Elektrik fiyatları neden düşmez?

EPDK (Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu) verilerine göre 2013 yılında GÖP (Gün Öncesi Piyasa) elektrik fiyatı 15,0 kr/kWh olmuş.

Açıklamaya göre, bahar aylarında yağışların bol olması nedeniyle hidrolik santrallerin elektrik üretimi artıyor ve yılın en düşük elektrik fiyatları baharda oluşuyor.

2013 yılında 38 firma YEKDEM (Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması) kapsamında faaliyet gösterirken, bu tesislerin kurulu gücü 534 MW’tır. 2013 yılında YEKDEM kapsamındaki üretimin %37’si hidrolik, %39’u biyokütle, %16’sı jeotermal ve %8’i de rüzgar santrallerinden oluşmaktadır.

***

2014 yılına geldiğimizde elektrik üretiminde GÖP ortalama fiyatın 16,4 kr/kWh olduğu görülüyor. YEKDEM kapsamında ise 93 firma faaliyet gösterirken, kurulu güç 1.798 MW’a ulaşmıştır. 2014 yılında YEKDEM kapsamındaki rüzgarın payı %21’e çıkarken, hidrolik santrallerin de payı %40’a yükseliyor.

2015 yılına geldiğimizde elektrik fiyatında hızlı düşüş yaşanıyor ve GÖP ortalama fiyatı 14,4 kr/kWh oluyor. Fakat iş dönüyor ve YEKDEM destekli yatırımlara geliyor. Adeta elektrik üretiminde yenilenebilir-yerli kaynak kullanımı patlıyor. 2013 yılında sadece 38 firmanın faaliyet gösterdiği YEKDEM kapsamında, artık 234 firma faaliyet gösteriyor. Kurulu güç ise 534 MW iken sadece 2 yıl sonra 5 bin 424 MW’a yükseliyor.

***

Şimdi gelelim 2016 yılı Mart ayına...

Hani bahar aylarında yağmur çok yağıyor ve elektrik üretimi yükselirken, fiyatlar hızla düşüyor ya. Mart 2016’da elektrik fiyatları ortalama 11.3 kr/kWh oluyor. Mart ayında hidrolik santrallerin üretimde payı da yüzde 26,7’ye çıkarken, doğalgaz santrallerinin payı yüzde 33,5’de kalıyor. İthal kömüre dayalı üretimin payı ise sadece yüzde 8,23 oluyor.

Gelelim 2017 yılına; (EPİAŞ verileri)

Aralık 2016’da başta doğalgaz sıkıntısından kaynaklanan şok ile elektrik fiyatlarının ortalamada 21,9 kr/kWh olduğunu görüyoruz. Ama ardından Ocak 2017’de fiyatın düşerek 18,1 kr/kWh olduğunu görüyoruz. Oysa önceki yıllarda bahar ayları ile yaşanan elektrik fiyatlarındaki hızlı düşüş bu sefer gerçekleşmiyor ve Şubat 2017’de de GÖP ortalama aylık fiyatının 17,2 kr/kWh olduğunu görüyoruz.

2016 yılı Mart ayında 11,3 kr/kWh olan elektrik fiyatlarının, Mart 2017’de (21 günlük) ortalamada 14,6 kr/kWh olduğu görülüyor. Yani geçen yılın aynı ayına göre şu anda elektrikte üretici fiyatlarının yüzde 30 daha yukarıda olduğu anlaşılıyor.

Elektrik fiyatlarının en ucuz olmaya başlayacağı bahar aylarında bile fiyatın düşmediği görülüyor.

21 Mart haftası olarak 2016’da elektrik üreten şirketler 11,0 kr/kWh’den satış yaparken, 21 Mart 2017’de satış fiyatının 15,6 kr/kWh’e çıktığı görülüyor.

Özetle kurulu gücün 77 bin 563 MW’a (2012’de 57 bin 059 MW) çıktığı ülkemizde, elektrik fiyatları düşmek yerine yükseliyor. Bu yükseliş sonucu da serbest piyasa ve serbest tüketici diye bir şey kalmadığını önceki yazılarda aktarmıştım.

***

Bizler elektrik konusunu Mesut Yılmaz döneminde çok önemli sorun olarak yaşamıştık. Geceleri karanlıkta kaldığımızda aslında bunun çok yüksek fiyattan elektrik santrallerinin kurulmasına giden bir yol olduğunu yıllar sonra anladık. 4-6 cent olması gereken fiyatların 20-28 centlerden Hazine garantili ihale edildiğini acı acı öğrendik.

Bugün ise elektrikte bir başka gelişme yaşanıyor. YEKDEM sorunu!

İthal enerji kaynağı kullanımını sınırlandırmak gibi milli bir dava yaşarken, diğer yandan da yükselen elektrik fiyatları ile karşı karşıyayız.

Dün bahsetmiştim ama yeniden tekrar edeyim: YEKDEM kapsamındaki şirketlerin elektrik fiyat farkları bizlerin faturalarına elektrik kullanımı dışında yansıtılıyor. Şöyle izah edeyim: En ucuz elektrik doğalgaz ve hidrolik santrallerden karşılanıyor diyelim. Bu santrallerde elektrik 15,0 kr/kWh olsun. Ama rüzgar santralinde maliyet yüksek olduğundan 30,0 kr/kWh’ten elektrik alınıyor. Güneş santrallerinden ise diyelim ki 25 kr/kWh elektrik alınıyor. Ve hepsinin ortalamasından YEKDEM fiyatı oluşuyor.

Bakınız Şubat 2017’de elektrik santralleri fiyatı 17,2 kr/kWh iken, YEKDEM birim maliyet 28,88 TL olarak açıklanmıştır. İşte bu aradaki farkı hane halkı ve diğer tüketiciler elektrik faturasında “diğer” kısımda ödemektedir. Tıpkı kayıp-kaçak bedeli gibi....

***

Peki, sorun ne?

Yerli kaynaklı elektrik üretimini istemiyor muyuz? İthal kaynaklara bağlı mı kalalım?

Elbette hayır.

Dün değindiğim gibi; öncelikle YEKDEM eğer bir yerli-milli enerji kaynağı ise fiyatlar neden dolar-euro olarak belirleniyor? Önceki gün yapılan güneş enerjisi ihalesi son örnek değil mi?

İkinci ve daha büyük sorun ise; YEKDEM kapsamına alınan hidrolik büyük santraller. Bugün YEKDEM kapsamı jeotermal, rüzgar, güneş gibi kaynaklara gitmesi gerekirken, büyük oranda bazı büyük barajlara YEKDEM desteği veriliyor. Bir baraj 15,0 kr/kWh fiyattan elektrik satarken, benzer başka baraj YEKDEM kapsamında 25,0 kr/kWh’ten elektrik satabiliyor. Aradaki farkı da milli enerji olarak Türk Halkı ödüyor.

Bilmem anlayanlar; anlayabildi mi?

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum