ÖMER FARUK
Profesyonel tur rehberiymiş. Aynı zamanda ‘Roma tarihi’ ve ‘İtalya’ uzmanı. Fatih Altaylı konuğunu “rehber demeye bin şahit ister, o aslında sanat tarihçisi, tarihçi, hikâye anlatıcısı” diye takdim etmiş, iki saatlik program ‘su gibi’ akıp geçmişti. Göksel Göksoy’un ‘hitabeti’ kadar kalemi de akıcıydı. ‘Pompei üzerine’ yaptığı çalışmayı da aynı ilgiyle ve dikkatle okumuştum.
Göksoy yeni bir kitap daha kaleme almış: ‘200 Maddede Roma İmparatorluğu’nun Tarihi’. Bu kez Kronik Kitap’ın Dakikalar İçinde Serisi’nden çıkan bu kitap bana, Dost Yayınları’nın Kültür Kitaplığı’nın siyah kapaklı ‘küçük cep kitaplarını’ hatırlattı. Her biri belirli bir konu üzerine odaklanan; genellikle 140-150 sayfa civarında, ‘özlü ve bilgilendirici’ eserlerden oluşan bu seri, sıradan okurun ‘genel kültür açığını’ kapatması için ‘uzmanı tarafından’ titizlikle hazırlanmıştı. Hâlâ bir yerlerde rastladıkça, ‘radarıma giren konuyla’ ilgiliyse o kitapçığı satın almadan duramam: Rus Edebiyatı, Doğumunun Yüzüncü Yıldönümünde Jean-Paul Sartre, Varoluşçuluk, Büyük Patlama, İşaretler Semboller ve Mitler, Kitabın Tarihi vb.
Dost Yayınları ya da Kronik Kitap’ın Dakikalar İçinde Serisi kadar kapsamlı ve çeşitli olmasa da Yapı Kredi Yayınları da ‘cep boy’ Genel Kültür Dizisi basmıştı vaktiyle. Çok önemsiyorum bu tarz kitapları. Sıklıkla da öneriyorum çevreme. Vakti kısıtlı, dikkati zayıf, ilgisi yüzeysel, gündelik koşturmacadan yorgun düşmüş ama kimi konulara ‘meraklı okurun’ kafasında bir ‘çerçeve’ oluşturuyor çünkü. Çıkılan ‘entelektüel yol’ için basit bir kılavuz. Efradını cami ağyarını mâni, dermiş eskiler, o misal.Aynı zamanda talep gören bir ‘tur rehberi’ de olan Göksel Göksoy, hikâye anlatıcılığındaki maharetinin de yardımıyla, Roma İmparatorluk tarihini ‘200 maddeye’ sığdırmayı başarmış; tam da ‘seriye’ yakışacak özenle: “Devletin kurucusu sayılan Romulus ve Remus’a dair anlatılar nelerdi? Roma devleti Etrüsklerden ne denli etkilenmişti? Hannibal’ın seferleri Roma’yı ne kadar sarstı? Kartaca’nın akıbeti ne oldu? Bir krallık olan Roma nasıl oldu da Cumhuriyet yönetimini benimsedi? Iullius Caesar ebedi diktatör unvanını nasıl kazandı? Bu görkemli imparatorluk nasıl yıkıldı? Bu sorulara cevapların yanı sıra İmparator Augustus, Filozof İmparator Marcus Aurelius, Turist İmparator Hadrianus, Neron, Caligula, Gotlar, Hıristiyanlığın devlet dini haline gelmesi, Roma’nın barbarlarca yağmalanması...” Ve daha nice konu!

Okuduktan sonra Roma’ya dair bilinmesi gerekli ‘hemen her şeyi’ öğreniyorsunuz. Derinleşmek isterseniz bu kitapçık sizi yönlendiriyor başka okumalara; başka kitaplara ‘yol’ açıyor. Böyledir bu zaten. Ama ‘kimi okurlar’ bu tarz kitapları küçümsüyor, ‘sıradan’ buluyor. Sartre’ın anlaması güç teorisini anlamak için ‘Varlık ve Hiçlik’e başlamadan önce Sarah Bakewell’ın ‘Varoluşçular Kahvesi’ ya da Nigel Warburton’ın ‘Felsefenin Kısa Tarihi’ niçin basitçe bulunur, anlamam. Alışmak gerekiyor bazı şeylere önce, yavaş yavaş. Alışmak da ‘böyle kitaplarla’ mümkün.
Kronik’in/Dost’un/Yapı Kredi’nin ‘Genel Kültür Dizileri’ özellikle liselerde ‘ders kitabı’ olarak okutulsa yeridir. Bilginin temizine, yalnız ‘temizine’ değil, bizi derli toplu ve tutarlı bir ‘dünya görüşüne’ bağlayacak ‘en temel/en sade’ bilgiye ihtiyaç duyduğumuz çağdayız. Göksel Göksoy’un ve serinin diğer kitapları ‘akıllı telefon’ büyüklüğünde. Cebimize, çantamıza sığabilir. Herhangi bir yerde sıra beklerken veya okulda, işyerinde, sokakta, otobüste, ‘beynimizi çürüten’ akıllı telefonların yerine bize eşlik edebilir.
‘Brain Rot’, dilimize çevrilen anlamıyla ‘beyin çürümesi’ 2024’de Oxford Üniversitesi tarafından ‘yılın kelimesi’ seçilmiş. “Beyin çürümesi, özellikle önemsiz veya zorlayıcı olmayan materyallerin aşırı tüketiminin sonucu olarak görülen, bir kişinin zihinsel veya entelektüel durumunun varsayılan bozulması olarak tanımlanır” diyor BBC. Sebebi ‘cebimizde’ taşıdığımız, ekranını ‘kaydırıp durduğumuz’ cep telefonları: Dikkatimizi dağıtıyor, ‘yüzeysel bilgiyi’ aramızda yayıyor, ‘anlamlı düşünce üretimini’ baltalıyor, zihinsel sağlığımızı tehdit ediyor.
Cep telefonlarının yerini genel kültürümüzü besleyecek ‘cep kitaplarıyla’ değişmenin vakti gelmedi mi? Göksel Göksoy’un ‘200 Maddede Roma İmparatorluğu’nun Tarihi’ başlangıç için gayet iyi. Ne de olsa ‘her yol’ Roma’ya çıkmıyor mu?
