İstanbul'un ikonik yapılarından olan Haydarpaşa Garı önünde, eski demiryolu çalışanları ve sivil toplum kuruluşları, garların geleceğine ilişkin önemli bir protesto gerçekleştirdi.
Birleşik Taşımacılık Çalışanları Sendikası (BTS) ve Toplum, Kent ve Çevre için Haydarpaşa Dayanışması üyeleri, Haydarpaşa Garı ve Sirkeci Garı'nın boşaltılmasına ve Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devrine karşı seslerini yükseltti.
Eylemde sık sık, "Haydarpaşa gardır, gar kalacak" ve "Kültürel varlık satılamaz" sloganları atıldı. Bu eylemler, garların geleceği ve İstanbul'un kültürel mirası üzerindeki tartışmaları daha da alevlendirdi.
DEMİRYOLCULAR: 'SÜRGÜN EDİLİYORUZ' İDDİASI
Birgun'de yer alan habere göre, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı arasında imzalanan protokol kapsamında Haydarpaşa Garı'nın bir kültür sanat merkezine dönüştürülmesi planı, demiryolu işçilerinin sert tepkisine neden oldu.
Yapılan açıklamada, demiryolcuların gardan adeta sürüldüğü ifade edildi.
Açıklamada, "Haydarpaşa Garı’ndan önce kent sakinleri gönderildi, şimdi ise demiryolcular gönderiliyor" denilerek, garların 'işgal altında' olduğu ve 'rant projelerinin emrine bırakılmak istendiği' vurgulandı.
Bu durum, demiryolu çalışanlarının iş güvenliği ve çalışma koşulları açısından da endişe yaratıyor.
YARGI SÜRECİ SONUÇLANMADI: ZORLA TAHLİYE Mİ?
Demiryolu çalışanları, tarihi garların Kültür ve Turizm Bakanlığı'na devrine karşı açtıkları davaların sonuçları ve yargı kararları beklenmeden Haydarpaşa ve Sirkeci'deki demiryolcuların 'zorla sürgüne mecbur bırakıldığını' belirtti.
Bu durum, hukukun üstünlüğü ilkesi ve yargı süreçlerine duyulan saygı açısından önemli soruları gündeme getiriyor.
Haydarpaşa Garı'nın geleceği ve Sirkeci Garı'nın dönüşümü süreçlerinde, hukuki zemin ve şeffaflık beklentileri artıyor.
'KENT SUÇU İŞLENİYOR' SUÇLAMASI
Basın açıklamasında, başta Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ve TCDD olmak üzere, projelere dahil olan kurum, şirket ve mimarlar 'kent suçlusu' olarak nitelendirildi.
Açıklamada, "Çok büyük bir kent suçu işliyorsunuz. Ayrıca sürgün de bir insanlık suçudur" ifadeleri kullanıldı.
Demiryolcular, şehrin kültürel belleğinin, kent hakkının ve demiryolcuların yaşam ve çalışma haklarının ihlal edildiğini savundu.
Haydarpaşa Garı'nın tarihi önemi ve Sirkeci Garı'nın kültürel değeri, bu tartışmaların odağında yer alıyor.
Demiryolcular, bu tahliyelerin 'demiryolculuğu bitirmek' anlamına geldiğini ve iktidarın 'demiryolcuların kültürünü yok etmeye' çalıştığını iddia etti.
MÜCADELE SÜRECEK: "HAYDARPAŞA GARDİR, GAR KALACAK"
Demiryolu çalışanları ve Haydarpaşa Dayanışması, mücadelelerine devam edeceklerini net bir şekilde ifade etti.
Açıklamada, "Ne Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın soylulaştırma projeleri, ne de Tan Sağtürk'ün 'Haydarpaşa Garı, ikinci AKM olacak' lafları son sözler değil" denildi.
Topluluk, Haydarpaşa ve Sirkeci Garları için, şehrin kamusal ulaşım mekanları için ve kent hakkı için direnişlerini sürdüreceklerini belirtti.
"Son sözü biz söyleyeceğiz. Haydarpaşa ve Sirkeci Garları üzerinden karar inisiyatifini ne bakanlığa ne ünlü dansçılara ne de ünlü mimarlara vermiyoruz. 20 yıldır söylediğimiz gibi 'Haydarpaşa Gardır Gar Kalacak' diye her yerde ve zamanda haykırmaya devam edeceğiz" sözleriyle kararlılıkları vurgulandı.
