Türk Kardiyoloji Derneği (TKD)’nin “31. Uluslararası Katılımlı Türk Kardiyoloji Kongresi” önde gelen akademisyenlerin katılımıyla Antalya’da sürüyor. Kalp hastalıklarının tedavisinde uygulanan son yöntemlerin ve teknolojilerin konuşulduğu kongrede çarpıcı veriler dikkat çekiyor. İstatistiki bilgilere göre, Avrupa ortalamasında en erken Türkler kalp krizi geçiriyor. Kongreden bazı detay bilgiler şöyle…
114
Türkiye İstatistik Kurumu verileri Türkiye'de kalp ve damar hastalıklarına bağlı ölümlerin, 2013'te yüzde 39,6 iken, geçen yıl yüzde 40,4'e yükseldiğini ortaya koyuyor. Birleşmiş Milletler ve Dünya Sağlık Örgütü 2025'e kadar tüm dünyada kalp hastalıklarından erken ölümlerin yüzde 25 azaltılmasını hedefliyor. Hazırlanan eylem planına göre, sağlıksız yaşam tarzı seçimlerinden kaynaklanan kalp ve damar hastalıklarını önlemek için bilgilendirme çalışmaları yapılması düşünülüyor.
214
Ameliyatsız kalp kapak değişimi hayal değil
Bozulmuş ya da yeteri kadar görev yapamayan kalp kapaklarının değişiminde yaklaşık 50 yıldır açık kalp cerrahisi kullanılıyor. Açık kalp ameliyatının risklerinden dolayı uzun zamandır anjiyo benzeri yöntemlerle kalp kapaklarını değiştirmek için araştırmalar yapılıyor. Dünyada ilk kez anjiyo yöntemine benzer şekilde kasık damarından girilerek aort kapağının değiştirilmesi (transkateter aort kapak yerleştirilmesi yada kısaca TAVİ) 2002 yılında yapıldı.
314
Ülkemizde 2009 yılında başlayan TAVİ uygulamasında sayılar hızla artmasına rağmen, 2014 yılında yaklaşık 950 TAVİ işlemi yapılabildi. Başlangıçta TAVİ işlemi sadece açık kalp cerrahisi yapılamayan ya da ancak çok yüksek riskle ameliyata alınabilecek aort darlığı hastalarına uygulanmıştı. Elde edilen başarı üzerine ameliyat riski daha düşük (orta riskli hasta grubu) hastalara da tüm dünyada TAVİ işlemi yapılmaya başlandı. Dolayısıyla TAVİ, cerrahi olarak aort kapağı değişimine oldukça iyi bir alternatif olmaya başladı.
414
Eriyen stentler, ilaçlı stentlerin yerini alacak
Kalp damarlarının tıkanıklığı ülkemizde ve dünyada en sık görülen ölüm nedeni. Damar tıkanıklıklarının tedavisinde çeşitli ilaçların yanında, damardaki daralmış bölgenin stentle açılması ya da by-pass tedavisi yapılıyor. Kalbi besleyen damarların ilk kez stentle tedavi edildiği 1986 yılından bu yana stent teknolojisinde çok önemli değişiklikler oldu.
Öncelikle metal stentlerin konulduğu bölgede hastaların yüzde 20-30’unda tekrar daralmalar görüldü. Ardından bu metal stentlere birtakım ilaçlar yüklenerek ilaçlı stentler elde edildi. Bu stentlerin uygulanmaya girmesiyle tekrar daralma görülen hasta oranı yüzde 5 gibi oldukça iyi bir orana düşürüldü.
514
Gelişmiş ülkelerde girişim gereken kalp damar hastalarının yaklaşık yüzde 85’ine stent tedavisi, yüzde 15’ine ise by-pass ameliyatı uygulanır hale geldi. İlk uygulanan metal stentlerde ve ilaç kaplı stentlerde, stent kalp damarına bir kez takıldıktan sonra tekrar çıkarılması mümkün değildi. Bunun üzerine son yıllarda klinik uygulamaya giren ve bir çeşit yağ asidinden üretilen eriyen stentler keşfedildi.
Eriyen stentler damara yerleştirildikten sonraki 6. ayda erimeye başlayıp, 2 yıl içerisinde ise tamamen eriyip kayboluyor. Yapılan karşılaştırmalı çalışmalarda eriyen stentlerin, ilaçlı metal stentler kadar etkili ve güvenli olduğu görülse de eriyen stentler hala metal stentlere göre daha kalın.
614
Bu nedenle hem damarın her bölgesine takılması zor, hem de damarlardaki çatallanma bölgelerinde kullanımları da sınırlı, ancak bu teknolojinin geliştirilmesi için yürütülen çalışmalar giderek artmakta. Yakın gelecekte eriyen stentler, ilaçlı stentlerin yerini alabilir.
714
Kalp pillerinde yeni teknoloji: Lead’siz kalıcı kalp pilleri
Kalıcı kalp pili takılan hastaların takiplerinde leadlerde enfeksiyon, kırık, fonksiyon bozukluğu gibi ciddi sorunlarla karşılaşılabiliyor. Tedavide bu leadlerin çıkarılması gerekiyor. Ancak leadlerin takılması süresi uzadıkça, çıkarılmaları da bir o kadar zor ve yüksek riskli bir işlem haline geliyor.
