Evinde 24 karınca kolonisi kuran öğretmen Kadir Sütçü, depremleri önceden tahmin ediyor. Karıncaların yuvadan kaçma, sağa sola devrilme, ateş üzerindeymiş gibi yürüme, yol şaşırma, kasılma, havale geçirme gibi davranış bozukluklarıyla ve sebepsiz ölümleriyle İstanbul’da deprem olup olmayacağını ve depremin şiddetini tahmin eden Sütçü, her ile koloni takip merkezi kurulması gerektiğini vurguluyor ve iddia ediyor; “Deprem önceden bilinebilir!”

Basında ‘karıncalarla depremi bilen adam’ olarak tanınan ve İstanbul Sarıyer İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nde Eğitici Bilişim Teknolojileri Formatör Öğretmeni olarak görev yapan Sütçü, karıncaların deprem öncesi gösterdiği 15 rutin hareket olduğunu ve bu hareketlere göre depremin şiddetinin tahmin edilebileceğini söylüyor. Sütçü’nün hikayesi bir erik ağacı ile başlıyor:
“11 Kasım 1999 günü bahçemde gezerken, karıncaların yuvalarından kaçıp erik ağacının gövdesine dolandıklarını gördüm. Ziraatçı olduğum için dikkatimi çekti tabii. Ertesi gün 12 Kasım’da Düzce depremi oldu. O günden sonra gözümü karıncalardan ayırmamaya karar verdim. Yarısı bahçemde, yarısı evde ve her birinde biner marangoz karınca olmak üzere 24 kolonim var. Dokuz yıldır Kandilli Rasathanesi’nin deprem kayıtlarıyla karıncalarımın hareketlerini karşılaştırıyorum. Depremden birkaç gün önce sıradışı davranışlarda bulunduklarını tespit ettim.”
Karıncaların 15 kritik hareketi!
Peki Kadir Sütçü’nün mikroskop yardımıyla incelediği bu karınca hareketleri neler?
Karıncaların ilk sıra dışı hareketi elbette yuvadan dışarı çıkmaları. Ardından düşme, sağa sola devrilme, ateş üzerindeymiş gibi yürüme, yol şaşırma, dağınık yürüme, yuva ağzında kümeleşme, kasılma, uyuşukluk ve havale geçirme hareketleri geliyor. Bu hareketler, 4.0 şiddetine kadar olan önemsiz bir depreme işaret ediyor. 4.0 ile 5.0 arası depremlerin öncesinde ise saydığımız tüm sıradışı davranışların yanı sıra, sebepsiz yere her koloniden yüzde 20-30 civarında karınca ölüyor. 5.0 ile 6.0 şiddet aralığındaki depremlerden önce de sıradışı davranışlara yüzde 40-50 oranında ölüm ekleniyor. Depremin şiddeti 7.0’a vuruyorsa bu oran yüzde 60’ı buluyor. 7.0 üzeri depremlerden önce ise kolonilerdeki karıncaların yüzde 80’i nedensizce ölüyor. Bu toplu ölümden önce yıldız şeklinde bir küme oluşturan karıncalar ölüme de hep birlikte gidiyor. Sütçü, karıncaların depremden önce yeraltından gelen elektromanyetik dalgalanmalardan rahatsız olarak bu tür sıradışı davranışlarda bulunduklarını ve öldüklerini söylüyor.
Karıncaları kuvars çarpıyor
Bu oldukça akla yatkın duruyor. Üstelik bilimsel desteği de var. Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği bölümünden emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Kaynak’ın “Üç deprem bulutu” başlıklı makalesinde, Sütçü’nün “elektromanyetik dalgalanma” dediği durum şöyle anlatılıyor: “Deprem yaklaştığında gerilen, sıkıştırılan ve bükülen kayaların içerisindeki SİO2 bileşimli kristaller, moleküllerindeki silisyum atomlarının elektron yörüngelerinden, atomların dışına çok miktarlarda elektron fışkırtırlar.” İşte buna, yani kristal yapıdaki cisimlerin kendilerine dışarıdan uygulanan basınç miktarı ile orantılı olarak elektrik üretme özelliğine “piezoelektrik” olay deniyor. SİO2’nin saf hali olan ve yeryüzünde fazlaca bulunan “kuvars” kristali, fay hatlarında “piezoelektrik” olaya sebep oluyor. Karıncalar da bu olaydan etkileniyor olabilir.
