Türkiye Kültür Yolu İpek Yolu'nun kavşağında

Türkiye Kültür Yolu İpek Yolu'nun kavşağında

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca düzenlenen Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin beşinci durağı tarihi İpek Yolu’nun kavşak noktası Bursa oldu. Yerli ve yabancı turistlerin cazibe merkezleri olan Bursa’da festival boyunca 71 noktada 600 etkinlik düzenlenecek. Bursalılar festival sayesinde hayatlarında ilk kez Picasso’nun eserlerini yakından görecek, turistler ise şehrin kültürel mirasını yansıtan etkinliklere şahitlik edecek. Bursa’nın tarihi sokaklarını 6 Temmuz’a kadar yüzlerce sanatçı adımlayacak.

SALİHA SULTAN

Osmanlı Devleti’nin ilk başkenti, tarihi İpek Yolu’nun kavşak noktası, Evliya Çelebi’nin meşhur seyahatlerinin başlangıç durağı yeşil Bursa bugünlerde Türkiye Kültür Yolu Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın düzenlediği festivalin bu seneki beşinci durağı olan Bursa’da, çeşitli kültür merkezlerinden tarihi Koza Han’a tam 71 noktada 6 Temmuz’a kadar 600’den fazla etkinlik Bursalılarla buluşuyor. Bursa Kültür Yolu Festivali yalnız şehrin sakinlerinin değil, Türkiye’nin önemli turizm duraklarından biri olan şehre gelen turistler için de cazip etkinliklere imza atıyor.

‘YEREL VE EVRENSELİ HARMANLAYAN GÜÇLÜ BİR TURİZM ATILIMI’

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın davetlisi olarak katıldığım Bursa Kültür Yolu Festivali’nin açılışı Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, Bursa Valisi Erol Ayyıldız, Türkiye Kültür Yolu Festivali Genel Direktörü Selim Terzi ve birçok sanatseverin katılımı ile Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde gerçekleşti. Bakan Yardımcısı Yazgı, açılış konuşmasında festivali medeniyetimizin kurucu izlerini taşıyan bir kültür ve tarih hazinesi olan Bursa’da gerçekleştirmenin önemini vurgulayarak, “Bu festival yalnızca konserlerden ya da sergilerden ibaret değil; geçmişle geleceği buluşturan, yerel olanla evrenseli harmanlayan güçlü bir kültür ve turizm atılımı. Şehirleri marka şehirler haline getirmenin yolu onların kültürünü, sanatını ve hikâyesini yaşatmaktan geçiyor, Türkiye Kültür Yolu Festivali tam olarak bunu yapıyor” değerlendirmesini yaptı. Yazgı, Türkiye’nin dünya turizminde 5. sıradan 4. sıraya yükseldiğini de hatırlatarak, kültürel etkin liklerin nitelikli ziyaretçi artışını destekleyerek turizme önemli katkı sağladığının da altını çizdi.

30kr2-manset

TARİHİ KOZA HAN’DA GELENEKSEL İPEK BASKI YAPTIK

Bursa Kültür Yolu Festivali’nde en keyif aldığım anlardan birini de tarihi Koza Han’da yaşadım. Aslında amacım Bursa’ya gitmişken II. Bayezid tarafından 15’inci yüzyılın sonlarında Ulu Cami ile Orhan Camii arasına yaptırılan tarihi hanı gezmek, ardından genel yayın yönetmenim İbrahim Kiras’ın tavsiyesi üzerine Kayhan Çarşısı’nda ‘cantık’ yemekti. Koza Han’a girdiğimde karşıma Bursa’nın kent mimarisine de şekil veren ipek kültürüne dair festival kapsamında düzenlenen bir atölye çalışması çıktı. Şehrin önemli markalarından Atınç İpek tarafından düzenlenen etkinlikte tanıştığım firma yetkilisi Fatma Arseven’den, ipeğin Bursa’ya 16’ncı yüzyıllarda İpek Yolu sayesinde geldiğini, Koza Han’ın da o tarihten beri ipeğin merkezi olduğu bilgilerini öğrendim. İpek baskı ustalarının atölye çalışması ise benim gibi hanı ziyaret eden herkesin büyük ilgisini çekti. Ustaların her bir renk için ayrı bir kalıp yerleştirdiği, rengarenk kök boyaları bu kalıplara döktükleri sırada hepimiz ipek kumaşa desenin rengini vermek sıraya girdik. Atölye çalışmasında öğrendim ki geleneksel sayılan bu serigrafi baskı yöntemi şimdilerde ancak birkaç firma tarafından sürdürülüyormuş, yani baskı işini artık daha çok makineler yapıyormuş. Evet, Bursa Kültür Yolu Festivali’nde düzenlenen sergiler, konserler Bursalılar için harika. Ancak bana göre şehrin yerel kimliğini, çoğu moderniteye teslim olarak yitip giden bu geleneksel üretimleri öne çıkaran bu tarz etkinliklere yer vermek çok daha anlamlı… Bu yanıyla Türkiye Kültür Yolu Festivali bu tarz çalışmalarla gittiği her şehirde birçok yerel hazineyi kayıt altına alabilir, hatta bu çalışmalar bir belgesel serisine dönüştürülebilir.

130kr2-detay

‘BURSA’DA PİCASSO ESERLERİNİ GÖREBİLECEĞİMİ HAYAL BİLE EDEMEZDİM’

Bursa Kültür Yolu’nda görülmeye değer bir sergi de Lale Vakfı tarafından hazırlanan ‘Pablo Picasso: Yaratılış Her Şeydir’ sergisi. Bakanlık, geçen yıl İstanbul Kültür Yolu Festivali’nde de bir Picasso sergisine imza atmış ancak sergi sanatçının eskizleri ile sınırlı kalmıştı. Birçok kişi sanatçının meşhur eserlerini sergide görememenin hayal kırıklığı yaşamıştı. Bakanlık belli ki bu eleştirileri önemsemiş… Yeni sergide sanatçının gravür, çizim, litografi ve fotoğraflarından oluşan 50 orijinal eseri, yani Picasso’yu Picasso yapan işler de görülebiliyor. Güzel bir haber daha, festivalin bütün duraklarında yer alacak sergi bu kez ücretsiz görülebiliyor. Sergiyi gezerken tanıştığım bir sanat tarihçisi hanımın şu sözleri ise bu serginin Anadolu’yu neden gezmesi gerektiği sorusuna cevap niteliğinde: “Ben Picasso hayranıyım, sanatçının eserlerini hiç yakından görememiştim. Burada görebileceğimi hayal bile edemezdim. Bursa ve Picasso, ne alaka? Bursa Kültür Yolu harika bir festival.”

30kr2-picassokutu

YAPAY ZEKA İLE ŞEKİLLENEN BÖCEKLER…

Açılışın gerçekleştiği Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi festivalin özel sergilerinin de mekanı. Buradaki sergilerin ilk adımında ziyaretçileri, küratörlüğünü Ayşe Demirci’nin yaptığı ve bu yıl ‘Human’ başlığıyla düzenlenen ‘Eksizden Piksele Dijital Sanat Sergisi’ karşılıyor. Can Büyükberber, Candaş Şişman, İmelda Kuyumcu, Selay Karasu, Gözde Yorulmaz, Merve Karakoç, Ozan Özçelik, İrem Buse Özerdem ve Ümran Yürektürk gibi sanatçıların işlerinin yer aldığı sergi dijital medyadan kinetik yerleştirmeye, biyo-sanattan elektronik tekstile uzanan bir çeşitlilik sunuyor. Sergide en çok dikkatimi çeken işlerden biri ise yapay zeka sanatçısı Ümran Yürektürk’ün ‘Akustik Avcılar’ çalışması oldu. Kimimizin korku, kimimizin hijyen fobisi olan böceklere dair bambaşka bir evren kuran Ümrantürk, böcekleri insan kulağının duymadığı frekansları algılayan ve ondan beslenen varlıklar olarak kurguluyor. Mikrofonlarla donatılmış bu böcekler, sanatçının tercih ettiği canlı renklerle birlikte adeta insanın eline alıp sevmek isteyeceği birer karakter olarak karşımızda. Sohbetimizde esasına matematikçi olduğunu söyleyen sanatçı, yapay zekaya merak sardıktan sonra bu çalışmalara başladığını aktardı. Ümrantürk, “Seslerden beslenen böceklerin neye dönüşeceğini hayal ettim ve yapay zeka ile şekillendirdim. Hiçbiri doğada yok ancak ben doğadakilerden esinleniyorum tabii ki. Yapay zeka insanların hayal dünyasını daha somut hale getirebiliyor belli çerçeveler içerisinde” dedi. Özetle seslerin canlı varlıklara etkilerini böcekler üzerinden tasvir eden sanatçının işlerini incelerken kendime sorduğum soru ise şu oldu: Yaşamımız boyunca maruz kaldığımız, duyduğumuz birçok ses ruhumuzu, bedenimizi nasıl etkiliyor? Özetle, Denizli’de yaşayan, Almanya, Hindistan, Tayland gibi ülkelerde sergilere katılan sanatçının çalışması festivalde mutlaka görülmesi gerekenlerden.

30kr2-boceklerkutu

YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN