Tarihin tozlu sayfalarından günümüzün rock sahnelerine uzanan, hem görseli hem de sesiyle büyüleyen bir enstrüman Nyckelharpa bir çok kişi tarafından bilinmiyor. Bu alet ilk bakışta kemana benzese de, kendine özgü yapısı ve çıkardığı çok katmanlı, yankılı sesiyle müzikseverlerin dikkatini çekiyor. Adını "anahtar arpı" anlamına gelen kelimeden alan geleneksel İsveç çalgısı, asırlar sonra yeniden keşfedilerek uluslararası alanda popülerlik kazanıyor.
KEMAN VE KLAVYENİN BÜYÜLEYİCİ BİRLEŞİMİ
Nyckelharpa, çalışma prensibi bakımından benzersiz bir yapıya sahiptir. Enstrüman, yayla çalınmasına rağmen, telleri kısaltan ve notaları değiştiren küçük ahşap tuşlara (anahtarlara) sahiptir. Bu mekanizma, bir yaylı çalgı olmasına karşın klavye hassasiyetiyle notaların kontrol edilmesini sağlıyor.

Enstrümanın kendine has ve derin sesinin sırrı ise rezonans tellerinde gizlidir. Çalınan ana tellerin hemen altında yer alan bu ek teller, çalınan her notanın titreşimiyle kendiliğinden yankılanır. Bu rezonans sayesinde ortaya çıkan ses, hem mistik hem de huzurlu bir atmosfer yaratarak dinleyicileri adeta tarihin derinliklerine çekiyor.
İSKANDİNAV HALK MÜZİĞİNDEN ROCK SAHNELERİNE
Asırlar boyunca İskandinav halk müziğinin vazgeçilmezi olan bu yaylı çalgı, günümüzde geleneksel sınırlarını aşarak modern müzik projelerine dahil oluyor. Özellikle film müziklerinde ve dünya müziği (world music) projelerinde sıkça kullanılan Nyckelharpa, son dönemde sınırları zorlayarak rock ve metal müzik gibi alışılmadık türlerde bile kendine yer buldu. Hatta, Ozzy Osbourne'un klasikleşmiş "Crazy Train" gibi eserlerin cover'larında dahi bu otantik sesi duymak mümkün hale geldi.
