Suriye’nin başkenti Şam’da, ülkenin en büyük arkeolojik koleksiyonuna ev sahipliği yapan Şam Ulusal Müzesi, iç savaşın yaralarını sarmaya çalıştığı dönemde şok bir soygunla sarsıldı. İç savaş sırasında en değerli eserlerin korunması amacıyla altı yıl boyunca kapalı kalan ve kültürel mirasın korunma çağrılarının sembolü haline gelen müze, soyguncuların hedefi oldu. Yetkililer, soygunun Pazar gecesi (10 Kasım 2025) gerçekleştiğini ve Pazartesi sabahı (11 Kasım) Klasik Eserler bölümündeki bir kapının kırık olduğunun fark edilmesiyle ortaya çıktığını belirtti. Bölümün, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserlere ev sahipliği yaptığı biliniyor.
RESMİ KAYIP: 6 MERMER HEYKEL
Suriye Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden (DGAM) yetkililer, yapılan ilk incelemeler sonucunda Roma dönemine ait 6 adet Helenistik mermer heykelin çalındığını doğruladı. Soygunun ardından müze, yetkililerin olay yerini incelemesi ve delil toplaması için geçici olarak kapatıldı.
GİZEMLİ ‘ALTIN İDDİASI’ VE CAM VİTRİN DETAYI
Çalınan eserler arasında mermer heykellerin yanı sıra, uluslararası haber ajanslarına (AFP, Reuters) konuşan kaynaklar müzeden ‘bazı sergilerin’ kayıp olduğunu ve bunların arasında altı adet altın döküm veya metal çubukların bulunduğu yönünde iddiaların bulunduğunu belirtti. Bir kaynak, hırsızların bir cam vitrini kırdığını ve muhtemelen bina içinde kaldığını öne sürdü. Bu iddialar, kayıp eserlerin kapsamını genişleterek soygunun önemini daha da artırdı.
MÜZE MUHAFIZLARINA SORUŞTURMA
Şam Valiliği İç Güvenlik Komutanı Tuğgeneral Usame Muhammed Hayr Atike, olayla ilgili derhal kapsamlı bir soruşturma başlatıldığını duyurdu. Atike, sadece failleri yakalamak için değil, aynı zamanda olayın koşullarını ve meydana geliş şartlarını belirlemek amacıyla müze muhafızları ve ilgili kişiler hakkında da soruşturma yürütüldüğünü açıkladı. Bu durum, hırsızlıkta içeriden yardım alınmış olabileceği şüphesini gündeme getiriyor.
DÜNYA MÜZELERİNDE GÜVENLİK ALARMI
Şam Ulusal Müzesi’ndeki hırsızlık, son dönemde dünya çapında kültürel kurumları hedef alan bir dizi soygunun son halkası oldu. Art arda yaşanan bu olaylar, müzelerin güvenlik sistemlerinin yetersizliğini ve tarihi eser kaçakçılığındaki artan tehlikeyi gözler önüne seriyor. Bu zincirleme olayların ilki, Ekim ayında Paris’teki Doğa Tarihi Müzesi’nde yaşandı: Çinli bir kadın, değeri 1 milyon doları bulan altın çalmakla suçlanarak tutuklandı. Bu olay, uluslararası müzelerde güvenlik zafiyetinin ilk sinyallerinden biri olarak kayıtlara geçti. Sadece birkaç hafta sonra ise, dünyanın en ünlü müzelerinden olan Louvre da tarihi mücevher hırsızlığıyla sarsıldı. Yaşanan bu olaylar üzerine Louvre Müzesi yönetimi derhal harekete geçti. Art arda gelen soygunların ardından geçen cuma günü bir acil durum toplantısı düzenleyen Louvre yetkilileri, güvenlik önlemlerini artırma kararı aldı ve mevcut koruma yöntemlerinin çoğunun eski olduğunu, bu nedenle acil bir modernizasyona ihtiyaç duyulduğunu kabul etti.
SAVAŞ BOYUNCA 40 BİN ARKEOLOJİK ESER ÇALINDI YA DA KAÇIRILDI
Suriye’deki iç savaş sırasında güvenlik amacıyla pek çok paha biçilmez eserin ülkenin farklı yerlerinden buraya taşınmış olması nedeniyle, müzenin bu denli önemli bir kayıp yaşaması, ülkenin kültürel varlıklarının güvenliği konusundaki endişeleri bir kez daha tehlikeli boyutta artırdı. Müzedeki soygun, Palmira Antik Kenti’ndeki Bel ve Baalşamin tapınaklarının yıkılması, Halep’teki tarihi Emevi Camii minaresinin çökmesi ve on binlerce arkeolojik eserin yağmalanması gibi, ülkenin kültürel mirasının savaş boyunca yaşadığı yıkımın acı bir devamı niteliğinde.Gerda Henkel Vakfı ve Suriye Eski Eserleri Koruma Derneği’nin 2020’de yayımladığı bir çalışmaya göre, Suriye’de savaşın başlangıcından bu yana ülke genelindeki müze ve sit alanlarından 40 binden fazla arkeolojik eserin çalındığı veya kaçırıldığı tahmin ediliyor.
