Erdoğan: Tüm ülkede 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan edildi

Erdoğan: Tüm ülkede 3 ay süreyle olağanüstü hal ilan edildi

TSK içindeki Paralel çetenin darbe girişiminin ardından Ankara dün, tarihi gün yaşadı. Önce MGK ardından Bakanlar Kurulu toplandı. Yaklaşık 11 saat süren iki toplantının ardından çıkan kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkladı: Ülkemizin güvenliği için 3 ay süre ile OHAL ilan edildi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Milli Güvenlik Kurulu toplantısından sonra Bakanlar Kurulu’na başkanlık etti. Toplantı sonrası kameralar karşısına geçen Erdoğan, Türkiye’de 3 ay süreyle Olağanüstü Hal kararı aldıklarını açıkladı.  Darbe girişiminden sonra ilk kez geldiği Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde önemli açıklamalarda bulunan Erdoğan şöyle konuştu: “Türkiye 15 Temmuz akşam saatlerinden itibaren tarihin en kritik anlarını yaşamıştır. FETÖ üyesi olduğu anlaşılan bu grup tanklarla silahlarla devlete ve milete karşı saldırıya geçmiştir. Şahsım ve hükümetin kararlı duruşu milletimizin darbecilere karşı cesurca dikilmesi sayesinde hamdolsun bu teşebbüs amacına ulaşamamıştır.”

“Geleceğine sahip çıkan milletimiz kahramanlık destanı yazmıştır. Darbeciler karşısında tek vücut olmuştur. Gözlerinin önünde onlarca kişi şehit olurken yaralı kardeşlerimiz de sabaha kadar direnişlerini sürdürmüşlerdir. Milletimiz 1960 darbesinde Menderes ve arkadaşlarına sahip çıkmamanın üzüntüsünü yıllarca yaşamıştır. 1980 darbesinde toplumumuzun acısı hala tazedir. 15 Temmuz tarihi bu kötü gidişe dur denilen bir dönüm noktası olmuştur. İlk defa bir darbe girişimi millet tarafından akamete uğratılmıştır.”

MİLLET DESTAN YAZDI

“Şu siyasi parti bu siyasi parti üzerinden duracak değilim ama ben milletimle iftihar ediyorum. Demokrasi tarihine kahramanlık destanını biz yazmış bulunuyoruz. Darbe girişiminin haber alındığı andan itibaren. Başbakanımız, Bakanlarımız, Emniyet Teşkilatı, darbecilere karşı duran komutanlarımızla çok yakın çalışma içinde olduk. Derhal İstanbul’a giderek darbecilere karşı durduk. Ertesi gün akşam olmadan darbe girişimi bertaraf edildi.”

VALİLERE GENİŞ YETKİ

“MGK üyeleri olarak yaptığımız kapsamlı değerlendirme sonunda terör örgütünün bertaraf edilebilmesi için Anayasamızın 120. Maddesi uyarınca Olağanüstü Hal (OHAL) ilan edilmesini hükümete tavsiye etme kararı aldık. Bakanlar Kurulumuz da Türkiye’de 3 ay OHAL ilan edilmesi kararını aldı. Bu uygulama kesinlikle demokrasiye, hukuka, özgürlüklere karşı değildir. Tam tersine bu değerleri koruma, yükseltme, geliştirme adınadır. Olağanüstü Hal ilanının amacı ülkemizde demokrasiye, hukuk devletine, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerine yönelik bu tehdidi ortadan kaldırmak için gereken adımları en etkin ve hızlı şekilde atabilmektir.”

“Demokrasiden taviz vermedik vermeyeceğiz” diyen Erdoğan, “Milletime şunu söylüyorum “Eyvah olağanüstü hal ilan edildi. Valiler devreden çıkıp TSK mı devreye girecek. Tam aksine valilerimizin yetkisi daha da artacak. TSK valilerimizin emrinde bu süreci sürdürecektir” diye konuştu.

S&P BİZİMLE UĞRAŞMA

Uluslararası kredi ve derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu düşürdüğünü söyleyen Erdoğan, “Şu anda siyasi bir karar açıklıyor kendine göre. Yani ‘Ben bunu açıklarsam, acaba Türkiye’de yatırımlar durur mu?’ S&P boşuna uğraşma, bizimle hele hiç uğraşma. Aynı şeyleri bundan önce de yaptınız tutmadı ve bugün de tutmaz” ifadelerini kullandı.

ANAYASA MADDE 120

Anayasa ile kurulan hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddî belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları sebebiyle kamu düzeninin ciddî şekilde bozulması hallerinde, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulu’nun da görüşünü aldıktan sonra yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde, süresi altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilân edebilir.

TÜRKİYE’NİN OHAL TARİHİ

1978 Aralık ayında yaşanan Kahramanmaraş katliamının ardından dönemin Ecevit hükümeti 13 ilde sıkıyönetim ilan etti. 12 Eylül 1980’e kadar yaygın şiddet olayları nedeniyle aralarında Tunceli, Hakkari ve Diyarbakır’ın da bulunduğu 7 il daha sıkıyönetim kapsamına alındı.

Eylül 1980’de iktidara el koyan askeri yönetim sıkıyönetimi tüm yurda yaydı. Uygulama, 19 Mart 1984 tarihinden başlayarak aşama aşama tüm illerde kaldırıldı. Ancak aynı yıl PKK’nın Eruh ve Şemdinli baskınlarıyla başlayan süreç, hayatı yeniden değiştirdi. 19 Temmuz 1987’de Özal hükümetinin çıkardığı kararname ile terör olayları nedeni ile Olağanüstü Hal Bölge Valiliği oluşturuldu. Kararname ile Bingöl, Diyarbakır, Elazığ, Hakkari, Mardin, Siirt, Tunceli ve Van illeri, Bölge Valiliği kapsamına alındı. Adıyaman, Bitlis ve Muş ise mücavir il olarak belirlendi. Batman ve Şırnak’ın da il olmasıyla Bölge Valiliği sorumluluk alanındaki il sayısı 1990’da 13’e yükseldi. Mücavir il olarak uygulama kapsamına alınan Bitlis’te de, 19 Mart 1994 tarihinde OHAL uygulamasına geçildi. Bu kapsamda Diyarbakır’ın Şehitlik Semti’nde tüm birimleriyle Bölge Valiliği oluşturulurken, bu göreve ilk olarak Hayri Kozakçıoğlu atandı.

Uygulamanın başladığı 19 Temmuz 1987 tarihinden sona erdiği 30 Kasım 2002 gününe kadar OHAL tam 46 kez uzatıldı. Her 4 ayda bir Bakanlar Kurulu kararıyla uzatılan OHAL uygulaması, 1994 yılı sonuna kadar 13 ilde sürdürüldü. Güvenlik güçlerinin başarılı operasyonları sonucunda, uygulama kademeli olarak kaldırılmaya başlandı.

İlk olarak Elazığ OHAL kapsamından, Adıyaman ise mücavir il kapsamından çıkarıldı. OHAL uygulaması 30 Kasım 1999’da Siirt’te, 30 Temmuz 2000’de Van’da ve 30 Temmuz 2002’de de Hakkari ve Tunceli’de sona erdirilirken, sadece Diyarbakır ve Şırnak’ta uygulama devam etti.

TBMM’nin 19 Haziran 2002 tarihli oturumunda Diyarbakır ve Şırnak’ta “son kez” 4 ay daha uzatılması kararlaştırıldı. Bu tarihten sonra bir daha uzatılmayan OHAL uygulaması sona ermiş oldu.

OHAL NEDİR, NASIL UYGULANIR?

* Ne zaman uygulanır?

Anayasa’ya göre olağanüstü hâl, demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelik yaygın şiddet hareketlerine ait ciddi belirtilerin ortaya çıkması veya şiddet olayları  sebebiyle kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması hallerinde uygulanabilir. Ayrıca doğal afet, tehlikeli salgın hastalıklar ağır ekonomik bunalım da olağanüstü hâlin nedeni olabilir.

* Nasıl ilân edilir?

Kararı Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu alır, Meclis onaylar. Altı ayı geçemez. Olağanüstü hâl koşulları devam ediyorsa Bakanlar Kurulu’nun isteği üzerine TBMM her seferinde 4 aydan fazla olmamak üzere uzatılabilir.  Olağanüstü hâl bir bölgede ya da bütün ülkede geçerli olmak üzere ilan edilebilir.

* Neler olur?

Vatandaşlar için para, mal ve çalışma yükümlülükleri getirilebilir. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tümden durdurulabilir. OHAL kanun hükmünde kararnamesi çıkarılabilir, yargı denetimi yapılmaz.

* Nasıl uygulanır?

Uygulamada görev ve yetki bir ili kapsıyorsa il valisine; birden çok ilde ilân edilmesi halinde bölge valisine; bütün yurtta ilân edilmesi halinde koordinasyon ve işbirliği Başbakanlıkça sağlanmak suretiyle bölge valilerine aittir.

* Ne gibi kısıtlamalar olur?

Milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, temel hak ve hürriyetler kısıtlanabilir veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasa’da öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir. Ancak, kişinin yaşama hakkına, maddî ve manevî  varlığına dokunulamaz.

DARBEYİ ENİŞTEMDEN ÖĞRENDİM ERKEN DUYSAK ENGELLENEBİLİRDİ

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Paralel çetenin kalkıştığı darbe girişimini ‘eniştesinden öğrendiğini’ söyledi. “Maalesef istihbarat zaafı var” diyen Cumhurbaşkanı,  cuntacılarla yürütülen mücadelede de yasal çerçeve ve demokratik hukuk kurallarından çıkılmayacağını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TSK içindeki Paralel çetenin darbe girişimini eniştesinden öğrendiğini söyledi. Yaşananlarda istihbarat zaafiyeti olduğunu da söyleyen Erdoğan, “İstihbarat gelseydi bu girişim engellenebilirdi” diye konuştu.  Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün tarihi kararlar alacağı söylenen Bakanlar Kurulu toplantısına ara vererek Al Jazeera İnternatinoal kanalının sorularını yanıtladı. Cumhurbaşkanı  cuntacılar ve Paralel çeteyle mücadelede demokrasi ve hukuktan sapılmayacağını vurgulayarak 15 temmuz darbe süreci ile ilgili şunları söyledi:

HALK KARŞILIK VERDİ

“4 günlük bir tatil için Marmaris’e gitmiştim ve oraya gittikten sonra darbe girişimiyle ilgili haber bana ulaştı. Gerekli kişileri haberdar ettik ve burada bir basın açıklaması yaptık. Halkımızın endişeye kapılmamasını istedik. Tabi ki Türk halkından meydanlara çıkmasını ve demokrasiye sahip çıkmasını istedik. Ve Türkiye’de yüzde 52’lik bir oranla hükümeti seçmiş halk da sokağa döküldü ve yapılan haince darbe girişimine karşılığını verdi.”

İNANMAK İSTEMEDİM

“Darbe girişimini bana eniştem söyledi ama başta inanmak istemedim. Sonrasında istihbarat teşkilatı ve farklı kaynaklardan doğrulandıktan sonra gerekli adımları atarak Dalaman’a hareket ettik. İstanbul’da da bazı sıkıntılarla karşılaştık. Alçak uçuş yapan F-16’ları duyduk ama on binlerce kişinin sokaklara döküldüğünü de gördük. 12 saat içerisinde işi kontrolümüz altına aldık. Bu gelişmelerle birlikte de bizler bir şeye çok dikkat ettik. Gezi olaylarında daha önce edinilmiş tecrübelerimiz var, bu değerlendirmenin neticesinde Birinci Ordu komutanımızın yaptığı açıklama. Ardından savcılarımızın açıklamaları süreci kontrol altına almaya çok yardımcı oldu.”

İSTİHBARAT ZAAFI VAR

“Bunun bir istihbarat zaafı olduğu ne yazık ki ortada. Güçlü bir istihbarat olsaydı bu Fethullah terör örgütü olmazdı. Dünyada en güçlü istihbarat örgütünün dahi zaafları vardır. Tabii bunları minimize etmek çok önemli. Ama ben teknolojiden öte insani istihbaratın çok daha önemli olduğunu görüyorum. Ben şu anda bu darbe girişiminin basıtırılmasının bir son olduğunu kabul etmiyorum, bundan sonraki süreçte kendilerine göre farklı planları olabilir. Ne kadar farklı planı olursa olsun şunu bilmek lazım. Devlet milletiyle el ele olduğu sürece bunlara yol vermez, millet devletine sahip çıkmıştır. Tanklar netice alamamıştır, tankların karşısında milletin duruşu çok önemliydi.”

İşte darbecilerin atama listesi! Cuntanın yapacağı atamaların tam listesi - Son dakika haberleri

“Geçmişe yönelek elimizde birçok süpheliler var, ama yasalar birçok şeyi engelleyince bu darbe girişiminin içerisinde bunların olduğunu, aktif rol, bağlantıları... İstihbaratın elinde bunlara yönelik bilgiler vardı. Şimdi bu bilgiler düzenlenerek öne sürüldü.  Tabii ki bu gözaltı ve tutuklularla birlikte bitti mi bu iş? Hayır bitmedi, ben İnanıyorum ki gözaltılar ve tutuklular daha birçok isim verecekler.

HUKUK DEVLETİYİZ

“Biz bir demokratik hukuk devletiyiz, yasalar çerçevesinde yargı çalışmalarını sürdürüyor. Kısa bir süre içerisinde Fransa’daki terör eylemeleri karşısında Fransa’nın aldığı tavırları bir kenara koymak mümkün mü?  Orada da üç ay önce bir OHAL ilan edildi, ardından bir üç, ardından bir üç ay daha. Niye? Ülkenin huzuru için. Bu darbeye teşebbüs bir suç mudur değil midir, suçtur. Bunun faillerini yakalamak devletin görevidir. Bize kimse ders vermesin. Biz hukuk çerçevesinde yapılması gereken neyse bunların yapılmasını istiyoruz. Biz demoratik parlamenter sistemden de asla taviz vermiyoruz vermeyeceğiz. Milletin huzuru için de yapılması gereken neyse yapacağız.”

NATO CUNTAYA KARŞI BİZE DESTEK VERİYOR

“(ABD Dışişleri Bakın John Kerry’nin daha sonra yalanlanan ‘Türkiye HATO’dan çıkarılabilir’ açıklaması üzerine) Kerry bu ifadelerin hepsini yalanladı. Türkiye’deki büyükelçilik bu ifadeleri yalanladı. Öyle bir şey ifade etmediklerini söylediler, Sayın Obama’yla da görüştüğümüzde ‘Darbe girişimine karşı yanınızdayım’ dedi. ‘Demokratik mücadelenizi destekliyorum’ dedi. Böyle bir şey asla söz konusu değil bunların hepsi uydurmadır. Bu yayın Türkiye’den de izleniyor. Onlara seslenmek istiyorum. Halkımız bu tür dedikodulara inanmasın”

“Devletler arası ilişkiler hissi olmaz. Biz ABD ile tüm bu belgeleri delilleri hepsini bakanlarımız vasıtasıyla kendilerine ulaştırıyoruz. ABD yetkili makamları mahkeme kararını verecektir. İki stratejik ortağız. Model ülkeyiz. Dayanışmamızı sürdürmemiz lazım. Gereken adımı inanıyoruz ki ABD atacaktır.”

“Yargı herhalde bununla iglili bir şey duymuş olacak ki onları da gözaltına aldı. Sorgulamaları yapılırken yakın bir zaman içerisinde meydana çıkar. Belki de bunlarla hiç bağlantısı yok ama Pensilvanya ile bağlantısı olabilir bu kişilerin. Bunun özellikle Rus uçaklarıyla bağlantılı olduşuna dair şu anda bizim elimizde bilgi yok. Bu kişiler bu darbe girişiminde bulunduklarına göre kendi askerine milletine vatandaşına, meclisine bombalayacak kadar ileri gidenlerdir.  Bunları yapanlardan her şey beklenir.”

