Tarihçi Yazar Hakan Erdem, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'un sunduğu Bi'KARAR Ver programına konuk oldu. Türk tarihin modernleşme ve bozulma dönemini anlattı. Erdem, tarihi bozulmanın Cumhuriyet döneminde başladığını ifade etti.
Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'ın sorularını yanıtlayan Tarihçi Yazar Hakan Erdem, Türk tarihinin dönüşümü ve modernleşmesi hakkında değerlendirmelerde bulundu. Geçtiğimiz günlerde, KARAR TV'ye konuk olan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "Muhafazakarlarla helalleşmeliyiz" açıklaması gündemin en çok konuşulan konuları arasındaydı. Erdem, önceki dönemlerde de bu tür açıklamaları dinlediklerini belirterek, CHP'nin bu söylemlerin içini doldurması gerektiğini ifade etti.
Erdem, Kılıçdaroğlu'nun muhafazakar kesimle ilgili açıklamalarının medenice yaşama isteğinin dışavurumu olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:
"Açıklamaları olumlu buldum. Olumuz bulmamak çiğlik oldur. Bu sadece dindarlara ait değil, çok değişik kesimlere zengin çok katmanlı toplumda medenice yaşama isteğidir. Bu tip beyanlar önemlidir, içi doldurulmalıdır. Biz ne demokrasi masalları dinledik. Bazılarına verdik krediyi dinledik. Bir toplumun tarihiyle hesaplaşması olmaz. Geçmiş geçmişte kaldı. Tarih yazımıyla hesaplaşılabilir."
Erdem, CHP liderinin açıklamalarının geçmişe değil, bu güne ait mesajlar olduğunu söyledi. Erdem, "Sizi görüyoruz anladık, mağduriyetler yaşadık, yaşatmamak istiyoruz, beraber yaşayabiliriz" mesajı olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.
"MUHAFAZAKAR KESİMDE DE ATATÜRK MİTİ GİDİYOR"
Yeni Şafak Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Likoğlu, "Anıtkabir’de Kur’an okuma" çağrısı yaptı. Likoğlu'nun açıklaması tartışma yarattı. Tarihçi Erdem, açıklamaya ilişkin, "Her ideolojinin en kötü tarafını tutup işe yaramayan kısımlarını atmak olarak anlıyoruz. Tuhaf sentezler üretiyoruz. Sadece Kılıçdaroğlu muhafazakar kesimle helalleşmiyor, Muhafazakar kesimde Gazi Mustafa Kemal miti gidiyor. Mitleştirmeye bayılıyoruz" dedi.
"1930'LU YILLARDA TARİH BOZULDU"
Türk Tarihi'nin modernleşme ve bozulma dönemine değinen Erdem, "Bilinçli bir Osmanlı modernleşmesi var. Türkiye, ciddi bir dönüşüm yaşadı. Bir toplumun kurulmasından bahsediyoruz" diyerek Türk Tarihinin dönüşüm ve kırılma dönemini ise Cumhuriyet Dönemi'nde başladığını ifade etti. Erdem, "Osmanlı'da tarihin araçsallaştırma yoktu. Cumhuriyet'in başlarında başladı. İlk taşı 1931 yılında tarih kitabını yazanlar attı. 1930'lu yıllar tarihi bozdu" dedi.
"SANAYİ TESİSLERİNE FİLM SETİ KURARSANIZ, MİRAS ORTADAN KALKAR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD) İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 26’ncı Olağan Genel Kurulu’na "Sanayi Devrimi'ni kaçırdık" açıklaması yapmıştı. Erdem, bu açıklamaya ilişkin , "Cumhurbaşkanı tarihçi değil. Bu tür söylemler geçmişi alamaya yönelik değil. Osmanlı'daki mirasın hakkını bilmezseniz, sanayi tesislerini film seti ya da eğlence merkezi yaparsanız, o mirasta ortadan kalkar, gider" diye konuştu.
Erdem, tarihi işleye Türk dizilerini de eleştirdi. Tarihi anlatan Türk dizilerde patolojik bir görüntü ortaya çıkrığını ifade ederek, "Şu anda altını çize çize söylüyorum. Ortak öğretilmiş, belleğimize ait olup bozulmayan bir şey kalmadı" dedi.
"OSMANLI DÖNÜŞÜMÜNÜ SİLİP, ATATÜRK'Ü AYDINLANMA FİGÜRÜ LANSE EDERSİNİZ"
100 senede algısı bozuk bir toplum oluşturulduğunu ifade eden Erdem, "Her ideolojik görüşten katkı alarak alternatif tarihçilerimiz ve medyamız geçmişe dönük algısız bir toplum yarattık. Eserimizle övünebiliriz. Biz hep, Rönesans'ta "Avrupa ileriye gitmeye başladı" diye öğrettik. Avrupalıların bundan haberi yok. Böyle bir tarih eğitim bagajından geçerseniz, Osmanlı toplumunun dönüşümlerini silip, Mustafa Kemal'i aydınlanmanın figürü lanse edersiniz" diye konuştu.
"ISLAHAT FERMANI SEKÜLERİZM ADINA BÜYÜK ADIMDI"
Bazı konularda Islahat Fermanı'nın gerisine gittiğimizi ifade eden Erdem, Tanzimat Dönemi dönemin değinerek, "Biz,1856 yılının gerisine gittik. Islahat Fermanı'nda Gayrimüslimlerin incitilmemesi var. Bu sekülerizm adında çok büyük bir adımdır. Anayasaya sekülerizm maddesini sokmakla, 1937'de bir toplum seküler ve laik olmaz. Ama bir toplum 1856 yılında Müslümanlar ve Gayri Müslimler eşittir demişse ve bunu uygulanırken, şimdi gavurun kılıcı gibi laflar rahatlıkla söyleniyor" dedi.
