Balkanlardan Türkiye'ye geldi kadınlar ince ince işledi. Bulgaristan göçmeni vatandaşlar geleneklerine Yalova'da Yaşatmaya devam ediyor. Kırmızı ve beyazdan yapılıyor herkes onu marteniçka olarak biliyor. Bu sene 15.000 tane dağıtılacak.
Balkanların en köklü geleneklerinden biri olan marteniçka, Yalova’da Bulgaristan göçmeni vatandaşlar tarafından yaşatılmaya devam ediyor. Mart ayının gelişini simgeleyen ve bereket getirdiğine inanılan bu geleneksel süsler, beyaz ve kırmızı yünden hazırlanıyor. Yalova’daki kadınlar, bu yıl tam 15 bin marteniçkayı vatandaşlara ücretsiz olarak dağıtacak.
BALKAN KÜLTÜRÜNÜN VAZGEÇİLMEZ SİMGESİ
Marteniçka, özellikle Bulgaristan, Makedonya, Sırbistan ve Romanya gibi Balkan ülkelerinde uzun yıllardır yaşatılan bir gelenek. Baharın gelişini müjdeleyen bu özel süsler, 1 Mart itibarıyla bileklere bağlanıyor ya da kıyafetlere takılıyor. Geleneksel olarak akrabalara, dostlara ve sevdiklere hediye edilen marteniçkalar, sağlık, bereket ve mutluluğun simgesi olarak kabul ediliyor.
Beyaz ve kırmızı renklerden oluşan marteniçkanın her rengi farklı bir anlam taşıyor.
Beyaz: Saflık, temizlik ve uzun ömrü temsil ediyor.
Kırmızı: Sağlık, enerji ve gücü simgeliyor.
Balkan kökenli göçmenler için büyük bir anlam taşıyan marteniçka geleneği, nesiller boyu yaşatılarak Yalova’da da önemli bir kültürel miras olarak korunuyor.
LEYLEKLER GELİNCE SUYA BIRAKILIYOR
Marteniçkalar mart ayı boyunca takılıyor ve baharın gelişinin kesin işareti olarak görülen ilk leylek görüldüğünde çıkarılarak bir dilek tutuluyor. Bu dileğin gerçekleşmesi için marteniçkanın doğayla buluşturulması gerekiyor. Genellikle çiçek açmış bir ağaca, gül dalına bağlanıyor veya bir nehre ya da denize bırakılıyor.
Bal-Göç Kadın Kolları Başkanı Gönül Yüzer, bu geleneğin Yalova’da yaşatılmaya devam ettiğini belirterek şunları söyledi:
"Marteniçka, Balkanlardan göç eden vatandaşların getirdiği en anlamlı geleneklerden biri. Biz de bu kültürü yaşatmak adına Yalova halkına 15 bin marteniçka hediye ediyoruz. Bu güzel süsler, dostluk ve birlikteliğin simgesidir. Umuyoruz ki bu yıl da herkes sağlık, mutluluk ve huzur içinde marteniçkalarını takacak."
MARTENİÇKANIN EFSANEVİ HİKAYESİ
Marteniçkanın sadece bir süs değil, aynı zamanda bir efsane olduğu da anlatılıyor. Bu geleneğin en bilinen öyküsü ise Pijo ve Penda adlı iki genç üzerinden şekilleniyor.
Bu efsaneye göre, çok eski zamanlarda Bulgaristan’daki bir köyde yaşayan Pijo isimli genç adam, çalışkanlığı ve yardımseverliğiyle tanınıyordu. Gün boyunca köydeki insanlara yardım eder, eve dönerken yanakları kıpkırmızı olurdu. Aynı köyde, beyaz teni ve güzelliğiyle dillere destan olan Penda adlı bir kız yaşardı.
Bir gün Pijo ve Penda karşılaştılar ve birbirlerine ilk görüşte aşık oldular. Aşkları tüm köye yayıldı ve büyük bir düğünle evlendiler. Köy halkı, bu büyük aşkı onurlandırmak için her yıl kırmızı ve beyaz iplerden kuklalar yaparak evlerine astı. İşte bu gelenek, zamanla marteniçka haline geldi ve Balkanlar’da yaygınlaşarak günümüze kadar ulaştı.
MARTENİÇKA GELENEĞİ YAŞATILIYOR
Bugün Yalova’da, özellikle göçmen toplulukları marteniçka kültürünü yaşatmak için büyük bir çaba gösteriyor. Bal-Göç derneği öncülüğünde düzenlenen etkinliklerle her yıl binlerce marteniçka hazırlanıyor ve vatandaşlara dağıtılıyor.
Yalovalı kadınların büyük bir emekle ördüğü bu marteniçkalar, sadece bir süs değil, aynı zamanda bir gelenek, dostluk ve iyi dileklerin sembolü olarak görülüyor.
Mart ayı boyunca bileklere takılacak, baharın gelişini kutlayacak olan bu renkli süsler, Yalova’da Balkan kültürünün yaşatılmaya devam ettiğinin en güzel kanıtlarından biri olarak kabul ediliyor.