Son dönemde Türkiye gündemini meşgul eden ve büyük yankı uyandıran Marmaray'daki şiddet olayının temelinde, basit ancak hayati bir kural ihlali yatıyor: Toplu taşıma araçlarında kapı önünün meşgul edilmesi.
Oysa toplu ulaşımda seyahat eden her bireyin uyması gereken temel kurallardan biri, kapı önlerinde durmayarak iniş ve binişleri engellememek.
Bu kural, yolcu akışının sorunsuz sağlanması ve olası sıkışıklıkların önüne geçilmesi için büyük önem taşıyor.
KURAL İHLALİNİN ÖTESİNDEKİ SORUN: TOPLUMSAL HOŞGÖRÜSÜZLÜK
Yaşanan olay, sadece bir kural ihlalinin çok ötesinde, toplumun genel stres seviyesi ve tahammül düşüklüğü gibi derinlemesine sorunlara işaret ediyor.
Günlük yaşamın getirdiği yoğunluk ve baskı, bireylerin birbirlerine karşı sabrını azaltırken, en ufak bir gerginliğin dahi büyük çatışmalara dönüşmesine zemin hazırlıyor.
Bu durum, özellikle kalabalık toplu taşıma ortamlarında, bireyler arasındaki etkileşimin daha da hassas hale gelmesine neden oluyor.

İLETİŞİM DİLİNDEKİ YETERSİZLİK VE TETİKLEYİCİ UNSURLAR
Ne yazık ki, günümüzde bireylerin birbirlerini uyarma biçimleri medeni yaklaşımlardan uzaklaşmış durumda.
Bir durumu düzeltmek amacıyla yapılan bir uyarı dahi, kullanılan ses tonu, beden dili ve seçilen kelimeler nedeniyle bir tetikleyiciye dönüşebiliyor.
Yapıcı eleştiri yerine yargılayıcı bir dilin tercih edilmesi, empati eksikliği ve saygıdan yoksun ifadeler, basit bir anlaşmazlığı kısa sürede tırmandırabiliyor.
Toplumsal nezaketin ve karşılıklı anlayışın eksikliği, düzenin sağlanmasını zorlaştırırken, güvenli bir toplu ulaşım deneyimini de olumsuz etkiliyor.
NEZAKET VE EMPATİNİN ÖNEMİ
Bu üzücü olay, bizlere bir kez daha gösterdi ki; kurallara riayet etmek kadar, bireylerin birbirleriyle olan etkileşim biçimlerini de gözden geçirmeleri büyük önem taşıyor.
Toplumda huzur ve düzenin tesis edilebilmesi için nezaket ve empati kavramları hayati bir role sahip.
Karşımızdaki bireyin durumunu anlamaya çalışmak, kendi perspektifimizden önce onun bakış açısını değerlendirmek ve saygılı bir iletişim dili benimsemek, bu tür istenmeyen olayların önüne geçilmesinde kilit rol oynar.
