Alışveriş arabasında parça tesirli imajlar

Alışveriş arabasında parça tesirli imajlar

Cevdet Karal, ‘Alışveriş Listesi’ndeki dramatik yapılı şiirleriyle sistemi eleştiriyor. Bir yandan yaşadığımız dünyanın gerçeği yok ettiğini söylerken diğer yandan da sistemin olmayan bir gerçekler dünyası kurduğunu vurguluyor.

MEHMET CAN DOĞAN

Cevdet Karal, “dramatik yapılı” Cesedi Nereye Gömelim (2015) adlı kitabından sonra geçen yıl Uzun Sürdü Hazırlığım’ı yayımlamıştı. Bu kitaptaki şiirler, yapı yönünden Cesedi Nereye Gömelim’dekilerden farklıydı; “lirik şiirler”di bunlar ve tema yönünden önceki kitaba ekleniyordu. Karal, son kitabı ‘Alışveriş Listesi’yle “dramatik yapılı” şiire dönerken tema yönünden önceki iki kitabından uzaklaştı. Gerçi, ‘Alışveriş Listesi’nin “ilk taslakları”nın 2010’da yazıldığı kayıtlı, şairin biyografisinin yer aldığı sayfada. Bununla birlikte, dramatik yapı, bir kitabın bütünlüğüyle belirdiği için “taslak”a değil, yayımlanmış kitaba bakmak, onu gözetmek gerektiği kanısındayım.

Dramatik yapı, kısa ve birbirinden bağımsız lirik metinlerin aksine uzun ve birbirini gözeten, kesen, denetleyen, açan, kapatan metinlerin bütünlüğüyle sağlanır. Dramatik şiirden söz açıldığında, yapı yönünden manzum tiyatro gözetilir çoğunlukla. Ama modern şiir, bu yapısal özelliği söyleyişle yenileyerek manzum tiyatroyla ilgisi sadece anlatısal düzeyde kalan farklı bir tarz geliştirmiştir. Poetik metinlerde, “şiirin sesi” olarak değerlendirilen ve bu yönüyle “lirik”ten ayrılmaya çalışılan dramatik şiirde, “monolog”a dikkat çekilir. Lirik şiirde söyleyen veya konuşan bir “ben” varken -ki bu “ben” şairin beni olarak düşünülür- dramatik şiirde “Büyük Koro”, “Küçük Koro”, “Alışveriş Listesi İnceleme Memuru”, “Kasiyer” gibi “konuşucular” veya “konuşucu” yerini tutan “Basit ihtiyaçlar için notlar”, “Araya Giren Sahipsiz Şarkı”, “Reyon Sırası”, “Anons” gibi başlıklarla belirlenmiş metinler vardır. Bunları, şair konuşturur, belirler ve yazar elbette. Ama onların konuşması, lirik metindeki “ben”in konuşmasına benzemez. Bu yüzden belli işlevlerle söz alan veya verilen konuşmaya, “dramatik monolog” denir. Karal’ın ‘Alışveriş Listesi’, yapı benzerliği taşıyan başka metinlerde görüldüğü gibi, dramatik monologlarla geliştirilmiş uzun bir şiirdir.

Cevdet Karal, 21 Mart 2007 tarihli Radikal gazetesinde yayımladığı “Şiir: Ne İşe Yarar?” başlıklı yazısında, şiir-gerçek ilişkisini irdeler; şiirin gerçekten kopması gerektiğini, “Şiir bizi gündelik ve geçici olandan ebedî olana doğru çeker, onunla bağımızı yeni baştan kurar.” sözüyle vurgular. Ardından da “Gündelik realiteden şiir yoluyla kopuş, onu inkâr değil bir tür özgürleşmedir...” der. Karal’ın ‘Alışveriş Listesi’ne gelene kadar bu poetik görüşe bağlı kaldığı açıktır. Gündelik realitenin içinden çıkan ‘Alışveriş Listesi’, onun poetikasından koptuğunu gösterir. Bu kitapta, tüketim kültürünün biçimlendirdiği toplum, başka bir deyişle demokratik kapitalizm ideolojisi, hâlihazırdaki göstergelerle eleştirilir; bu ideolojinin altı oyulur. Buradaki bilinç, gerçekten kopmak bir yana tam da eleştirdiği gerçeğin içine düşer. Dolayısıyla özgürleşme vaadinde bulun(a)maz; gerçi, böyle bir vaat kaygısı da yoktur.

