Peki bilim buna ne der

Peki bilim buna ne der

İYİ HABER: Türk akademisyenler önceki yıllara oranla daha çok bilimsel çalışma hazırlıyor. KÖTÜ HABER: Makaleler, uluslararası düzeyde kabul görmeyen niteliksiz dergilerde çıkıyor.

ODTÜ Enformatik Enstitüsü URAP (University Ranking by Academic Performance) tarafından hazırlanan ve Türk üniversitelerinin 2017 dünya genel sıralamalarındaki durumunu gösteren rapora göre, Türkiye’den 17 üniversite dünya genel sıralaması yapan 10 kurumdan en az 6’sının açıkladığı listeye girdi. Raporda, üniversite yöneticilerine, akademisyenlere, öğrencilere ve yüksek öğretimdeki gelişmeleri takip edenlere yönelik, geçen yıl yayımlanan 10 farklı dünya genel sıralamasında 160 Türk üniversitesinin son durumuna yer verildi. Dünya genel sıralaması yapan 10 kurumdan en az 6’sının açıkladığı listeye Türkiye’den 17 üniversite girdi. ODTÜ, İstanbul, Hacettepe, Ankara ve Gazi üniversiteleri 10 dünya sıralamasının 10’un da yer aldı. İstanbul Teknik Üniversitesi 9 dünya sıralamasında yer alırken Boğaziçi, Bilkent, Erciyes, Marmara ve Dokuz Eylül üniversiteleri 8’er, Yıldız Teknik, Koç, Akdeniz üniversiteleri 7’şer, Ege, Sabancı, TOBB Ekonomi ve Teknoloji üniversiteleri ise 6’şar dünya sıralamasına girdi. 2017’de yayımlanan 10 dünya sıralamasında, 8 Türk üniversitesi en az bir sıralamada ilk 500’e girdi. ODTÜ ve Bilkent üniversiteleri 5’er dünya sıralamasında, Boğaziçi 4, Koç, Sabancı ve İstanbul üniversiteleri 3’er, İstanbul Teknik Üniversitesi 2 ve Hacettepe Üniversitesi bir sıralamada dünyanın en iyi ilk 500 üniversitesi arasına girme başarısı gösterdi. Dünya sıralamalarında en üst sıradaki Türk üniversitesi, US News tarafından açıklanan listeye 190’ıncı sıradan giren Boğaziçi oldu. Boğaziçi Üniversitesi’ni listeye 314’üncü sıradan giren ODTÜ ile THE’nın sıralamasına 325’inci sıradan giren Koç Üniversitesi izledi. Dünya üniversite sıralamalarının, Türkiye’deki ve gelişmekte olan ülkelerdeki üniversitelerin çoğunun beklentisini karşılamadığına değinildi. Üniversitelerin çoğunun, dünya sıralamalarında daha yüksek sıralarda yer almaları gerektiğine inanıldığının anlatıldığı raporda, Türk üniversitelerinin birtakım problemlerine işaret edildi;

Türk üniversitelerinin yayımladığı bilimsel makalelerin sayısı her yıl artıyor ancak bu makalelerin aldığı atıf sayıları aynı oranda artmıyor. Üniversitelerimizin en az bir atıf alabilen bilimsel yayınlarının yüzdesi, dünya ortalamasının altında.

Üniversitelerimizin bilimsel makalelerinin yayımlandığı dergiler incelendiğinde, her bilim alanının etki değeri en düşük dergilerine doğru bir yönelme olduğu görülüyor. Üniversitelerimizin makalelerine yeterli sayıda atıf yapılmayışının temel nedeni, dünya ortalamasına göre etki değeri en düşük dergilerde çok fazla makalemizin olması. Bu nedenle üniversitelerimiz dünya sıralamalarında son yıllarda umdukları şekilde yükselemedi.

18-01/04/0401krr01cv1.jpg

Her bilim alanında etki değeri en yüksek olan ilk yüzde 25’lik dilime giren dergilerde yayımlanan makalelerin yüzdesinin dünya ortalaması yüzde 44’e ulaştığı halde bu üst dilimde Türkiye kaynaklı makalelerin oranı yüzde 21 civarında kaldı.

Son yüzde 25’lik dilimde yer alan etki değeri en düşük dergilerde yayımlanan makalelerin yüzdesinin dünya ortalaması yüzde 20’nin altında olduğu halde bu en alt dilimde Türkiye kaynaklı makalelerin oranı yüzde 34 civarında.

Üniversite yöneticilerinin akademisyenleri etki değeri çok düşük olan dergilerde makale yayımlamak yerine kabul oranı düşük ama etki değeri yüksek olan dergilere yönelmeleri için ödüllerle teşvik etmeleri yararlı olacak.

Akademisyenler, bilimsel atıf yapılan makale sayısının dünya ortalamasının altında olmasını KARAR’a değerlendirdi: 

Kaliteli yayınların sayısı azalıyor 

Çukurova Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi İstatistik Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikri Akdeniz: “URAP’ın yaptığı değerlendirme oldukça önemli. Değişik üniversitelerden de destek alıp objektif analizler yapılıyor. Ortaya çıkan sonuç şu ki sadece kaliteli yayın yapmak yetmiyor. Kaliteli yayınlar gerekiyor. Bu noktada kaliteli yayınların sayısında azalma olduğunu görüyoruz. Gelişmemiş ülkelerde böyle bir tablo ortaya çıkabiliyor. Bunun yanı sıra atıf konusunda İran’ın bizde olduğunu da görüyoruz. Bu açıdan çok fazla üniversite olması çok fazla atıf yapılacağı anlamını taşımıyor.”

Önemli olan çalışmanın niteliği 

Bahçeşehir Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Matematik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Baykal: “Atıf sayısının azalmasının çok sayıda nedeni olabilir. Çok önemli bir unsur olan atıf konusu, üniversitelerin sıralamasını da etkiliyor. Bazen az sayıda araştırmadan çok fazla atıf yapılabiliyor. Bu nedenle önemli olan çalışmanın niteliğidir. Bazen 3 yazı yazılır ama bu çalışmalardan çok sayıda atıf alınır. Bu açıdan yaklaşmak gerekiyor.”

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN