Materyalist felsefenin meyvesi: Despotizm

Materyalist felsefenin meyvesi: Despotizm

İlahi vahyin ışığını yansıtan nübüvvet silsilesi, cennetin Tûba ağacına benzer. Güzel ahlak, iffet, cömertlik meyvesini, enbiya ve evliyaları yetiştirmiştir. Materyalist felsefe silsilesi ise cehennemin zakkum ağacına benzer. Nemrutları, Firavunları, türlü türlü despot ve zalimleri insanlık ailesinin başına musallat etmiştir. Bütün güzellikler, ahlaki değerler, insani erdemler nübüvvet ve diyanet tarafındadır.

Bütün çirkinlik, kötülük, ahlaksızlık gibi seciyelerin menşei ise semavi vahyi dinlemeyen materyalist ateist felsefe akımlarıdır.

PROF. DR. NİYAZİ BEKİ

Dışa yansıyan ahlakın temel dayanağı insanın içindedir; fıtratına derç edilmiştir. Bunlar ‘kuvve-i şeheviye, kuvve-i gazabiye, kuvve-i akliye’ denilen üç kuvvettir. Kuvve-i şeheviye; yemek, içmek, konuşmak, uyumak, evlenmek gibi konulara insanın iştihasını ifade eder. Bu iştiha sayesindedir ki insan, gıdalarla biyolojik bünyesini, evlenmekle sosyolojik bünyesini (neslini) ayakta tutup idame ettiriyor. Kuvve-i gazabiye ise kişinin canını, cananını, dinini, malını- mülkünü, ülkesini korumaya yönelik olarak insana verilen ve öfke denilen bir savunma mekanizmasıdır. Kuvve-i akliye; hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan, yararı zarardan, iyiyi kötüden ayırmaya yönelik olarak insana verilmiş bir insani erdemdir.

Ancak bu her üç unsurun ‘ifrat, tefrit ve itidal=aşırı/normalin üstü, düşük/normalin altı ve orta yol’ olmak üzere üç boyutu vardır. İyi ahlakla kötü ahlakın tezahürleri bu üç boyutun birer yansımasıdır.

Bu üç kuvveti üç musluklu birer pınar olarak da tasvir edebiliriz. Mesela:

a. Kuvve-i şeheviye pınarının ifrat musluğundan fücur (helal-haram demeden arzu ettiği her kötülük) kiri akar.

Tefrit musluğundan humûd (helal şeylere karşı da iştihasızlık) kiri akar. İtidal (harama hayır; helale evet diyen iffet) musluğundan şirin şerbet akar.

b. Kuvve-i gazabiye pınarının ifrat musluğundan tehevvür (her türlü zulüm ve haksızlığa temayül etme) kiri akar.

Tefrit musluğundan cebanet (korkaklık ve buna bağlı olarak acizlik) kiri akar. İtidal musluğundan ise şecaat (haklı yerde kullanılan cesaret) şerbeti akar.

c. Kuvve-i akliye pınarının ifrat musluğundan Cerbeze (hakkı batıl, batılı hak olarak gösterme yeteneği) kiri akar.

Tefrit musluğundan gabavet (iyiyi kötüden ayırmayan geri zekâlılık) kiri akar.

İtidal musluğundan ise hikmet (hakkı hak, batılı batıl olarak görme yeteneği) şerbeti akar. Bu üç kuvvetin mutedil/orta yoluna ‘sırat-ı müstakim’ (dosdoğru yol) adı verilir. Bu yolda hikmet, iffet ve şecaat hâkimdir. Bu yolun yolcusu olan kimselerde daima güzellik, iyilik, dürüstlük, şefkat, merhamet ve empati gibi güzel hasletler bulunur. Bu sebepledir ki, beş vakit namazda okunan Fatiha suresinde bir tek duaya yer verilmiştir. O da “(Rabbimiz!) Bizi sırat-ı müstakime hidayet eyle/dosdoğru yola eriştir” şeklindeki duadır. Zira bu dua bütün duaların özü, ahlak yolunun tuzudur. Demek ki davranışlarımızı dışarıya sızdırmadan iç dinamiklerimizi tahlil edip tashih etmek gerekir.

AHLAK EĞİTİMİNİN İKİ TEMEL EKSENİ

Ahlakın temel unsurları konusunda eğitim görmek için takip edilen iki temel eksen vardır. Bunlardan biri ilahi vahyin mahsulü, diğeri beşeri aklın ürünüdür. İnsanlık camiasında, Hz. Âdem’den şimdiye kadar iki büyük cereyan, iki büyük düşünce silsilesi, her tarafta ve her tabakasında iki büyük ağaç misali dal budak salmıştır. Biri, ilahi vahiy ve ilhama dayalı nübüvvet/peygamberlik ve diyanet (samimi din mensuplarının) silsilesi; diğeri, insan aklının mahsulü olan felsefe silsilesi teşkil ediyor. Her ne vakit o iki silsile imtizaç ve ittihad etmiş ise yani felsefe silsilesi, nübüvvet ve diyanet silsilesine itaat ederek hizmet etmişse; insanlık âlemi parlak bir surette bir saadet, bir hayat-ı içtimaiye geçirmiştir. Ne vakit ayrı gitmişler ise bütün hayır ve nur, silsile-i nübüvvet ve diyanet etrafında toplanmış; şerler ve dalaletler ise, felsefe silsilesinin etrafında toplanmıştır.

Mesela felsefe silsilesi, kuvve-i akliye dalında; maddeci, materyalist ve tabiatı ilah gibi gören çeşitli ateizm meyvelerini, insan aklının eline vermiştir.

Keza, bu silsile, kuvve-i gazabiye dalında; Nemrutları, Firavunları, Şeddadları, türlü türlü despot ve zalimleri insanlık ailesinin başına musallat etmiştir. Ve kuvve-i şeheviye dalında da; sahte ilahları, putları ve uluhiyet dava edenleri mahsul vermiş ve yetiştirmiştir.

Buna mukabil, nübüvvet silsilesi, küre-i zeminin bağında mübarek dalları her tarafta mübarek meyveler vermiştir. Örneğin, kuvve-i akliye dalında enbiya ve evliya meyvelerini yetiştirdiği gibi... Kuvve-i gazabiyeyi dönüştürdükleri kuvve-i dafia dalında âdil hâkimleri, melek gibi melikler meyvesini vermiştir. Keza kuvve-i şeheviyeyi dönüştürdükleri kuvve-i cazibe dalında, güzel ahlak, iffet, sehavet/cömertlik meyvesini yetiştirmiş ve insanların nasıl şu kâinatın en mükemmel bir meyvesi olduğunu göstermiştir.

Özetle; ilahi vahyin ışığını yansıtan nübüvvet silsilesi, cennetin Tûba ağacına benzer. Materyalist felsefe silsilesi ise cehennemin zakkum ağacına benzer. Demek ki, bütün güzellikler, ahlaki değerler, insani erdemler nübüvvet ve diyanet tarafındadır. Bütün çirkinlik, kötülük, ahlaksızlık, zulüm ve gayr-ı insani seciyelerin menşei ise dinden uzak, semavi vahyi dinlemeyen materyalist ateist felsefe akımlarıdır.

Rabim, bizi rızasından uzaklaştıracak her türlü kötülükten uzak tutsun. Ve rızasına yaklaştıracak her türlü iyilik ve güzellikle buluşturtsun. İnşaallahurrahman! Âmin.

İNLEYİP DURMA!

Aç çehreni karıştırma alnındaki hatları
Kırışır sonra tenin şu gelen derd-u beladan
Acılar bir hal hatırdır soruyor çekme gamı
Kaçmamaya yok mu sözün verdiğin kalubeladan

İnleyip durma içinden yüzde yüz kârda isen
Sana hiç gelir mi zarar hakiki sevgili yardan
Bunca ikramları şahit O seni her an koruyor
Bu varlık hepsi O’nundur ne geç yardan ne diyardan

Sevgiliden ne gelirse hepsi güzel demedin mi?
Ateş ile fark edilir bu elmaslar şu kömürden
Sevda ile fark edilmez şu bir gül mü bir diken mi?
Cefalar dahi sefadır hiç kısaltmaz ki ömründen

(Niyazi Beki)

YORUMLAR (20)
20 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN