum sadece tüketiciyi etkilemekle kalmıyor, üreticilerin satışlarını da düşürüyor ve birçok alıcıyı büyük marketlere yönlendiriyor. Ne yazık ki, alışverişin marketlere kaymasıyla birlikte para şehir dışına akıyor ve yerel ekonominin dengesi bozuluyor. Bu nedenle pazarcıların bilinçlendirilmesi, pazar alanlarının düzenlenmesi ve daha güvenli, rahat bir alışveriş ortamı sağlanması zorunludur."

MARKET TEKELLEŞMESİ VE STRATEJİK DEĞERİN KAYBI
Uzmanlar, ulusal market zincirlerinin perakende ticaretteki hızlı büyümesinin ve sözleşmeli tarım yoluyla üreticiden doğrudan ürün almasının, pazarların geleneksel işlevini üstlendiğini ve rekabeti zayıflattığını vurguluyor. Yılmaz, semt pazarlarının yerel ekonomiyi canlı tutan stratejik bir değer olduğunu belirterek, şu uyarıyı yaptı:
"Ulusal market zincirleri sözleşmeli tarım yoluyla üreticiden doğrudan ürün alarak, bir anlamda pazarların fonksiyonunu üstlenmiş durumda. Bu durum rekabeti zayıflatıyor, yerel üreticinin gelirini düşürüyor. En önemlisi, şehirde kazanılan para artık şehirde kalmıyor; market zincirleri aracılığıyla dışarıya gidiyor. Pazarların zayıflaması, köylünün üretimden kopmasına, şehirdeki vasıfsız iş gücünün işsiz kalmasına yol açabilir. Oysa pazarlar, hem üretici hem tüketici için denge unsuru, hem de düşük gelirli vatandaşlarımız için bir yaşam desteğidir."

PAZARYERLERİ "İNSAN ODAKLI" PLANLANMALI VE REHABİLİTE EDİLMELİ
Prof. Dr. Yılmaz, mevcut pazaryerlerinin modern standartlara uygun şekilde rehabilite edilerek sadece ticaret değil, aynı zamanda sosyal yaşam alanı olarak da değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Yılmaz, ideal bir pazar yerinin sunması gereken imkanları şöyle sıraladı:
"Semt pazarları birkaç mahalleye hizmet edecek şekilde merkezi konumlarda, yaya ulaşımına uygun, otoparkı olan ve kötü hava şartlarında da alışverişe imkan tanıyan yerler olmalı. Yaşlılar, engelliler ve çocuklu aileler için uygun zemin hazırlanmalı; pazar yerleri sabit ya da seyyar tuvalet, ibadet alanı, temiz su ve dinlenme yerleri gibi donanımlara sahip olmalıdır."

PLANSIZLIĞIN KOMŞULUK HAKLARINA ETKİSİ
Pazar yerlerinin plansız kurulmasının çevre sakinlerinin temel haklarını ihlal ettiğine dikkat çeken Yılmaz, düzensizliğin yarattığı sosyal maliyeti şöyle özetledi:
"İyi planlanmadığı ve yer seçimine dikkat edilmediği takdirde semt pazarlarının kuruldukları cadde ve sokaklar, maalesef çevrede yaşayan vatandaşların en temel haklarını ihlal etmektedir. Pazar kurulduğu günlerde dar sokaklarda araçların geçişi engelleniyor, cankurtaran ve itfaiyenin erişimi zorlaşıyor. Çadır ve brandaların evlerin önüne gerilmesi, alt katlarda oturanlar için ciddi sıkıntılar oluşturuyor. Bu durum düğün, cenaze veya diğer önemli etkinliklerin ertelenmesine neden olurken, erken saatlerden akşam geç saatlere kadar devam eden gürültü ve telaş, özellikle hastası ve küçük çocuğu olan aileler için büyük bir eziyete dönüşüyor."