Son yıllarda bu sorunlarla başa çıkabilmek için lead’siz kalıcı kalp pilleri üretilmiştir. Lead’siz kalıcı kalp pillerinde lead bir kablo yardımı ile kalbin içine yerleştirilir. Lead ve jeneratör arasındaki iletimde ultrason aracılığıyla enerji transfer modeli kullanılır. Lead’siz kalıcı kalp pilleri sayesinde leadlere bağlı gelişebilecek sorunlar (enfeksiyon, kırık, toplar damar tıkanması gibi) ile karşılaşmıyoruz. Günümüzdeki teknolojiyle sadece tek odacıklı lead’siz kalp pili koymak mümkün.
814
Türkler daha genç yaşta kalp krizi geçiriyor
Avrupa'da ortalama 60-65 arası olarak kaydedilen kalp krizi yaşı, Türkiye'de tam 10 yaş daha erken bir ortalamada seyrediyor. Aile içi evliliklerin fazla olduğu bölgelerde bu hastalık daha sık görülmekte. Kalp krizi geçirdikleri sırada 45 yaşın altında olan kişiler özel bir hasta grubunu oluşturuyor. Bu kişilerin oranı genel kalp krizi olguları arasında fazla olmamakla birlikte, gerek enfarktüse bağlı hasarın daha fazla olması, gerekse hasta ve ailesi üzerindeki psikolojik ve ekonomik etkileri nedeni ile önemli bir sorun.
914
Genç yaşta oluşan ateroskleroz, çoğunlukla ileri yaşlardakine benzer nedenlerle ilişkili. Ancak bu olgularda atlanmaması gereken önemli bir neden ailevi kolesterol yüksekliği. Ailevi kolesterol yüksekliğinin toplumdaki genel sıklığı tam olarak bilinmese de, tanı ölçütleri giderek netlik kazanmış ve genetik testleri yaygınlaşmış durumda. Yakın zamana kadar tedavi olanakları sınırlı kalan ailevi kolesterol yüksekliğine karşı günümüzde birçok tedavi yöntemi geliştirilmekte ve umut veren sonuçlar elde edilmekte.
1014
Ailevi hiperkolesterolemi, Türkiye gibi akraba evliliklerinin yaygın olarak gerçekleştiği ülkelerde ve farklı kapalı toplumlarda görülme oranı oldukça yüksek. Türkiye'de yaygın bir sağlık sorunu olan ailevi hiperkolesteroleminin neden olduğu krizlerinin yüzde 20’si 50 yaş öncesi gerçekleşirken, Avrupa'da erken kalp krizinin oranı yüzde 10’u geçmiyor.
1114
Sigara ve hareketsizlik en önemli risk faktörleri
Ülkemizde kalp damar hastalıklarının diğer Avrupa ülkelerine kıyasla daha fazla olması, sigara ve tütün ürünleri tüketiminin hala yüksek olmasına, giderek artan kilo alımına, hareketsizliğe ve sağlıksız beslenmeye bağlı. Diyabetin görülme oranı da özellikle kadınlarda hızla artmakta.
1214
Kalp damar hastalıklarını önlemek için 6 önlem
Hareketsiz yaşam tarzını azaltmak
Alkol alımını azaltmak
Tuz tüketimini azaltmak
Sigara içiciliğini azaltmak
Yüksek tansiyonu azaltmak
Diyabet ve şişmanlıktaki artışı durdurmak
1314
İnme: Kalp ritim bozukluğu hastalarının korkulu rüyası
Kalbin ritim bozuklukları, hastaların korkulu rüyası olan ‘inme’ye de neden olabilir. Bugünkü bilgilerimize göre kalp damar hastalıklarına yol açan nedenlerin çoğu önlenebilirdir. Kalıtsal eğilimlerle kalp damar hastalığı olanlarda bile hastalığı geciktirmek mümkün. Kalbe ve beyne giden damarların yapısını bozup, daralıp tıkanmasına yol açan risk faktörlerinin başlıcaları sigara tüketimi, kan basıncının yüksek seyretmesi yani hipertansiyon, şeker hastalığı, kan yağlarından özellikle LDL kolesterol (yani kötü kolesterolün) yüksek olması, özellikle karın bölgesinde kilo fazlalığı, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsiz yaşamdır.
1414
Kalp hastalıkları ve inme sebepli erken ölümlerin büyük çoğunluğu, sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite, tütün dumanından kaçınma ve mevcut risklerin tedavisi yoluyla önlenebilmekte. Bireyler kendi kalp ve damar hastalığı risklerini düzenli fiziksel aktivite yaparak, tütün kullanımından ve pasif içicilikten kaçınarak, meyve ve sebzeden zengin bir diyet seçerek, yağ, tuz ve şekerden zengin gıdalardan kaçınarak, Batı tipi diyet dediğimiz hazır ve işlenmiş gıdalardan uzak durarak ve sağlıklı bir vücut ağırlığını muhafaza ederek azaltabilirler.