Bir distopyadır Alışveriş Listesi ve bütün distopyalarda olduğu gibi, totaliter bir yapılanmaya yoğunlaşır. Kitap, bir yanıyla da distopya metafiziğidir. George Orwell’in ‘1984’ünün yaşandığı bir dünya algısıyla bu distopyanın daha neler getireceği sergilenir. “Alışveriş Listesi”ne yazılması, eklenmesi, alınması sayılan onca nesne, kendisi olmaktan çıkarılıp dehşet verici şeylere dönüştürülür çoğunlukla. Listeyi kabartan “Kıyamete ayarlı iki çalar saat”, “Cehennemden getirilmiş 10 litre ter”, “intihar eğilimlerini ölçme değerlendirme testi”, “5 adet bağımsızlık savaşı ilanı” gibi şeyler, Karal’ın yaratıcılığının göstergesi olan imajlardır. Bu imajlar, parça tesirli bombalardır. Şiirler, şiddet yoğunlukludur. Dolayısıyla öfkeli bir bilinci yansıtır. Kitabın son şiiri “Daha Çok Şey Gerekli”deki “Çoğu acımasız ve alaycı / Kimi saçma ya da kibirli // Örseleyici şakalarını / Yıkıcı isteklerini” dizeleri, bunu ilan da eder.

Neye öfkelidir ‘Alışveriş Listesi’ni hazırlayan bilinç? Bir teolojinin kaybına veya kurulan yeni teolojiye. Demokratik kapitalizm ideolojisi, her şeyi satılabilen bir ürüne dönüştürmüştür. Bu her şeye, önceki teoloji de dâhildir. İnancı, ilişkileri, duyguları da nesneleştiren ve pazarlayan bu yeni teoloji, oluşturduğu “rıza kültürü” ile insanı özünden koparmıştır. Özellikle Hilkatin İlk Günleri (2006) adlı kitabındaki şiirlerden başlayarak ‘Alışveriş Listesi’ne gelene kadarki şiirlerinde yaratılış düşüncesini teolojinin içinden kavrayan bilinç, bu son kitapta benimsenen teolojinin yerinden edildiğini söyler.

Karal, önceki kitabı ‘Uzun Sürdü Hazırlığım’da, Tanrı inancını veya düşüncesini, şiiri de kapsayan bir kabulle hayli sıkça işaret etmişti. Sözcük ve kavram düzeyinde bu kitabın paradigmasını Tanrı düşüncesinin belirlediği bile söylenebilir. Yeni teoloji, bu paradigmayı parçalamıştır. ‘Alışveriş Listesi’nde yeni teolojinin “Tanrılaştırma” girişimine veya yeni bir Tanrı yarattığına dönük imajlar, eski teolojiye gönderme yapılarak tek rar edilir. “Siz bu kuyruğun bir benzerine / Dünyaya gelmek için girmediniz mi” dizeleri, hilkatin ilk günlerini düşündürür. Ama yeni teolojinin dünyasındakiler, o “kuyruğu” unutmuştur; öyle olduğu için de sürekli yalnızlık alırlar.

“Alışveriş Listesi”nin ilk sırasında yer alan “1 adet Tanrı kıyma makinesi”, eski teolojinin Tanrı’sını olduğu gibi, insanın bütünlüğünü de parçalamaktadır. Konuşan asıl figür, kıyılan bu Tanrı’nın parçalarını, kitapta sürekli anar. “Evet Tanrı / Listede adı çok anıldı / Nasıl bir Tanrı kaçıncı sıraya konmalı” dizesinde söylendiği gibi, parçalanmış Tanrı’dan paradigma oluşturulamaz. Bu yeni tanrıların ne ürettiği, “Tarihin en büyük can sıkıntıları / Made by Tanrı” dizelerinde söylenir. “Kıyma makinesi” gibi, kitabın kapağını süsleyen “rende” de parçalanan Tanrı’dan nasıl can sıkıntısı üretildiğinin göstergesidir.

Cevdet Karal, ‘Alışveriş Listesi’yle sistemi eleştiriyor. Bir yandan yaşadığımız dünyanın gerçeği yok ettiğini söylerken diğer yandan da sistemin olmayan bir gerçekler dünyası kurduğunu vurguluyor. “Şiir”in bir şeyleri vurguladığını söylemek tuhaf ama Karal’ın yaptığı bu. Vurgunun imajlarla gerçekleştirilmesi, metni koruyan en önemli özellik. Koruyucu bir diğer özellik de kitabın yapısı: Dramatik monolog, ‘Alışveriş Listesi’nin işaret ettiği sistemi veya yeni teolojiyi taşıdığı gibi, düşünsel yönünü veya eleştirisini de içeriyor.

Octavio Paz, 1993’te yayımlanan “Kent Meydanı ve Yatak Odası” başlıklı yazısında, “Çağımız, varlıklar değil organlar, işlevler, süreçler görüyor yalnızca.” demişti. Cevdet Karal, ‘Alışveriş Listesi’nde, o bedensiz organların mahvını gösteriyor.

Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN