TSK, Emniyet, MİT, bakanlıklar gibi devletin kritik kurumlarında yuvalanan FETÖ’nün, gizli belgeleri ByLock’la da yurtdışına çıkardığı belirlendi. Karar’ın ulaştığı MİT’in BayLock raporunun eklerinde, paralel çetenin 4 bin 675 belgeyi, kriptolu korumayla depoladığı tespit edildi.
HİLAL ÖZTÜRK
FETÖ’nün gizli haberleşme sistemi Bylock’un 17/25 Aralık sonrası örgüt üyelerinin hücre tipi yapılanmasını sağlarak iletişim için başka bir yola ihtiyaç bırakmayacak şekilde kurulduğu ortaya çıktı. MİT’in hazırladığı raporla tüm ayrıntıları ortaya çıkan ByLock’un sadece örgüt üyelerinin haberleşmesinde değil, aynı zamanda devletten çalınan gizli bilgileri aktarmak, belge sızdırmak için de kullanıldığı belirlendi. FETÖ’cülerin 4 bin 675 dosya ve resimden oluşan gizli belgeyi kriptolu isimlerle ByLocak’tan gönderdiği, bunların yurtdışında depoladığı tespit edildi.
Karar’ın ulaştığı ByLock raporunun eklerine göre, programda Attachment (ilişik) adlı bir tablo yer alıyor. Uygulamayı kullanan FETÖ’cüler e-posta iletişimi sırasında yazdıkları metne ekledikleri dosya, resim ve benzeri farklı formattaki içeriklerin isimlerini bu tabloda sakladı. Sistem, e-posta ve mesajlar gibi resim ve belgelerin de kriptolu şekilde gönderilmesini sağladı. FETÖ’cülerin bu yolla gönderdiği yaklaşık 5 bin belgenin içeriğinin ortaya çıkarılması için özel bir çalışma yürütülüyor. Belgelerin çoğunun gizli ya da devlet kurumlarıyla ilgili kritik bilgiler içerdiği belirtiliyor. Bu belgeler içinde örgütün havuz hesaplarında toplanan ve ‘Fuat Avni’ gibi sosyal medya hesapları aracılığıyla paylaşılan kamuya ait bilgiler de olabileceği değerlendiriliyor.
Raporda FETÖ’cülerin ByLock’ta birbirleriyle paylaştığı dosyalara ait bilgilere de ulaşıldığı belirtildi. Sistemin ‘file transfer’ tablosunda ise transfer edilen dosyaların hangi kullanıcı tarafından kime gönderildiği, dosyaların gönderilme ve iletilme zamanı gibi bilgilerin arşivlendiği belirlendi. Ayrıca dosya bilgilerinin şifreli bir şekilde tutulduğu da tespit edildi. FETÖ’nün gizliliği sağlamak için ByLock’taki yazışmaların otomotik olarak silinmesini sağlamasına rağmen, dosyaların izlerini server içinde bırakması ise sistemin kırılamayacağına olan güvenlerini ortaya koydu.
CEZAEVİNDEN KUMPASLARI YÖNLENDİRDİLER
İstanbul Başsavcılığınca FETÖ’nün ceza infaz kurumlarındaki yapılanmasına ilişkin yürütülen soruşturma sonucunda 43 kişi hakkında hazırlanan iddianamenin detayları ortaya çıktı. Şüpheli 43 kişinin ‘ByLock’ kullanıcısı olduğu ifade edilen iddianamede, yüksek yargı organları ve HSYK gibi üst birimlerde örgütlenen ve üyesi olan her hakim-savcı açısından özel planlama ile mahrem bir yapı oluşturan FETÖ’nün, adliye, ceza ve infaz kurumları ile denetimli serbestlik müdürlüklerinde görev yapan kamu görevlileri arasında örgütlendiği aktarılarak, şöyle devam edildi: “Örgüt özellikle üretmiş olduğu proje davalardaki hakimiyetini sağlamlaştırmak ve bu kapsamda da adliyeler ve ceza infaz kurumlarındaki hakimiyetini ve etki alanını tesadüflere bırakmamak amacıyla kamuoyunda Ergenekon ve Balyoz davaları olarak bilinen soruşturmalar sonrası başlayan süreçte, yani 2006 yılı sonrasındaki kadrolaşmasını adliyeler ve ceza infaz kurumlarında en üst seviyelere çıkarmıştır. Örgüt görevlendirdiği bu personel aracılığıyla kamuoyunu yakından ilgilendiren soruşturma/kovuşturma dosyalarında, sürecin takibi ve yönlendirmesini sağladı. Özellikle bu süreçte Silivri Ceza İnfaz Kurumlarında cezaevi iç sorumlusu olarak kurum içi personelde görevlendirmeye gidildi.”
