Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci, Cumhurbaşkanlığı sistemiyle ticaretin 5 kat büyüyeceğini söyledi. Tüfenkci, evet çıkması halinde ekonominin patlama yılı olacağını belirtti.
16 Nisan’da yapılacak referandumun Türkiye için çok önemli olduğunu söyleyen Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, vatandaşların halk oylamasında aslında geleceğini ve ekonomik çıkışı da oylayacağını belirtti. Tüfenkci, Türkiye’nin patinajdan kurtularak depara, atağa kalkacağı bir dönemin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle geleceğini vurguladı.
Halk oylamasında “evet” çıkması halinde tek söz sahibinin millet olacağı yeni bir döneme girileceğini dile getiren Tüfenkci, şöyle devam etti: “Güçlü bir meclisin temellerini attığımız, güçlü yönetimlerin iş başına geleceği döneme gireceğiz. Güçlü bir yargının oluşacağı bir sistemi oluşturmak istiyoruz. Vatandaşlarımız artan oranda cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Türkiye için oluşturduğu sinerjiyi ve birlik, beraberliği görüyor. Çünkü bu sistem uzlaşma kültürünü de beraberinde getiriyor. Bu sistemde yüzde 50+1 oyu alan iktidara gelmiş olacak.
İktidara gelen de 5 yıl süreyle ülkeyi yönetecek. Dolayısıyla yatırımcılarımız da üreticilerimiz de çiftçilerimiz de 5 yıllık süre içerisinde kendilerini planlayacaklar. Bu sistem iki dönemle sınırlı olduğundan da sistemin yeni arızalar vermesini de önlemiş olacak.” Bakan Tüfenkci, Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin yönetimde daimi istikrarı sağlayacağının, bunun yansımalarının da özellikle ekonomik alanda hissedileceğinin altını çizdi. Her vatandaşın istikrarlı bir 5 yıla göre plan yapacağını belirten Tüfenkci, cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ekonomik yansımalarına ilişkin de şu değerlendirmelerde bulundu: “Ticaretimiz en azından 5 kat büyür. Şu anda 150 milyar dolarlara yaklaşan ihracatta 500 milyar dolar hedefimizi yakalarız.
Kişi başı milli gelirin 11 bin dolarlardan 25 bin dolarlara çıkacağı, enflasyonların tek haneli olduğu, faizlerin tek haneli olduğu istikrarlı bir dönem, ekonomimiz için patlama yılı olacak. Burada kazançlı olan üreticilerimiz, sanayicimiz, işçimiz olacak, esasında 80 milyon kişi olacak. Baktığımızda Türkiye’nin güçlenmesini istemeyen bütün güçlerin bu sisteme karşı çıktığını da çok net görüyoruz. Eski sistemden beslenenler, kaymağını yiyenler, boşluklarından faydalanarak milletin iradesine ipotek koyanlar ‘hayır’ çıksın diye uğraşıyor. Millet hakim olsun, son sözü millet söylesin diyenler de ‘evet’ diye koşturuyor.”
