Yapay tatlandırıcılar kilo aldırıyor

Yapılan son araştırmalar kilo almamak için kullanılan suni tatlandırıcıların şişmanlattığını gösterdi. Peki ne yapmalı, bugün reçelden meşrubata hatta sakıza pek çok üründe bulunan tatlandırıcıyla ilgili nasıl bir karar alınmalı?

Çevremdeki orta yaş hanımların büyük çoğunluğu ve erkeklerin en az yarısı çanta ve ceplerinde suni tatlandırıcılarla geziyor. Ne zaman çay kahve gelse otomatik olarak küçük zımbırtılar çıkıyor ortaya; çıt çıt çıt! İnsanların suni tatlandırıcı kullanmalarının tek bir amacı var, kalori ve dolayısıyla kilo almamak.

En çok tercih edilen tatlandırıcılar; sakarin, aspartam, sukraloz, asesulfam K. Bunların tamamı sentetik kimyasal ve çoğunluğu tesadüfen bulunmuş maddeler. Örneğin sakarin kömür katranından elde edilmiş, Aspartam bir ülser ilacı araştırması sırasında bulunmuş. Sukraloz ise şeker molekülüne benzetilerek sentez edilmiş.

İnsanların çay kahve için kullandığı tatlandırıcılar dışında bu kimyasal maddeler günlük hayatımızın her noktasında karşımıza çıkıyor. Başta diyet meşrubatlar olmak üzere ilaç, şurup, sakız, reçel, tatlı ve soslar, hatta bazı çocuk mamaları suni tatlandırıcılarla tatlandırılıyor.

DOZUN ÖNEMİ BÜYÜK

Suni tatlandırıcılarla ilgili yıllardır süren tartışmalar önceleri bu maddelerin sağlığa zararları (kanser, karaciğere toksik etki, baş ağrıları, anksiyete ve depresyon, kulak çınlaması vs.) konusundaydı. Sanayi destekli araştırmalar normal kullanımda herhangi bir zararlı etkileri olmadığını savunurken bağımsız araştırmalar bu maddelerin uzun süreli tüketilmesinde önemli hastalıklara yol açabileceği görüşünde. Buradaki önemli nokta insanlar için zarar verecek veya vermeyecek dozların bilinmemesi.

Günde 2-3 diyet meşrubat ve içilen 3-5 bardak çay veya kahveye atılan 5-10 tatlandırıcı az mı çok mu? Bir de bazı hazır gıda ve benzeri ürünlerle aldığımız ve hesabını bilemediğimiz bir doz daha var. Çevremde günde 10-15 bardak çay kahve içen ve her bardağa 3-4 tablet tatlandırıcı atan (günde 40-50 tablet) çok dostum var. Şimdilik bir yan etkisini görmemişler ama ileride ne olur bilinmez. Yakın zamanda bir hekim arkadaşımın genç kız yeğeni hastanemize karaciğer yetmezliği nedeniyle yatırıldı. Araştırıldığında günde 2-3 litre diyet meşrubat içtiği anlaşıldı. Neyse ki bu anormal alışkanlığın önüne geçilince durumu kısa sürede tedaviyle düzeldi.

ASLINDA KİLO ALDIRIYOR

Başlıca kullanılma nedeni kilo almamak olan suni tatlandırıcıların aksine kilo almaya neden oldukları tartışılmaya başlandı. Amerikan Kanser Derneği’nin 79 bin kadın üzerinde yaptıkları çalışmada suni tatlandırıcı kullanan kadınların bir yıl içinde kullanmayanlara göre yüzde 7 oranında daha fazla kilo aldıkları gösterilmiş. Deney hayvanlarında yapılan çalışmalar aynı gıdaları suni tatlandırıcılarla birlikte tüketenlerin şekerle yiyenlere şişmanladıklarını ortaya koymuş.

TATLI TADINI ARATIYOR

Bu, çelişkili gibi gelen ve anlaşılması güç olay, canlıların tat duygusuyla kaloriyi doğal olarak bağdaştırabilmesiyle açıklanıyor. Suni tatlandırıcı kullanan kişiler bu maddelerle tatlı ihtiyacını tatmin etmekte ancak beynimiz ve metabolizmamız bu duyguyla birlikte gelmesi gereken kaloriyi alamadığından (tatlıya aşerme hissi yaratarak) bu açığı daha sonra fazla kalorili gıdalar alarak kapatıyor. Bir başka teori ise suni tatlandırıcıların yoğun ‘tatlı’ tadının insanlarda bu tadı sürekli arama davranışına itiyor olması ve bu tadı kalorili gıdalardan almaya başlaması.

Faydalı bağırsak bakterilerini öldürüyor

Suni tatlandırıcıların zarar verdiği bakteriler, kolesterole neden oluyor ve şeker metabolizmasını bozuyor.

Bilimsel araştırmalar suni tatlandırıcıların bağırsaklardaki faydalı probiyotik bakterilere zarar verdiğini gösteriyor. Bu bakterilerin zarar görmesi ve azalması kolesterol ve şeker metabolizmasında bozulmaya, bağışıklık sistemimizde arızalara ve ‘ülseratif kolit’ ve ‘Crohn’s’ gibi kalın bağırsak hastalıklarına yol açıyor. Durum böyleyken yıllardır kilosunu kontrol etmek amacıyla suni tatlandırıcı kullanan kişilerin ve şeker hastalığı nedeniyle bu ürünleri kullanan diyabetik hastaların ne yapması gerektiği sorusu gündeme geliyor. Bu konudaki araştırmalar ve tartışmalar devam edecek gibi görünüyor. Herhalde yapılması gereken, bu ürünleri hiç kullanmamak veya mümkün olduğu kadar az tüketmek.

Günün Süper Gıdası: Mercimek

Türk mutfağının vazgeçilmezi olan mercimeğin olağanüstü faydaları bilim dünyası tarafından yeni anlaşılıyor. Mercimek, baklagiller içinde antioksidan düzeyi en yüksek olanı. Bitkisel proteinden zengin. Kalp dostu; başta folik asit olmak üzere B vitaminlerinden zengin. Demir ve magnezyum deposu. Zengin posa (lif) içeriği sayesinde kolesterol ve şeker düzeylerini kontrol etmeye yardımcı. Yine posası sayesinde bağırsak hareketlerini düzenler, kabızlığı önler. Kompleks karbonhidratları ve posası bağırsaktaki faydalı probiyotik bakteriler için gıda teşkil eder. Bütün bu etkileriyle kalp-damar hastalıkları ve başta kalınbağırsak olmak üzere kanserlerden koruma sağlar. Mercimek başta olmak üzere haftanın en az 2-3 günü baklagiller içeren yemekler yemek sağlığın en önemli sigortalarından...

Bir Okur Sorusu: Fazlası kalbe zarar

İstanbul’dan bize ulaşan bir okurumuz soruyor: Hocam, 48 yaşındayım. Sağlığım iyi ama günde 8-10 bardak çay, en az 2 fincan kahve içiyorum. Çay ve kahvenin kalbe zararı var mı?

Çay ve kahvenin doğrudan kalbe bir zararı yok ancak içindeki ‘kafein’ ve ‘tein’ maddeleri kalp hızını artırıcı etki gösterir. Aşırı miktarda kullanıldığında çarpıntıya (taşikardi) neden olur.
Eğer bunlar bir de şekerli içiliyorsa günde avuç avuç şeker eder ki onun zararı hepsinden fazla. Öte yandan çay (özellikle yeşil çay) ve kahve yüksek oranda ‘kateşin’ antioksidan maddeler içerir.
Bu maddeler kalp ve damar sağlığımız için çok faydalı. Günde 8-10 bardak biraz fazla, onu 5-6 ile sınırlayalım, kahve de günde iki fincanı geçmesin.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.