AYFER ÇALIKIRAN / KARAR.COM
İstanbul'da bebekken geçirdiği menenjit nedeniyle sağır ve dilsiz olan S.Ö (27) iddiaya göre 2013 yılında tecavüze uğradı. Aile fertleri genç kadının karnındaki şişkinliği fark etmesi üzerine S.Ö'yü hastaneye götürerek muayene ettirdi. S.Ö'nün 7 aylık hamile olduğu anlaşıldı. Olay karşısında şok olan mağdur kadının ailesi, Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına yapılan şikayette bulundu. Bu sırada S.Ö kamuya ait kadın sığınma evine yerleştirildi. İlk ifadesinde kendisine A.S adında, arada bir kafede buluşarak arkadaşlık ettiği kişinin evine zorla götürerek tecavüz ettiğini anlattı.
İlk rapor: Kendini koruyamaz
A.S, iddiaları kabul etmeyerek DNA testi yapılmasını talep etmesinin ardından, S.Ö'den doğan ve Çocuk Esirgeme Kurumuna yerleştirilen çocuğun babası olmadığı ortaya çıktı. Dava devam ederken İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalından verilen bilirkişi raporunda S.Ö'nün sınır zeka düzeyinde olduğu, ruh ve beden sağlığı açısından kendini koruyamayacağı belirtildi. Ayrıca yaşadığı cinsel istismar ve hamilelik sonrasında genç kadının anksiyete bozukluğu yaşadığı da bildirildi.
Sanık evlenmek istedi
DNA testinin ardından S.Ö'nün cinsel istismar faali A.S çıkmayınca, A.S'nin verdiği bilgi doğrultusunda davanın açılmasından iki yıl sonra A.U isimli şahıs hakim karşısına çıkartıldı. Yapılan DNA testi sonrası A.U'nun S.Ö'den doğan çocuğun babası olduğu ortaya çıktı. Sanık A.U mahkemede verdiği ifadede, S.Ö ile birlikte olduklarını ama zorla olmadığını belirterek çocuğa sahip çıkmak istediğini, gerekirse evlenebileceğini dile getirdi. Sanık A.U ayrıca, mağdur genç kadınla kıraathanenin önünde tanıştığını, bir süre mesajlaştıklarını daha sonra da evine götürerek rızası dahilinde birlikte olduklarını söyledi. Diğer taraftan mağdur S.Ö, yapılan gizli duruşmada A.U'nun evlenme talebine karşı çıkarak sanıkla kesinlikle evlenmek istemediğini ve şikayetçi olduğunu belirtti.
Üçüncü rapor istendi
Ardından ikinci defa talep olunması üzerine Adli Tıp Kurumun tarafından alınan bilirkişi raporunda "mağdurun bulunduğu olayın hukuki anlam ve sonuçlarını algılayabileceği, cinsel istismara karşı kendini koruyabileceği" belirtildi. Birbiriyle çelişkili olan Adli Tıp raporları ile kilitlenen davada mağdur avukatları, ikinci Adli Tıp raporunun cinsel istismar sanığını aklamaya yönelik olduğunu belirterek üçüncü bir rapor alınmasını istedi. Müşteki avukatları üçüncü kez alınacak rapor için yapılacak muayenenin, mağdur genç kızın 'sağır ve dilsiz ayrıca zeka geriliği bulunan bir insanın özgün durumuna uygun yapılmasını' talep etti.
