Hâlâ tehlikenin farkında değiliz

Hâlâ tehlikenin farkında değiliz

Binlerce kişinin hayatını kaybettiği Marmara Depremi’nin 18’inci yılında gözler yine beklenen büyük İstanbul depremine çevrildi. Karar’a konuşan Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Naci Görür, yapı stoğundaki risklere değinerek halkın hala yaklaşan tehlikenin farkında olmadığını kaydetti.

HABER MERKEZİ

Türkiye, tam 18 yıl önce bugün en karanlık günlerinden birini yaşadı. Marmara Bölgesi’nde saat 03.02’de merkez üssü Gölcük olan 7.4 büyüklüğündeki depremde yaklaşık 20 bin kişi hayatını kaybetti. Yüzbinlerce insanın yaralandığı ve 40 binin üzerinde konut ve işyerinin yıkıldığı büyük yıkımdan sonra ise alarm zilleri bu kez İstanbul için çalmaya başladı. Deprem uzmanları, Kuzey Anadolu Fayı’nın yer aldığı Marmara Denizi altında yıllar süren gözlemler yaparak fayın kırılmak üzere olduğunu duyurdu. O dönem üst üste önlemler alınması gerektiğini duyuran uzmanlardan biri de İTÜ Maden Fakültesi’nde çalışan ve üç yıl önce emekliye ayrılan Prof. Dr. Naci Görür’dü. Şu anda Bilim Akademisi üyesi olan Görür, gelinen süreçte “Depreme hazır mıyız yoksa değil miyiz?” sorularımızı yanıtladı.

Depremin ilk günlerindeki gibi dikkatimizi ve hassasiyetimizi devam ettiremedik diyen Naci Görür, deprem odaklı başlayan kentsel dönüşümün rant odaklı hale geldiğini söyledi. Görür şöyle devam etti: “Bu süreçte afet yönetimine yönelik çalışmalar ağırlık kazandı. Ama risk yönetmeye yönelik olan şeyler yani daha afet gelmeden yapmamız gereken şeyleri yapmakta malesef sınıfta kaldık. Hiçbir şey yapmadık demek de doğru değil. Marmara bölgesinde birtakım yollar, köprüler ve viyadükleri resmi kurumları güçlendirdik. En önemlisi de kentsel dönüşüm başladı. Ancak malesef kentsel dönüşüm deprem odaklı yürümedi. Ne yazık ki kentsel dönüşümün yapıldığı yerler depremde en fazla zaafiyetin olacağı yerler olmadı ve dönüşüm bir müteahhitlik projesine dönüştü.”

RİSK AZALMIYOR, ARTIYOR

Halkın geride kalan 18 yılda deprem bilinci edinemediğine dikkat çeken Görür, şöyle devam etti: “Ben hiçbir zaman halkın depreme yönelik siyasilerden bir talebinin olduğunu ciddi şekilde görmedim. Yani halkımız hala gelen tehlikenin farkında değil. Deprem güvenliği içselleştirilmedi. Beklenen İstanbul depremini bu yapı stoğu ile karşılarsak korkarım ki çok üzüleceğiz. Kentsel dönüşümle bu iş ne kadar götürülebilir ki. Halkın bir araya gelip devletin önderliğinde finans kuruluşlarının desteğiyle bir yol ile bu işler hızlandırılmalı. Her taraf AVM’lere dönüştürüldü. Bir avuç boş alana da binalar dikildi. Yani riski azaltacak değil çoğaltacak şeyler yapıyoruz.” 

İSTANBUL SAATLİ BOMBAYLA KARŞI KARŞIYA

İstanbul Şehir Plancıları Odası Şube Başkanı Tayfun Kahraman da, 1999’dan önce yapılmış yapıların kırılgan bir doku oluşturduğunu söyledi. Bu dokuya müdahale edilmesi gerektiğini kaydeden Kahraman, “Kentsel dönüşüm sadece rant şeklinde yorumlandı. Bu açıdan 1999’dan bu güne kadar önemli bir yol katettiğimizi söylemek mümkün değil. Biz hala İstanbul’da bir saatli bombayla karşı karşıyayız” dedi.

EN AZ 625 BİN KİŞİ HAYATINI KAYBEDEBİLİR

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB)’ne Elektrik Mühendisleri Odası “İstanbul Depreme Hazır mı?” başlıklı raporunu açıkladı. Raporda İstanbul için tasarladığı en kötü senaryonun 1509 yılında yaşanan 7.7 büyüklüğündeki depremin tekrar olduğu bilirtildi. O döneme göre İstanbul nüfusunun çok daha kalabalık olduğu belirtilen rapora benzer bir afette en az 625 bin insanın hayatını kaybedebileceği belirtildi. Raporda ayrıca 470 deprem toplanma alanının 77 ‘ye düştüğü,  yapı stağunun da  yüzde 50’sinin kaçak yüzde 40’ının depreme dayanıksız olduğu vurgulandı. 

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN