Trump seçim sürecinde dillendirdiği popülist vaatleri koltuğa oturur oturmaz çantasından çıkardı

Trump seçim sürecinde dillendirdiği popülist vaatleri koltuğa oturur oturmaz çantasından çıkardı

ABD’nin yeni Başkanı Trump, seçim sürecindeki sansasyonel vaatlerini bir bir gerçekleştiriyor. Son olarak bazı Müslüman ülkelere vize ve iltica yasağı koyan’ Trump, “Devlet yönetmek seçim mitingi yapmaya benzemez” diyenleri şaşırttı.

ABD Başkanı Donald Trump, ülkedeki seçim sürecinin başından bu yana sansasyonel ve çoğu zaman ayrımcı vaatleriyle gündemden düşmedi: Müslümanların ülkeye girişini geçici olarak yasaklamak, terör sorgularında işkenceyi geri getirmek, iklim değişikliği ve çevrenin korunmasına yönelik önlemleri kaldırmak, Meksikalı göçmenlerin ABD’ye girişini önlemek için sınıra duvar örmek...

Bu vaatler, önceki ABD Başkanı Barack Obama ve yardımcısı Joe Biden’ın da dahil olduğu birçok eski ve muvazzaf devlet görevlisi tarafından ‘oy toplamaya yönelik’ çeklinde yorumlandı. Trump’a başkanlığın ‘tweet atmaktan’ ya da ‘seçim mitingi yapmaktan’ farklı olduğu hatırlatıldı. Ancak göreve gelmesinin üzerinden henüz dokuz gün geçen Trump, vaatlerinden birçoğunu gerçekleştirmek için ilk adımları atarak bu yorumları yapanları haksız çıkardı.

Trump’ın son icraatı, bazı Müslüman ülkelerin vatandaşlarına vize vermemek ve Müslüman mültecilerin ABD’ye başvurularını askıya almak oldu. Trump, yayımladığı ‘Ulusu yabancı teröristlerin ülkeye girişinden koruma’ başlıklı başkanlık kararnamesinde, ülkeye mülteci kabulünü dört aylığına askıya aldı. Suriyeli mülteciler kararnamenin kapsamındayken, Hristiyan göçmenler için istisna yapılacağı açıklandı. Kararnameye göre ayrıca, Irak, İran, Libya, Somali, Sudan, Suriye ve Yemen olmak üzere yedi ülkenin vatandaşlarına önümüzdeki üç ay boyunca vize verilmeyecek. Diplomatlar ve uluslararası kuruluşlarda çalışanlar ise bu uygulamanın dışında tutulacak. Böylece Trump, Müslümanların ABD’ye girişinin yasaklanması vaadini de kısmen uygulamış oldu. Trump, imzaladığı kararnamenin önemli olduğunu belirterek, “Radikal İslamcı teröristleri ABD’den uzak tutmak için yeni bir kontrol mekanizması üzerinde çalıştıklarını” söyledi. Bu çerçevede, iltica veya vize başvurusunda bulunan kişiler hakkında yapılacak incelemelerin sıkılaştırılacağı yeni kuralların getirilmesi öngörülüyor. Bunun yanı sıra Trump, ülkeye bir yılda kabul edilecek mültecilerin sayısının 110 binden 50 bine düşürülmesini planlıyor.

Trump’ın bu kararlarına Birleşmiş Milletler’den (BM) ve sivil toplum kuruluşlarından da tepki geldi. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) ve Uluslararası Göç Örgütü (IOM) tarafından yapılan açıklamada, Trump’ın imzaladığı bu kararnameye rağmen ABD’nin mülteciler için güvenli bir yer olmaya devam etmesinin umulduğu belirtildi. Cenevre’de cumartesi günü yapılan açıklamada, ABD’nin güçlü lider rolü ve mültecileri kabul eden geleneği ile çatışmalardan ve kovuşturmadan kaçanları korumayı sürdürmesi çağrısında bulunuldu. Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği (ACLU) yöneticisi Anthony Romero, bu kararnamenin Müslümanlara yönelik ayrımcılık içerdiğini vurgulayarak, bunun ABD Anayasası’na aykırı olduğunu ifade etti.

‘MEDENİYETLER ÇATIŞMASI ÇIKARMAYA ÇALIŞIYOR’

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Müslümanların ülkeye girişini sınırlandırmaya yönelik adımlarına Amerikalı Müslümanlar sert tepki gösterdi. New York’ta protesto amacıyla toplu namaz kılınırken, Müslüman kanaat önderleri de kararı eleştirdi. ABD Müslüman Organizasyonları Konseyi (USCMO) Genel Sekreteri Usame Cemal, ABD’de yaşayan çok sayıda Müslümanın kendisine ulaşarak kaygılarını dile getirdiğini söyledi.

17-01/29/29kr06-manset-ikinci-foto.jpg

Müslümanların ABD’deki “en eğitimli azınlık gruplarından biri” olduğuna dikkati çeken Cemal, ülkede yaşayan diğer azınlık gruplara göre “Müslümanların sürekli kendilerini yeniden kanıtlamak zorunda kaldığını” belirtti. Cemal, “Şu anda ABD’de insan hakları anlamında Müslümanların hiçbir söz hakkı yok, sesimizi dahi çıkaramıyoruz. Trump yönetimi, attıkları adımlarla ve aldıkları kararlarla İslam’a savaş açmış durumda. Bireyler tarafından işlenen bir suçu bütün İslam alemine yıkmaya çalışıyorlar” diye konuştu. Luther Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Todd Green, ABD’de yaşanan gelişmelerin “İslam’a karşı bir saldırı biçimi” olarak anlaşabileceğini belirtti.

DÜNYAYI SALLAYAN 10 GÜN

ABD Başkanı Trump, göreve hızlı başladı. İşte yeni Başkan’ın ilk on günündeki icraatları:

20 Ocak Cuma: Trump, görevi devralır almaz selefi Barack Obama’nın, ‘Obamacare’ olarak anılan zorunlu sağlık sigortası yasasının iptal edilmesinin yolunu açacak bir kararname imzaladı.

21 Ocak Cumartesi: Obama’nın iklim değişikliğiyle mücadele planına karşı bir kararname imzaladı.

23 Ocak Pazartesi: Kürtaj karşıtı bir idari kararname imzaladı. Kürtaj hizmeti veren kliniklere yapılan devlet yardımı kesildi. ABD, Asya ülkeleri arasındaki Trans-Pasifik Ticaret Ortaklığı anlaşmasından geri çekildi.

24 Ocak Salı: Kuzey Dakota eyaletinde Kızılderililerin de bulunduğu topraklardan geçen, Obama’nın yürütmeyi durdurduğu petrol boru hattının yeniden başlamasına karar verdi.

25 Ocak Çarşamba: Meksika sınırına duvar örülmesine yönelik kararnameyi imzaladı. Duvarın masraflarının Meksika tarafından ödeneceğini söyledi. Meksika buna itiraz etti.

26 Ocak Perşembe: Terör sorgularında işkencenin kullanılması gerektiğini savundu. Duvar polemiği nedeniyle Meksika’dan yapılan ithalata yüzde 20 ek vergi getirilmesini önerdi.

27 Ocak Cuma: Belirli ülkelerden Müslümanların ve göçmenlerin ABD’ye girişini yasaklayan kararnameyi imzaladı.

ÖLÜ BULUNAN KGB ŞEFİNDE TRUMP ŞÜPHESİ

Rusya’nın başkenti Moskova’da geçen ay ölü bulunan eski istihbaratçı Oleg Erovinkin’in, Rus hükümetinde ABD Başkanı Donald Trump’a ait müstehcen görüntüler bulunduğu iddialarıyla bağlantılı olduğu iddia edildi. Geçen haftalarda, eski İngiliz ajanı Christopher Steele’in, geçen temmuz ayında Trump hakkında hazırladığı bir rapor ortaya çıkmıştı. Seçim kampanyasında Trump’a karşı kullanılmak üzere hazırlanan raporda söz konusu iddialara da yer verilmişti. İngiliz Telegraph gazetesinin haberinde, Erovinkin’in, İngiliz ajanı Steele’in Rusya’daki kaynağı olduğu öne sürüldü. Daha önce Rus istihbarat servisleri KGB ve FSB’de üst düzey görevlerde bulunan Erovinkin, aralık ayının sonunda, Moskova’da arabasının arka koltuğunda ölü bulunmuştu.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN