Sosyal medyayı daha az kullanmaya çalışmak zaten zorlu bir süreçken, yeni bir araştırma Instagram’a “bağımlı olduğunu düşünmenin” bu mücadeleyi daha da ağırlaştırdığını ortaya koyuyor. California Teknoloji Enstitüsü ve Güney Kaliforniya Üniversitesi’nden araştırmacıların yürüttüğü çalışma, bağımlılık inancının kullanıcıların kaydırma, paylaşma ve etkileşimi azaltma çabalarını olumsuz etkilediğini gösteriyor.
BAĞIMLI OLDUĞUNU DÜŞÜNMEK KONTROLÜ ZAYIFLATIYOR
Independent Türkçe'de yer alan habere göre, bin 200’den fazla Instagram kullanıcısının incelendiği araştırmada, sosyal medyanın bağımlılık yaratabileceğini hatırlatılan kişilerin davranışlarını kontrol etmeye daha az eğilimli olduğu tespit edildi. “Bağımlı olduğuna” inanan kullanıcılar; kullanım azaltma girişimlerinde daha sık başarısız olduğunu, kendilerini suçladıklarını ve uygulamada kontrolsüzce zaman geçirdiklerini ifade etti. Buna karşılık, Instagram’ı bir “alışkanlık” olarak görenlerde bu olumsuzlukların görülmediği aktarıldı.
Ayrıca haber medyasının “sosyal medya bağımlılığı” ifadesini yaygın biçimde kullanmasının, kullanıcıların bu terimi yanlış yorumlamasına ve yoğun kullanımı bağımlılık olarak algılamasına yol açtığı belirlendi. Araştırmaya göre medyada bu ifade “sosyal medya alışkanlıkları”na göre 87 kat daha fazla kullanılıyor.
ALIŞKANLIK VE BAĞIMLILIK ARASINDAKİ FARK
Bilim insanları, Instagram kullanımının çoğu zaman bağımlılıktan ziyade otomatikleşmiş bir alışkanlık olduğunu vurguluyor. Sıkıldığında uygulamayı açma, bilinçli bir karar olmadan kaydırma ve etkileşimde bulunma gibi davranışların tamamen alışkanlık döngüsüne bağlı olduğu ifade ediliyor.
Araştırma, sosyal medya kullanımını “daha gerçekçi terimlerle” tanımlamanın kişinin kendine yüklenmesini azaltabileceğini ve kontrol duygusunu artırabileceğini ortaya koyuyor. Çünkü bağımlılık ve alışkanlık birbirinden farklı müdahale yöntemleri gerektiriyor: Bağımlılık terapötik destek isteyebilirken, alışkanlığı değiştirmek zaman sınırı koymak veya telefonun ortamdan uzaklaştırılması gibi davranışsal düzenlemelerle çözülebiliyor.
Araştırmacılar Instagram kullanıcılarının yalnızca çok küçük bir kısmının gerçek anlamda “klinik bağımlılık” kriterlerini karşıladığını belirtiyor. Çoğu kullanıcı en sık “Instagram’ı sık sık düşünme” belirtisini taşıyor; yoksunluk veya günlük yaşamın ciddi şekilde aksaması gibi ağır semptomlara ise nadiren rastlanıyor.
Sonuç olarak araştırma, Instagram kullanımını yanlış etiketlemenin kişileri çözümden uzaklaştırdığını; gerçekçi tanımlamaların ise daha sağlıklı ve uygulanabilir kontrol yöntemlerine yönlendirdiğini ortaya koyuyor.
