Yüzyıllardır süregelen bir gelenek, doğanın uyanışına tatlı bir eşlik: Samanu. İran’dan Orta Asya’ya uzanan coğrafyada Nevruz sofralarının vazgeçilmezi olan buğday temelli Samanu, doğal şekerle tatlandırılmış olması ve besleyici yapısıyla dikkat çekiyor.
Kökleri binlerce yıl öncesine dayanan Samanu ya da bir diğer adıyla Samanak, sadece bir tatlı değil; aynı zamanda doğayla, bereketle ve dayanışmayla örülmüş bir kültürel miras. İran, Afganistan, Tacikistan, Özbekistan ve Türkmenistan gibi birçok ülkede özellikle Nevruz’da yapılan bu geleneksel lezzet, buğdayın doğallığını ve emeğin değerini taşıyor. Ekstra şeker eklenmeden, sadece buğdayın özünden gelen doğal tatlılığıyla hazırlanması onu hem sağlıklı hem de sembolik açıdan güçlü bir yiyecek haline getiriyor.
DOĞANIN UYANIŞINI TEMSİL EDİYOR
Nevruz, doğanın yeniden canlanmasını ve baharın gelişini simgeler. Bu özel günün en önemli simgelerinden biri de Samanu’dur. Samanu’nun hazırlanma süreci de tıpkı doğanın yeniden uyanışı gibi zaman alır, sabır ve özen ister. Buğday önce filizlendirilir, ardından ezilerek özü çıkarılır. Unla birlikte saatlerce kaynatılan karışım, kıvam alana dek pişirilir. Ortaya koyu renkli, parlak ve macun kıvamında yoğun bir tatlı çıkar. Bu süreç boyunca, özellikle kadınlar bir araya gelerek geleneksel şarkılar söyleyip dualar eder, hazırlığı bir toplumsal dayanışma ritüeline dönüştürür.
ŞEKER YOK, DOĞAL TAT VAR
Samanu’nun en dikkat çeken özelliklerinden biri de içinde hiçbir rafine şeker bulunmamasıdır. Tatlılığını tamamen buğdayın doğal şekerlerinden alır. Bu yönüyle hem sağlıklı bir alternatif sunar hem de doğallığıyla öne çıkar. Aynı zamanda oldukça besleyici olan buğday özü, karbonhidrat, protein, vitamin ve mineraller açısından zengindir. Bu özellikleriyle Samanu, geçmişte özellikle doğum sonrası kadınlara güç vermesi amacıyla da tüketilmiştir.
KÜLTÜREL BİR RİTÜEL, SOFRADA BİR SEMBOL
Samanu, sadece bir lezzet değil, aynı zamanda bolluğun, bereketin ve umudun sembolüdür. Nevruz kutlamalarında sofralarda mutlaka yer verilen Samanu, "yedi sin" adı verilen geleneksel masa düzeninin de önemli bir parçasıdır. Özellikle Orta Asya’da Samanu gecesi adı verilen özel bir etkinlikle hazırlanması, onu sosyal bir buluşma ve paylaşma geleneği haline getirir.
YÜZYILLARI AŞAN LEZZET YOLCULUĞU
İran’dan Orta Asya’ya kadar geniş bir coğrafyada benzer isimlerle anılan Samanu, tarihsel olarak Mezopotamya’ya kadar uzanan bir geçmişe sahiptir. O dönemden bu yana değişmeden gelen tarif, bugünün modern dünyasında bile sadeliği ve doğallığıyla ilgi görmeye devam ediyor. Günümüzde Samanu, yalnızca Nevruz’la sınırlı kalmayıp, sağlıklı yaşamı benimseyen bireylerin de alternatif tatlı tercihleri arasında yer buluyor.
Buğdayın sabırla tatlıya dönüşmesiyle ortaya çıkan Samanu, hem geçmişin mirası hem de doğaya saygının en tatlı ifadesi olarak varlığını sürdürüyor. Her kaşığında bir gelenek, her lokmasında bir kültür taşıyan bu eşsiz tatlı, yüzyılların izini bugünün sofralarına taşıyor.