1 trilyon maliyetli kararname!
Bir kararnamenin sadece 1 günlük maliyeti 1 trilyon lira olur mu? Ya da bir ülkeye bir günde 1 trilyon lira nasıl zarar verilebilir?
İşte bunu ülke olarak cuma akşamı yayınlanan kararname ile görmüş ve yaşamış olduk.
Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alındı ve yerine yeni bir başkan ataması yapıldı...
Ve piyasalar çöktü.
Kur seviyesi 1 lira yükseldiğinde sadece 450 milyar dolarlık dış borcun TL maliyeti 450 milyar TL artmış oldu. Yıllık 200 milyar dolarlık ithalatın da maliyetine sadece 1 lira eklediğimizde artık 200 milyar lira fazla ödeyeceğiz. Hazine garantili müteahhitlere de artık 200 milyar lira fazladan ödemeye başlıyoruz. Ama bunun yanında en önemlisi faiz artışı da artık maliyetlerde...
***
Perşembe günü Merkez Bankası faizleri yüzde 19.0’a yükseltti diye şikayet edenlere günaydın. MB faizleri yükseltmişti ama piyasada tahvil faizleri yüzde 14.0 seviyelerindeydi. Şimdi tahvil faizleri de bir kararname ile yüzde 19.0’un üzerine çıktı.
Günaydın gerçekten...
Ülkemiz yeni bir ekonomik fırtınanın içine girmiştir. Artık bırakın faizleri indirmeyi, yükseltmeniz bile bu ateşi söndürmeye yetmeyebilir.
Elbirliği ile Türkiye bir çalkantılı döneme daha sokuldu. Ama bir fark var: Daha önceki krizlerde iyi dönemlerin ardından kriz yaşanıyordu. Şimdi ise 2015 yılında başlayan yüksek işsizlik, 2016-2018 arası finansal çalkantı ve 2018 sonrası reel krize yeni bir fırtına daha eklemiş olduk.
Kısaca kriz içinde kriz yaşayan bir ülkeyiz.
Tebrik ederiz.
Bunu da başardınız.
***
Kurlar gece yarısı sığ piyasada 8,48 gördü ama dün 7,70’e kadar geriledi diye kimse umutlanmasın. Yabancı pozisyonların realizasyonunda bu beklenen hareketti. Ama ya sonrası...
İşte bizi asıl sonraki karanlık günler bekliyor.
Buradan sonra faiz artışı da etkinliğini yitirmiştir. Hatta yeni bir kararname bile artık etkin olmayabilir.
Meyve bir kez yara aldı mı artık çürüme kaçınılmazdır.
***
Peki, neden yaptık bu yıkımı? Neden bu yıkımı kendi ellerimizle hazırladık?
İYİ Parti TBMM Grup Başkanı, Bursa Milletvekili İsmail Tatlıoğlu güzel bir açıklama yapmış: “Gün ışıdığında anladık ki, tilki kümese geri dönmüş...!!!”
Gerçekten durumumuz bu ise yazık oluyor koca ülkemize.
Millete şer güçler saldırıyor yalanını kimse söylemesin. Bu krizi biz yaptık ve biz neden olduk. Hatta yabancı yatırımcılar en büyük yarayı aldılar.
Onları bir kez daha aldatmış olduk. Artık bir daha hangi sözümüze güvenirler bilemiyorum. Gelmesinler diyorsanız, o da sizin bileceğiniz iştir... Yabancı yatırımcı diye artık kimse beklemesin.
***
Yıllar önce “En Fazla İnananlar Battı” demiştim. Yani yönetimin sözlerine inananların nasıl ekonomik olarak battığını yazmıştım.
Umarım ders alınmıştır.
Batmamak için inanmamak gerekiyormuş.
***
Bir imam efendi “yokluğun da bir sınav olduğunu” yazmış. Hem de şu kriz ortamında.
Lütfen maaşının yarısını devletimiz kessin.
Kendileri önce o yokluğu ve işsizliği bir yaşasınlar.
Maaşsız çalışsınlar veya yarı maaş ile hele bir çalışsınlar da, verdikleri vaazların anlamı olsun.
Sadece sözde kalmasın...
Tabii ki önerim en başından başlıyor.