Z kuşağı için en ideal yazar: Ayn Rand

Z kuşağı için  en ideal yazar: Ayn Rand

Ayn Rand’ın kitaplarıyla yirmili yaşlarımın başında tanışmıştım: Bencilliğin Erdemi, Ego, Yaşamak İstiyorum, Hayatın Kaynağı, Atlas Silkindi... Sinan Çetin’in önsözleriyle Plato Yayıncılık’tan çıkmıştı kitaplar.

ÖMER FARUK

Cep boy denen hacimde ama kalınca. Başkaları için fedakârlık yapmayı nasihat eden ‘toplumcu’ yazarlarla doluydu kitaplığım o sıralar. Bu kalabalığın içinde ‘ilk kendime, hep kendime’ öncelik vermem gerektiğini söyleyen aykırı ve biraz da itici bir sesti Rand’ın sesi. Ama haklı! Liberalleşen Türkiye’nin ikliminde biraz da okundu sanki ya da şimdi bana öyle geliyor; sonra büsbütün unutuldu. Zaten Sinan Çetin de kitap basmayı bırakmış, politik iklim yine değişivermiş, otoriterleşmişti Türkiye’de.

Pegasus Yayınları yıllar sonra tekrar bastı Rand’ı. Çok daha özenerek. Ama sanıyorum yine aynı ilgisizlikle karşılıyor Türk okuru Rand’ın romanlarını. Atlas Silkindi Amerika’da ‘İncil’den sonra’ en çok satan/okunan kitapmış, diye bir bilgi var hafızamda ama bunu nasıl doğrulayabilirim? Bir önemi de yok aslında yok çünkü Rand’ın kitapları bütün dünyada milyonlarca kopya satıyor her sene. Çok okunuyor. Ama Türkiye’de... Herkesin ‘bir şeyci’ olmaya hevesli olduğu bir ülkede, herkesin düşüncelerini ‘cı-çi-çü’ takısı alan kelimelerle ifade ettiği ‘cemaatler toplumunda’ Rand’ın ilgi görmesini ummak belki biraz hayalci bir beklenti. Ya da en haklı istek belki bu. Türkiye bir ‘dava’ uğruna kendini ‘BİZ’ denen kalabalığın içinde eritenlerin ülkesi çünkü. ‘Toplumculuk’ ve ‘devletçilik’ bütün ülkede en yaygın hastalık. (Toplumculuk kelimesini sosyalizmi de içeren, batıcılığı, milliyetçiliği ve İslamcılığı da kapsayan geniş anlamıyla kullanıyorum burada!)

screenshot-3.jpg

Aslında Rand ‘Z kuşağı’ için en ideal yazar. Şimdiki gençler ‘biz’ kavramına pek önem vermiyor. Daha egoist, umursamaz ve duyarsızlar. Özgürlük ve özgünlük onlar için biricik değer. Temeli mahalle/cemaat/kapalı toplum kültürüne dayanan geleneksel normlara karşı kuşkucular. Ve var olan dünya onları tatmin etmiyor. Bu kişilik özellikleri ‘pasif ve şikayetçi bir kayıtsızlığa’ ve başka tür bir ‘toplumculuğa’ kurban edilmemeli. Ayn Rand okuruna egoist olmayı öneriyor evet ama tembelliği, boş vermişliği, şikâyet edip durmayı değil. Rand’a göre “Her insan kendi içinde bir amaçtır, kendisi için yaşamalı, kimse için kendini feda etmemeli, kimse de kendisini onun için feda etmemelidir. Kendi akılcı çıkarı için ÇALIŞMALI ama yaşamının en yüksek ahlaki amacı olarak mutluluğunu bir BAŞARI yerine koymalıdır.”

Howard Roark, John Galt, Hank Reardan, Francisco d’Anconia... Rand’ın karakterleri başkaları için, ideolojiler için, devlet için, kalabalıklar için yaşamıyor. Yalnızca kendileri için... Ve hayatın kaynağında ‘kendilerini’ görüyorlar. Kendilerini inşa ederlerken başkalarına bakıp hizaya gelmiyorlar. ‘Başkaları’ yok onlar için. ‘Başkalarının düşüncelerini değiştirmek’ için bile çabalamıyor, onları da oldukları gibi kabul ediyorlar. ‘Yeter ki onlardan zarar görmedikleri sürece’ elbette. Yani Rand’ın felsefesinde bireyin mutluluğu ve bencilliği var özetle. Ona göre insanlar ‘yetenekliler’ ve ‘beceriksizler’ diye ikiye ayrılıyor: Beceriksizler yani şikâyet edip duran tembeller... Yetenekliler yani şikâyet etmek yerine ayağa kalkıp üretenler, çalışanlar, yapanlar.

Z kuşağı, Rand’ın felsefesiyle paralellik gösteren kişisel özelliklerinin aksi bir tutumun içinde. ‘Hayattan kaçmayı’ tercih ediyor, zahmete katlanmak istemiyor. Mütemadiyen şikayetçi... Ve dünyadan ‘alacaklı’ gibi davranıyor. ‘Başka bir tür toplumculuk’ derken kast ettiğim bu mesela. Bireyci, kuşkucu, özgürlükçü, yaşamı anlamlı ve yalnızca kendisi için yaşamak isteyen rasyonel bir kuşağın kendi kendini heba edişi...
Rand okuyarak yetişecek gençler Türkiye’yi ‘meslek sahibi, farklılıklara saygılı, özgürlük düşkünü bireyci insanlar ülkesi’ haline getirebilir. Hayatın Kaynağı kitabının Plato’dan çıkan önsözünde Sinan Çetin’in dediği gibi: “Türkiye’de eğer The Fountainhead [ve Ayn Rand’ın öteki kitapları, Ömer Faruk] iyi okunmuş olsaydı; hiçbir ideoloji aklın önüne geçmez, Türkiye inanç dolu militanların cenneti olmak yerine meslek sahibi insanların ülkesi olurdu. Bir işi iyi yapmak, işine saygı duymak, o işi başarmak bu kadar çok aşağılanmaz, insanlar yaptıkları işten, üretmekten ve para kazanmaktan utanmazdı.” Pegasus Yayınları’nın teşebbüsü bu kez sonuç verir ve Rand Türkiye’de de hak ettiği ilgiyi görür. Umarım!

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN