Çocuklardaki iştahsızlığın yalnızca yüzde 1’i gerçek

Çocuklardaki iştahsızlığın yalnızca yüzde 1’i gerçek

Pediatrik Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Selim Gökçe az yemek yiyen çocukların sağlıksız oldukları anlamına gelmediğini söylüyor. Gökçe, “2-4 yaş arası çocukların ancak yüzde 1’i gerçek anlamda iştahsız” diyor.

Birçok aile çocuğunun iştahsız ve zayıf olmasından veya öğünleri aksatmasından şikayetçi. Uzmanlara göre bunun birçok nedeni olabilir ama Şişli Memorial Hastanesi İştahsız Çocuk Polikliniği’nden Pediatrik Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Selim Gökçe, çocukların az yemek yemesinin, zayıf olmasının sağlıksız olduğu anlamına gelmediğini belirterek, iştahsızlık probleminin yine de araştırılması gerektiğini söyledi. İştahsızlığın gerçek oranının yüzde 1 olduğunu ifade eden Gökçe sözlerine şöyle devam etti: “İştahsızlık 2-4 yaş arası çocuklarda yüzde 25 ile 50 arası bir oran ama bunları takip ettiğinizde bunların ancak yüzde 1’inde gerçek anlamda bir iştahsızlık var. O geriye kalan yüzde 40-50’ye yakın oranı ise aslında geçici sorunlar gibi görünüyor.”

İştahın öğrenilmiş bir davranış olduğunun altını çizen Gökçe iştahın tanımını yapmanın önemli olduğunu belirtti ve iştah kaybının nedenleri hakkında şunları söyledi: “Birincisi çocuk açlık hissetmeyebilir. Nörolojik sorunları olan çocuklarda açlık hissi olmayabilir ya da midesinden beslenen bir çocuk açlık hissi yaşamayabilir. Mekanizmadan bahsedersek ağız, mide, bağırsaklar, burayı ilgilendiren hastalıklar. Örneğin ağız içerisinde yaralar, yemek borusunda yaralar varsa, yemek borusu uygun çalışmıyorsa çocuk açlık hissetmeyebilir. Mesela yemek yerken çocuk boğazına kaçırıyorsa korkuyla beraber yemek yemekten kaçınabilir.”

Kanser ve romatolojik hastalıkların da iştah kaybı nedeni olduğunu belirten Gökçe, bazı duygusal nedenlerin de iştah kaybına neden olabileceğini söyledi. Gökçe “Örneğin beslenirken bundan tat almaması, hoşlanmaması, beyne uyarılar gönderiyor ve bir sonraki beslenmede bundan zevk almayabiliyor. O yüzden iştahsızlık denilen şey ortaya çıkıyor” sözlerini kaydetti.

KISA SÜRELİ HAFIZA KAYBINA DİKKAT

Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Tatlı, güneş altında çok vakit geçirmenin güneş çarpması kadar beyin kanamalarına da yol açabileceğine söyledi. Sıcak havalarda beyin kanaması ve beyin anevrizmalarından korunma yöntemleri hakkında bilgi veren Tatlı, şunları anlattı: “Beyin kanamasından korunmak için ailesel sağlık öyküsünü iyi bilmek, belirtileri önemsemek, düzenli sağlık kontrolünden geçmek, doğrudan güneş altında kalmamak, travmaya neden olacak ortamlardan uzak durmak büyük önem taşır. Özellikle aşırı sıcak havalarda beyin kanaması, ani ve şiddetli baş ağrısı, bulantı-kusma, konuşma güçlüğü, baş dönmesi, nöbet geçirme, görsel bozukluklar, kısmi veya tam körlük, görme alanı kayıpları, ince motor hareket bozuklukları, duygusal problemler, depresyon, kavramsal güçlükler, konuşma ve algısal problemler, davranış değişiklikleri, denge bozuklukları, kısa dönemli hafıza problemleri, bilinç bozukluğu ve koma halinde ortaya çıkabilir.”

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN