Günümüzde kullandığımız modern mürekkeplerin aksine, kadim medeniyetlerin bıraktığı kalıcı mirasların sırrı, doğadan toplanan hammaddelerin incelikle işlenmesinde saklanıyor. Bu antik sırrın en çarpıcı örneklerinden biri de, geyik boynuzunun hayati bir rol oynadığı mürekkep yapım süreci oluyor. Yüzyıllar boyunca saklanmış bu geleneksel yöntem, bir tutkal görevi gören jelatin ile en saf isi birleştirerek, suyla ezildiğinde dahi zamana meydan okuyan ipeksi bir macun elde edilmesini sağlıyor.
MÜREKKEBİN GİZLİ SIRRI
Antik mürekkep yapımının en kritik aşaması, geyik boynuzlarının hazırlanmasıyla başlar. Boynuzlar, tam üç gün üç gece boyunca kesintisiz olarak kaynatılır. Bu uzun ve sabır gerektiren işlem, boynuzun içindeki tüm bileşenleri serbest bırakarak yoğun ve güçlü bir jelatinin ortaya çıkmasını sağlar. Ortaya çıkan bu jelatin, mürekkebin temel yapıştırıcı ve bağlayıcı maddesi olarak görev yapar, pigmenti bir arada tutarak kağıt üzerinde kalıcılığını ve yayılımını garantiler. Bu doğal tutkal, mürekkebin yüzyıllar boyu dayanmasının ana nedenidir.
DUMANIN İÇİNDEN TOPLANAN EN SAF PİGMENT
Mürekkebin rengini veren pigment ise başka bir ustalık gerektiren yöntemle elde edilir. Özel olarak istiflenmiş fırınların içinde çam odunları kontrollü bir şekilde yakılır ve yükselen duman içeride hapsedilir. Usta sanatçılar, yükselen dumanın içinden, tüy yardımıyla sadece yukarı doğru süzülen en kaliteli ve en hafif isi toplar. Bu saf is, mürekkebin yoğun siyah rengini ve ipeksi dokusunu sağlayan ana pigmenttir.

SANAT VE KUVVETİN BULUŞMASI
Elde edilen saf is, geyik boynuzundan çıkan jelatinle karıştırılır. Ancak süreç burada bitmez. Macun kıvamına gelen bu karışım, binlerce kez elle yoğrulur ve içerisindeki hava boşluklarını tamamen gidermek, homojen bir yoğunluk sağlamak için balta ile defalarca sıkı sıkıya dövülür. Bu kuvvet ve sabır isteyen işlem sonucunda yoğun, hava boşluğu olmayan, pürüzsüz ve ipeksi bir macun elde edilir.
ZAMANA MEYDAN OKUYAN SON DOKUNUŞ
Hazırlanan bu macun, özel tahta kalıplara bastırılır ve uzun bir süre, bazen aylarca süren bir doğal kurutma sürecine bırakılır. Kuruma tamamlandığında, ortaya çıkan mürekkep çubukları, değerli bir sanat eseri muamelesi görerek altın detaylarla süslenir. Kullanım aşamasında, bu efsanevi mürekkep çubuğu suyla ezilerek sulandırılır ve ortaya çıkan eşsiz, kalıcı mürekkep, hat sanatının en değerli eserlerini yüzyıllarca taşıyacak o son dokunuşu yapar.
