Halk arasında Tebareke olarak bilinen Mülk Suresi, okuması ve dinlemesi faziletli surelerden biridir. Kur'an-ı Kerim'in 67. suresidir.
Halk arasında Tebareke olarak bilinen Mülk Suresi, okuması ve dinlemesi faziletli surelerden biridir. Kur'an-ı Kerim'in 67. suresidir. Mekki bir sure olup ismini ilk ayette geçen "el-Mülk" kelimesinden alır. "Tebarekellezi" ile başladığından dolayı halk arasında Tebareke Suresi olarak da bilinir.
Ayrıca Münciye, Himayike, Vakiye ve Nunciye gibi isimleri de vardır. Allah'ın azametini, birliğinin delillerini ve dirilmeyi inkâr edenleri bekleyen akıbetleri konu edilmektedir. Peki, tebareke suresi? tebareke suresi türkçe anlamı nedir?
Tebareke Suresi Nedir?
1316 harf ve 337 kelimeden oluşan Tebareke, Allah'ın varlığını, birliğini, azametini, konu eden bir suredir. Allah'ın tek yaratıcı olduğunu ve evrendeki hükümranlığından bahseden sure hayatın amacını ve öldükten sonra dirilişi anlatıyor.
Sure, insanların ilâhî vahyin uyarılarına muhtaç olduğuna işaret ediyor. İnanmayanların karşılaşacakları kötü sonuçlarla ilgili uyarılar yapıyor. Genellikle ölülerin arkasından okunan bu surenin fazileti ile ilgili çok sayıda hadis vardır.
Tebareke Suresi'nin Fazileti Nedir?
Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sav)'in, Tebareke Suresi'ni okuyanlara müjde niteliğinde bir hadisi vardır. Okuyanı kabir azabından koruyacağını buyurmuştur. Bu hadisten yola çıkan müslümanlar ölmüşlerinin ardından Tebareke Suresi'ni okumayı âdet haline getirmiştir.
Bu hadisi şu şekilde anlamak da mümkündür; sureyi okuyup onunla amel etmek kabir azabını gerektiren tüm günahlardan uzaklaşmayı sağlar ve böylece azaptan kurtulunur. Bu derece faziletli bir sure olan tebareke suresi? tebareke suresi türkçe anlamı nedir?
Tebareke Suresi Türkçe Anlamı Nedir?
Toplam 30 ayetten oluşan Tebareke Suresi'nin anlamı şu şekildedir;
- Hükümranlık Allah'ın elindedir. O yücedir, her şeye gücü yetendir.
- O, en iyi ameli yapanı sınamak için hayatı ve ölümü yaratandır. Mutlak güç sahibi ve çok bağışlayandır.
- Yedi göğü tabakalar halinde yarata O'dur. Yaratışında uyumsuzluk göremezsin. Tekrar bak! Hiçbir düzensizlik görüyor musun?
- Sonra tekrar bak; aradığın düzensizliği ve çatlaklığı bulamayıp âciz halde O'na döneceksin.
- Andolsun biz, göğü kandillerle donattık. Onlardan şeytana atılan taşlar yaptık ve onlara ateş azabını hazırladık.
- Rablerini inkar edenlere cehennem azabı vardır. En kötü varılacak yer orasıdır.
- Oraya atıldıklarında, çıkan korkunç kaynama uğultusunu işitirler.
- Cehennem beredeyse öfkeden çatlayacaktır! Oraya atılan her bir toplulukta oranın bekçileri, "Size bir uyarıcı gelmemiş miydi?" diye sorar.
- Onlar da şöyle cevap verir: "Evet, bir uyarıcı gelmişti. Ama biz onu yalanlayıp, 'Allah hiçbir şey indirmedi. Siz büyük bir sapıklık içindesiniz' demiştik."
- Yine şöyle söylerler: "Eğer dinlemiş olsaydık veya aklımızı kullansaydık şu ateştekilerden olmazdık."
- Günahlarını itiraf ederler. Alevli ateştekiler Allah'ın geniş rahmetinden uzak olsun!
- Görmedikleri halde Allah'tan korkanlar için bağışlanma ve mükafat vardır.
- Sözünüzü gizleyin veya onu açığa vurun hiç fark etmez. Şüphesiz O, sinelerin özünü hakkıyla bilir.
- Yaratan bilmez mi? Allah, en gizli olanı bilir, O her şeyden hakkıyla haberdardır.
- O, yeryüzünü ayaklarınızın altına serendir. Şimdi onun üzerinde gezin ve Allah'ın rızkından tüketin. Dönüş ancak onadır.
- Göktekinin sizi yere geçiremeyeceğinden emin mi oldunuz? Bir bakarsınız yer yüzü şiddetle çalkalanır.
- Yahut, üzerinize taş yağdıran bir rüzgar göndermeyeceğinden emin mi oldunuz? O zaman, nasıl uyaracağımı göreceksiniz!
- Andolsun, öncekiler de yalanlamıştı. İnkar etmenin sonucu nasıldı?
- Üstlerinde uçan kuşlara bakmazlar mı? Havada onları ancak Rahmân tutuyor. O, şüphesiz her şeyi hakkıyla görendir.
- Yahut Rahmân'dan başka yardımcı olacak taraftarlarınız kimlerdir? İnkarcılar bir aldanış içindedirler.
- Peki, Allah verdiği rızkı keserse, kim size rızık verecek? Hayır, onlar nefret ve azgınlıkla direnip durdular.
- Şimdi, yüzüstü kapanan mı daha doğru gider, yoksa doğru bir yolda dimdik yürüyen mi?
- De ki: "O, sizi yaratan, size kulaklar, gözler ve kalpler verendir. Ne kadar da az şükrediyorsunuz!"
- De ki: "O, sizleri yeryüzünde yaratıp, çoğaltandır. Sadece onun huzurunda toplanacaksınız."
- "Eğer doğru söyleyenlerdenseniz, bu tehdit ne vakit gerçekleşecek?" diyorlar.
- De ki: "O, ancak Allah bilgisi dahilindedir. Ben ise sadece bir uyarıcıyım."
- Azabı gördükleri zaman inkarcıların yüzleri kötüleşir ve onlara, "İşte bu, isteyip durduğunuz şeydir" denir.
- De ki: "Söyleyin bakalım: Diyelim ki Allah bena ve beraberimdekilere acıdı yahut bizi helak etti. Peki, ya inkar edenleri elem dolu azaptan kim koruyacak?"
- De ki: "O, Rahmân'dır. Yalnızca O'na iman ve tevekkül ettik. Sizler, kimin bir sapıklık içinde olduğunu öğreneceksiniz!"
- De ki: "Söyleyin bakalım suyunuz çekiliverse, kim size temiz bir su getirir?"