DÜNYA SADECE AB DEĞİL

“(İdam cezası için) Karar merci tek başıma ben değilim. Milletin talebi var. Bunun kararını verecek olan yer parlamentodur. TBMM böyle bir karar verirse iktidara düşen görev bununla ilgi tüm yasal düzenlemeleri yapmak suretiyle bu adımı atmaktır. Benim yetkilerim bellidir. Bu yetkiler çerçevesinde bu kararı onarım. Dünya sadece AB değildir. 27-28 ülke var AB’de.  ABD’de idam var mı ? Rusya’da var mı ? Çin’de var mı ? Var. Türkiye’de böyle bir şey tartışılmaya başlanınca niye bunlar rahatsız oluyor. 53 yıldır AB kapısında bekletiyoruz. Bizden sonra kimler geldi kimler geçti. Demokrasiye inanmış olan tüm ülkeler milletin verdiği karar saygılı duymalıdır.”

İŞBİRLİĞİNE AÇIĞIZ

“(Muhalefet partileri için) Bizler işbirliğinden uzak bir hareket değiliz. Bizlerle hareket edenler kendilerinde bu hakkı buluyor. Müsaade etsinler bizim de eleştiri hakkımıza saygı duysunlar. Tankların altında ezilerek ölenler var. Kendilerini silahlara siper edenler var. 1500 yaralı vatandaşımız asker ve polisimiz var.  Nasıl oluyor da bu insanlar hala ‘Erdoğan diktatördür demokrat değildir’ gibi yaklaşımları yapıyorlar. Bu ülkemizin milletimizin ortak bir sorunudur. Kaldı ki ben 78 milyonun Cumhurbaşkanıyım. Hepsiyle bir araya gelmek benim için bir şereftir.”

SİYASİ KAN DAVASI VAR BENİ TÜRKİYE’YE İADE ETMEYİN

Türkiye’nin iadesini istediği Paralel Yapı’nın lideri Fethullah Gülen, ABD’den kendisini iade etmemesini istedi. Gerekçe olarak da hükümet ile arasında ‘siyasi kan davası’ olduğunu ileri sürdü.

TSK içindeki Paralel çetenin başarısız darbe girişiminin ardından gözler ABD’de yaşayan örgütün lideri Fethullah Gülen’e çevrildi. Türkiye Gülen’in iadesi için siyasi ve hukuki girişimleri başlatırken örgüt lideri ise ABD yönetimine ilginç bir çağrıda bulundu. Gülen, kendisiyle bağlantılı Ortak Değerler İttifakı adlı kuruluş tarafından yayımlanan açıklamasında, “ABD yönetimini, suçluların iadesi sürecini siyasi kan davalarını hayata geçirmek için kullanmaya dönük her türlü çabayı reddetmeye çağırıyorum” ifadesini kullandı. Darbe girişiminin ardından  Gülen’in ‘siyasi kan davası” ifadelerini kullanılması dikkat çekti.

Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’nin Fethullah Gülen’i resmen ABD’den istediğini açıklamış, Adalet Bakanlığı’nın ABD’ye Gülen’in iadesi konusunda 4 ayrı dosya gönderdiğini bildirmişti. ABD yönetimi ise, Türk hükümetinin bu sabah elektronik ortam üzerinden Gülen’le alakalı evrak gönderdiğini teyit etmekle birlikte, bu evrakı henüz “resmi iade başvurusu” olarak sınıflandırmıyor. Beyaz Saray Sözcüsü Josh Earnest, Adalet ve Dışişleri Bakanlıklarının, Türkiye ile ABD arasında 1979 yılında imzalanan Suçluların İadesi Anlaşması’nın şartlarına uygun şekilde bu evrakı değerlendireceğini, bu değerlendirmenin ardından bunun resmi iade talebi kapsamına girip girmediğinin belirleneceğini belirtmişti.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN