Esad’ı ziyaret için ne bekliyor CHP?
‘Ağzı fena yandı, Soçi mutabakatı cesaretlendirici ama üstüne nasıl atlasın’ diyecekseniz, hak veririm.
Esad’la görüşme kapısı açıldı fakat yediği dayakları unutmadı CHP. Yoğurda üflemesi anlaşılmaz değil. Temkini elden bırakmamak için kendince sebepleri var.
Şam’da Esad’la verdikleri heyet pozu, az ağrıtmamıştı başını.
Ne hırpalanmıştı hatırlayın, 7 Mart 2013’te patlayan o fotoğraf skandalından sonra.
Babıali klişesiyle siyasetin gündemine bomba gibi düşmemiş miydi!
CHP milletvekilleri Hasan Akgöl, Mevlüt Dudu, Şafak Pavey ve Aytuğ Atıcı’nın gizlice gidip Esad’la görüştüklerinin ortaya çıkması büyük sansasyona yol açmamış mıydı!
‘CHP’nin başını yakacak fotoğraf, CHP’nin kendi ayağına sıktığı ziyaret’ gibi başlıklarla duyurulmamış mıydı!
Özellikle fotoğraftaki bir Suriyelinin karanlık kimliği, ana muhalefeti ciddi zora sokmamış mıydı!
Aytuğ Atıcı’nın hemen sağında oturan kişi, iddialara göre Ebu Firas kod adlı bir Muhaberat elemanıydı ve Esad’ın kirli istihbarat servisi adına görüşmeyi ayarlamıştı. Fakat organize ettiği tek şey bu değildi.
Reyhanlı’daki saldırıların, mülteci kamplarının bombalanmasının ve muhalif liderlerin kaçırılması eylemlerinin baş aktörü olduğu da iddialar arasındaydı.
Şafak Pavey’in ayrıca Esma Esad’la buluştuğu haberi ise üstüne tuz biber ekmişti.
Heyet sözcüsü Hasan Akgöl, yetmezmiş gibi, ziyaretin çok olumlu geçtiğini, demokratikleşme yolunda atılan adımlar konusunda bilgi aldıklarını söylemişti bir de.
Ne gafletti...
GÖL HOŞAF OLDU DA CHP’NİN KAŞIĞI KIRIK
Durumu daha da kötüleştiren şuydu.
‘Türk halkının, Suriye’nin iç işlerine müdahaleyi reddettiği’ mesajıyla ayağına gittikleri Esad, iç işlerine müdahale ediyor diye Türkiye’yi Birleşmiş Milletler’e şikayet etmişti.
CHP’nin ilk vukuatı da değildi bu.
2011’de Faruk Loğoğlu başkanlığındaki bir CHP heyeti de Esad’la buluşmuş, Soçi’de deklare edilmeden 6 yıl önce Suriye’nin bağımsızlığına ve toprak bütünlüğüne önem verdiklerini bildirmişlerdi.
O mesaj da infialle karşılanmıştı. Yanlış tarafta duruyor, ülkesine karşı düşmanı tutuyor, katili cesaretlendiriyor diye iktidarın hışmına uğramış ama akıllanmamışlardı.
Ancak ikinci vukuattan sonra epey duruldu CHP. O durgunluk bugün de devam ediyor, tedirginliği üstünden atabilmiş değil hâlâ.
Oysa gün bugün...Gönder heyet üstüne heyet, biri gitsin öbürü gelsin, vereceksen Esad’a bugün ver o mesajları, doğru an geldi, iktidardan önce davran...
Fakat yok, erken konuşmanın faturasını ödedi ana muhalefet. Bırak Suriye politikasındaki değişimle senkronize olmayı, ‘ne oldu, bak dediğimize geldi iş’ diyecek mecali dahi kalmadı.
Geçmişteki zamanlama hatasından gözü öyle yılmış olmalı ki elinden gelse Esad’ın adını bile ağzına almayacak, ‘ne demeye yedim ben o dayakları, haybeye miydi’ bile demeyecek.