Kültür hayatımızdaki etkisiyle mukabil oranda görünmeyen ama olmadığı vakit eksikliği çok hissedilen birçok insan vardır. Fatih Dalgalı da bunlardan biridir. Ürettikleri, katkıda bulunduklarından daha az olsa da birçok çalışmaya katkısı vardır ve bu vakte kadar okuyucuya sunduğu kitaplar alanının en yetkin kitaplarıdır. Dalgalı “Allah eksikliğini göstermesin” dediklerimizden.
ŞABAN ÖZDEMİR
Şimdilerde harika bir kitapla karşımızda Dalgalı. Hatırat, portre, röportaj türünü sevenlerin elinden bırakamayacakları bir kitap. Ötüken Neşriyat tarafından yayımlanan ‘Bölük Pörçük Hatıralar-I’ adlı kitabı sadece karıştırmak için elime aldım, bıraktığımda kitabın 200 sayfasını okumuştum bile. İnsanımıza, İstanbul’a, tarihimize, kültürümüze değer veren herkesin çok seveceği, elinden bırakamayacağı bir kitap ‘Bölük Pörçük Hatıralar’.
Kitap, bizde çok ihmal edilen bir alan olan sözlü tarih çalışması niteliğinde. Dalgalı; kimi sanat tarihçisi, kimi ârif, kimi yazar, kimi kütüphaneci olan 20 şahsiyet ile 15 yıllık bir süreçte yaptığı sözlü tarih çalışmalarını, konuştuğu şahsiyetlerin isimlerine göre alfabetik olarak derlemiş.
Daha ilk bölümden vuruyor insanı kitap. Adnan Özyalçıner’in hatıraları bir masal gibi… Anlatılanlar sanki hayal gibi geliyor okuyucuya. İstanbul’un bu dünyanın en hoyrat kullanılan şehrinin nasıl dönüştüğünü de gösteriyor Özyalçıner’in anlattıkları. Şişli’nin ötesinin dutluk, Bayrampaşa’nın enginar ve bamya tarlası olduğu, eski konakların oda oda kiraya verildiği, İstanbul’a has meyvelerin olduğu bir rüya âlemi. Ama baktığınızda 70-80 yıl öncesi… Adnan Özyalçıner gibi bu kitapta geçen birçok şahsiyetin hatıralarını İstanbul folkloru ya da mahvettiğimiz eski İstanbul’da yaşama kültürü olarak da okuyabiliriz. Dalgalı’nın yerinde olsaydım Özyalçıner’e “O eski İstanbul’un güzelliklerinden sonra bu İstanbul’a nasıl tahammül edebiliyorsunuz?” diye sormadan edemezdim.
Bu kitap aynı zamanda kültür hayatımızda çok görünmeyen, televizyona çıkıp popüler olma kaygısı taşımayan, meselesini derdi hâline getirmiş şahsiyetleri de bize tanıtıyor. Bunlardan biri Ahmed Bilgin Turnalı. Şinasi Akbatu ve Kemal Elker gibi önemli şahsiyetlerle birlikte kaybolan mimari eserlerimizin peşine düşmüş bir gönül erinin anlattıkları çok önemli. Öbür taraftan Ahmed Nezih Galitekin gibi bir kitap ve gönül ehlinin kitaplarla ördüğü dünyasını hayranlıkla okuyacaksınız. Hele bir Aydın Boysan bölümü var ki tadı damağımda kaldı. Boysan’ın diğer kitapları gibi zevkli, eski İstanbul’dan anılarla yüklü harika bir bölüm. Gavsi Bayraktar’ın anlattıklarını okurken siz de benim gibi bu şehre ve kültüre nasıl kıymışız, bunca fenalığı nasıl etmişiz kendimize diye düşünebilirsiniz. Her satırında ayrı bir letafet, ayrı bir incelik bulduğum bir bölümdü Gavsi Bayraktar’ın hatıraları.
Kitaptaki hatıra sahiplerinden bazıları emanetini teslim etmiş, bazılar berhayat… Mehmed Âkif Köseoğlu gibi tekkelere ömrünü vermiş, mütebahhir bir araştırmacının anlattıklarını da çok sevdim. Öbür taraftan Türkiye’deki kütüphaneciliğin önemli isimlerinden olan Ramazan Minder’in İBB Atatük Kitaplığı’nda yaptıkları ve yaptıklarının başına gelenleri bence herkes ibretle okumalı. Ramazan Minder’in hatıralarını okuyunca bu ülke için geçerli bir mesel akla geliyor: Bu ülkede hiçbir başarı cezasız kalmaz.
Bölük Pörçük Hatıralar, kültürümüz için ehemmiyetli birçok şahsiyetin hayatına dair anekdotlarla da yüklü. Cemalettin Server Revnakoğlu’ndan Behçet Necatigil’e Muzaffer Ozak’tan Ahmed Celaleddin Dede’ye kadar sayısız isimle ilgili anekdotları satır aralarında bulacaksınız.
Bu kitap aynı zamanda büyük bir emek ürünü. Dalgalı’nın metne koyduğu dipnotlar büyük bir vukufiyetle hazırlanmış. Hatıralar kadar kıymetli. Metni daha anlamlı hâle getirmiş söz konusu notlar.
Kitabı bitirdiğimde çok güzel bir yemekten ağzımda kalan tat, harika bir filmden aldığım haz, muhteşem bir manzaranın insanda bıraktığı etkilenmişliğe benzer bir durumdaydım. Kitap hiç bitmesin istedim. Ama biliyorum ki devamı gelecek ve merakla diğer ciltleri bekleyeceğim. Siz de hayatını inceliklerle kurup kültürümüze yön veren insanların hatıralarını merak ediyorsanız bu kitabı kaçırmayın derim.