[Karar]
ERKUT TEZERDİ
Tiyatro oyunları, sinema filmleri ve dizilerde rol alan oyuncu Merve Sevi, ilk kez bir korku filmi için kamera karşısına geçti. ‘Şeytanın Çocukları- El Ebyaz’da psikolojik bir rahatsızlığı olan Seda karakterini oynayan Sevi ile konuştuk.
Neden bu filmde oynamayı tercih ettiniz?
Filmin senaryosu klasik korku unsurlarından ziyade psikolojik gerilim de içeriyor. Beni çeken de bu oldu. Sıradan bir cinli korku filmi değil. İlk defa bir korku yapımda oynayacak olmanın da heyecanı vardı. Filmin efektleri, müziği benim için çok önemli. Keza görüntüler de öyle...
Sizin rolünüz nedir?
Seda bir arkeolog. Ama arkelog olmasının önüne geçen bir takım rahatsızlıkları var. Filmin konusu da aslında bu psikolojik rahatsızlıklardan yola çıkıyor. Olaylar şöyle gelişiyor: Seda normal bir arkeolojik kazı yaparken ekibiyle beraber bir durumdan ötürü gemiyle açılıyor. Belirlenen bölgeden bir lahit çıkarılması, hocası ve ekibin geri kalanıyla o lahiti incelemesi gerekiyor. Ardından da olaylar başlıyor.
Sizin bir korkunuz var mı?
Ben yüksekten aşağı bakamam, rahatsız eder. Uçağa binebiliyorum, zorundayım zaten. Ayrıca uçak düşerse tüm yolcularlara birlikte ölürüz. Bunu bu yüzde korku olarak sayamam. Ama bungee jumping yapmak için yükseğe çıkmak gerekiyor. Ben de çıkmam olup biter. Ya da Kapadokya’daki balona binmem mesala. Bu bir tercihtir.
FİNAL ÇEKİMLERİ ZORLADI
Çekimler nasıl geçti, zorlandığınız bir sahne oldu mu?
Final çekimleri beni çok zorladı. Lokasyon gereği zaten enteresan bir yerdeydik. Filmdeki sahneler bir yük gemisinde çekildi. Pendik’teydik. Kilit bir sahne olduğu için genel kurgu açısından üzerinde çok bir konuşulması ve düşünülmesi gerekiyordu. Heyecanlandım. Ama şöyle bir durum var: Korku setleri hep ürpertici zannediliyor. Fakat bir komedi seti veya dram seti nasılsa korku seti de öyle güvenli. Aynı ciddiyet var. Bana durum biraz mistikleştiriliyor gibi geliyor. Halbuki efektler farklı olabilir ama kamera, ekip, ışık aynı. İş kaliteliyse sorun yok aslında. Önemli olan duyguları verebilmek.
YAPILA YAPILA DAHA İYİSİ OLACAK
Türkiye’de korku türünü nerede görüyorsunuz?
Bence Türkiye’de çok başarılı yapılıyor. Ayrıca kendine has çok özel bir kitlesi var. Buna inanıyorum. Komediyi seçebiliyorlar ama korkuyu özellikle bekleyen ve her yapımı değerlendiren, eleştiren, araştırma yapan harika bir kitle var. Yapıla yapıla, deneyimleyerek çok daha iyi yapımların da ortaya çıkacağını düşünüyorum. Açıkçası bu filmin ikincisinin ve üçüncüsünün de gelmesini isterim. Neden olmasın. Her şey olabilir.
SİNEMAYI DAHA FAZLA İSTİYORUM
Şu an kariyerinizi nerede görüyorsunuz?
Bence kimse gelmek istediği noktada olamaz hiçbir zaman. Çünkü hayat devam ettikçe gelinmek istenen nokta her zaman değişir. Daha sağlıklısını, daha iyisini ister. Ben hep hayırlısını isterim. Her şey hayatımda istediğim gibi. Mesela iki tiyatro oyununda oynuyorum... Filmin giriş tarihi, çekildiği süreç... Her şey şu an yerli yerinde ve daha iyiye doğru yelken açmış vaziyette. Ama sinema filmlerine öncelik verdiğimi ve sinemayı daha fazla istediğimi belirtmem gerekiyor.
HER ŞEY BİR YÜK GEMİSİNDE GEÇİYOR
Filmin yönetmenlerinden Oya Köksal ‘Şeytanın Çocukları- El Ebyaz’ın yapım sürecini şöyle anlatıyor: “Yönetmenlik olarak ilk korku filmi deneyimim. Ama daha önce beş korku filminde asistanlık ve yardımcı yönetmenlik yaptım. Hasan Karacadağ’la çalıştım. Korku türü dalında ilerleyeceğimi tahmin etmiyordum. Ancak senaryoyu görünce, psikolojik gerilim üzerine kurulu olması ilgimi çekti. Konu kesinlikle sıradan değil. Başrolde de Merve Sevi olursa, ‘Ben bunu çekmeyi çok isterim’ dedim. Filmin yüzde 80’i gemide geçiyor. Çekimler zordu. Fakat yük gemisinde ilgi çekici doğal alanların olması işimizi daha da sevdirdi.
