Sosyopat ve psikopat terimleri sıkça karıştırılsa da, her ikisi de toplumda antisosyal davranışlar sergileyen bireyleri tanımlar. Ancak, detaylara inildiğinde bu iki terimin farklı özellikleri bulunmaktadır.
Sosyopat nedir? Sosyopatlar genellikle çevresel etkilerin etkisi altında kişilik bozukluğu geliştiren bireyler olarak kabul edilirken, psikopatlar doğuştan gelen bu bozukluğa sahip olduklarına inanılır. Psikopatlar, planlı ve detaylı bir şekilde suç işlerken, sosyopatlar daha plansız ve düşünmeden hareket edebilirler. Her iki grup da otoriteye saygı duymaz, ancak psikopatlar bu eksikliği genellikle gizlerler.
SOSYOPATLIK: BELİRTİLER VE TEŞHİS
Sosyopatlık, genellikle çocukluk döneminde belirtiler göstermeye başlar ve belirli bir yaşa geldiğinde teşhis edilebilir. Ancak, sosyopatlar genellikle kendi sorunlarının farkında değildirler ve kendi istekleriyle tedavi olmaya yönelmezler. Bu nedenle, genellikle çevrelerindeki kişiler tarafından fark edilirler.
Sosyopatlar genellikle aykırı davranışlar sergilerler ve öfke kontrolü zayıf olduğu için sık sık kavgalarla karşılaşırlar. Manipülasyon yetenekleri yüksektir ve başkalarını kolayca kendi çıkarları doğrultusunda kullanabilirler. Sadakat veya merhamet gibi duyguları yoktur ve yalan söyleme konusunda usta olabilirler.
SOSYOPATLIK VE TEHLİKE
Sosyopatlar için tehlike ve risk, genellikle zevk aldıkları şeylerdir. Analiz yetenekleri gelişmiştir ve çevrelerindeki insanların zaaflarını kullanarak kendi çıkarlarına hizmet edebilirler. Suç işleme potansiyelleri yüksektir ve başkalarının duygularını ciddiye almazlar. Sosyopatlar genellikle sağlam arkadaşlıklar kuramazlar ve güvenilmezdirler.
Sosyopatlıkla popüler kültürde özdeşleşen örneklerden biri, Anthony Burgess'ın ünlü romanı "Otomatik Portakal"da ve daha sonra Stanley Kubrick tarafından sinemaya uyarlanan filmdeki Alex karakteridir.
