Adaletin yorumsuz bir heykeli
Çek sanatçı Patrik Prosko’nun anamorfik Atatürk enstalasyonundan etkilenmemek elde değil. Bugün biten Marble İzmir Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nda sergilendi.
Bir perspektif kurgusuyla bağımsız yerleştirilmiş 584 ayrı parça eşyadan meydana geliyor. Çarpıcı bir enstalasyon.
Bir açıdan baktığınızda, odaya rastgele serpiştirilmiş dağınık bir eşya yığını görüyorsunuz.
Öbür açıdan bakınca kalemle çizilmiş gibi kusursuz bir yüz çıkıyor. O eşyaların bir heykel oluşturacak şekilde ince bir hesapla dizildiğini anlıyorsunuz.
Objelerden biri yerinden kımıldasa, milimetrik bir sapmada bile bozulacak bir koreografi şaheseri.
Bana da sözlerin arasına bir resim saklama fikrini ilham etti.
Sadece doğru perspektifi yakalayan gözlere görünecek, sadece parçaları birleştirecek açıdan bakıldığında belirecek bir tablo...
Mesela, adalet ile kalkınma ikilisinden adaletin yorumsuz bir resmi!
Sonra, böyle bir eserin yapı taşları neler olabilir diye düşündüm.
Herhalde şu kavramlar olurdu temel malzemesi...
Allah taksimi: Eşitlik gözetilmeden yapılan paylaştırma. Kul taksimi karşıtı. Hikmetinden sual olunmayan ilahi takdir. Kulun idrakini aşan ilahi adalet anlayışı.
Kul taksimi: Eşit olarak yapılması beklenen üleştirme. Adil bölüştürme. Eşit dağıtılmadığında sorgulanan paylaştırma. Kulun akıl erdiremediği eşitsizliği reddeden adalet anlayışı.
Gücün adaleti: Haşa, Allah taksimine özenen kulun keyfi taksimi. ‘Ben böyle uygun gördüm’ dayatmacılığı. Görünüşte eşitlik gözetmeyen, Allah’a mahsus takdir hakkının kulca kullanımı.
Adaletin gücü: Haklıyı güçlü gören, güçlüye hak vermeyen, tanrıcılık oynamaktan değil de kul ölçüsüne vurarak haklıyla haksızı ayırmaktan gelen güç.
Kurt taksimi: Necip Fazıl’ın tarifiyle “Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul/ Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa.”
Kör kadı: Hatıra, gönüle bakmadan doğru bildiğini herkesin yüzüne söyleyen, sözünü esirgemeyen. Milli şair Mehmet Akif’in “Selamün aleyküm behey kör kadı!” dizesiyle selamladığı.
Kör şeytan: Halk türküsünde “Gideyidim Çukurova düzüne/ Uymaz olam kör şeytanın sözüne” şeklinde geçen. Hak edenle etmeyeni ayırmayan, hedef seçmeyen, kör nişancının kör kurşunundan çıkmış gibi bulduğunu vuran kötü talih. “Kör şeytandan bulasın” diye ilenilen, beddua edilene musallat olmaya çağrılan kara yazgı belası.
Survival of the Fattest: Danimarkalı heykeltraş Jens Galschiot’un ünlü çalışması. Kör adalet tanrıçası Lady Justice’i, elinde terazisiyle zayıfların sırtından geçinirken, daha doğrusu semirirken resmediyor. Kimsesizleri, garibanları sömürerek palazlanan güç şişmanlarınn, hayatta kalma aracı burada adalet. Altta kalanın canının çıktığı düzen.
İntikam Tanrıçası Nemesis: Mutsuz çoğunluğun hakkını mutlu azınlıktan almaya gelip herkesi mutsuzlukta eşitleyen tanrıça. Fazlası olandan alıp olmayana da mutluluk verecekken ortada mutlu bırakmayan. Göreni de kör ederek, güzeli de çirkinleştirerek, bahtlının da bahtını karartarak yoklukta adaleti sağlayan. Halk dalkavuğu popülistlerin ilahesi.
Birini diğerinin sırtına bindirmek suretiyle perpesktife oturtarak doğru dizilişlerini bulmayı artık size bırakıyorum. Yorum şahsınızın.