Başbakan Davutoğlu'ndan 3 Temmuz şike davası açıklaması

Başbakan Davutoğlu'ndan 3 Temmuz şike davası açıklaması

Başbakan Ahmet Davutoğlu, şike davası kapsamında alınan tüm sanıklar hakkında beraat kararına dair açıklama yaptı. Davutoğlu ''Türk sporunun böyle bir şaibe ile anılmaması, etkilenmemesi lazım. Bunu hukuki bir karar olarak değerlendirmek gerekir'' dedi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, A Haber-ATV ortak yayınında gündemde yer tutan konu başlılarına dair soruları yanıtladı.

Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde;

(Şike davası kararıyla ilgili soruyu cevapladı) Bu hukuki bir meseledir. Bir dava söz konusu. Dolayısıyla hukuki süreçlerle ilgili olarak yorumları hukuk mantığı içinde tutmak gerekiyor. Dolayısıyla herhangi bir yorum katmak ve bizim açımızdan yorum yapmak doğru olmaz. Bu hukuki dava ile en azından bir çerçevede dışardan hukuka bir müdahale iddiası varsa sistem içinde aksayan hususlar varsa da sistemin ekseninde düzenlenir. Bunu hukuki bir karar olarak değerlendirmek gerekir.

''Bir açıklamaya öylesine üzülmüştüm ki'' 

Basın özgürlüğü konusunda herkesin dürüst olması lazım. Düşünce özgürlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini her zaman söylemişimdir. Bir gün bir açıklamaya öylesine üzülmüştüm ki bir siyasi lider başbakan eleştirenleri 'Bunlar mağaralardan beslenen yarasalar'' diye bir ifade kullanmıştı. Bende yarasaları severiz diye cevap vermiştim.

İşte o zamanlar herkes düşünce özgürlüğünün nasıl ayaklar altına alındığını bilirler. Bu anlamda basın özgürlüğünün hakaret etmeden baskı yapmadan sağlanması bizim hedefimizdir.

''Kimse geçici bir aldatmanın peşinde olmasın''

Devletin ve hükümetin bu anlamda tutumu açıktır. Türkiye'de meşru emniyet güçleri dışında kimsenin silah barındırma hakkı olamaz. Kamu düzenini her yerde sağlayacağız. Kimse geçici bir aldatmanın peşinde olmasın. Biz bu kararı kolay almadık. Günlerce aylarca biz bunların çözüm sürecine saygı duymasını bekledik.

''Kimse hendek kazamaz''

Devletin terör konusunda tutumu açıktır. Türkiye'de meşru güvenlik güçleri dışında kimsenin silah kullanma yetkisi olamaz. Hiçbir ilçede meşru olarak yürütülen çalışmalar dışında kimse hendek kazamaz, barikat kuramaz. Kamu düzenini ihdas edeceğiz.

''Biz ateşkes demeyiz''

Terör örgütüne sırtımızı dayadık diyenler şimdi eylemsizlik konusunda tartışamaz. Bir gün ateşkes diyorlar, ama böyle bir dil olmaz. Biz ateşkes demeyiz. Terörler, güvenlik güçlerimiz arasında eşitlik olamaz.

''Kararlılığımızdan kimse şüphe etmesin''

Eylemsizlik diyorlar, buna hendek kazmak da dahil mi? Çatışmasızlıktan anlayışları, silah da duracak hendekler de. Biz bunları gözledik. Kararlılığımızdan kimse şüphe etmesin. Son silah bırakılana kadar operasyonlar sürecek. Konuşulacak tek konu silahların nasıl bırakılacağı. 7 Haziran'dan önce barış türküleri söylediler, 7 Haziran'dan sonra ayaklanmaktan bahsettiler.

''Silah kaynaklarına darbe vuruldu''

Birinci hedef Kuzey Irak'taki hedeflerin imha edilmesiydi. 458 hedef 3 gün içinde vuruldu. Mühimmat ve, silah kaynaklarına darbe vuruldu.

Askerimiz 'biz buradayız' mesajı verdi

'Mezarlık yıkıldı' diyerek iki HDP'li Bakan istifa etti. Sorular mı orada doçkalar var mı, teröristler var mı? 2 binin çok üzerine giden kayıplar. Özellikle Dağlıca'da meydan okudular. O tepelere askerimiz çıktı ve 'biz buradayız' mesajı verdi." Bunların eylemsizlikten kastı seçime kadar. O zamana kadar operasyonlar dursun istiyorlar. Terör niyetiyle eline taş dahi alamazsın."

''Bahçeli 'CHP ile görüşün' dedi''

Irak ve Suriye'de DAEŞ'in yükselmesinden sonra kendilerine ortam aradılar. Zannettiler ki Türkiye'de bir yönetim boşluğu var. Bir nefes alacak kadar vaktim olsa dahi görevimi yaparım. HDP neden Bakanlarını çekti, Bahçeli'ye 'zor dönemden geçiyoruz' dedim 'CHP'yle görüşün' dedi."

''O görüntüler kabul edilemez''

Cizre'deki o görüntüler kabul edilemez. Yapılması da yanlış, çekilmesi ve yayınlanması da. Kimse yanlış muamele yapılamaz. Bir tarafta halkı mayınlarla öldüren terör örgütü var ama buna rağmen güvenlik güçlerimize leke atılmaya çalışıyor. Diyarbakır annelerinin acılarının dinmesi için her şeyi yapacağız. Zorla kaçırılan çocuklar bunlar."

"Eğit-Donat Türkiye'de devam ediyor"

Eğit-Donat eskiden beri bizim için mültecileri ve Suriye halkını koruyacak bir yapının oluşmasına dahi bir fikirdi. Hem Esed'e hem de DAEŞ'e karşı halkı koruyacak bir yapı. Özgür Suriye Ordusu, rejim güçlerinden kaçanların kurduğu bir yapı. Yabancı katılım yoktu. Maalesef DAEŞ ve Esed'le mücadele sonucu zayıflamıştı.

ABD ile resmi bir bilgi gelmedi. Türkiye'deki bu faaliyetler devam ediyor. Bir duraksama olmayacak. Ilımlı muhalefetin desteklenmesi noktasında tavır değişikliğine gidileceğini düşünmüyorum. Rusya'nın da DAEŞ'ten çok ılımlı muhalifleri hedef alması, ılımlı muhalefetin gücünün göstergesi.

''Suriye'de Rusya'ya olan eleştirilerimiz...''

Suriye'nin DAEŞ denen barbar bir terör örgütüyle, rejimin barbar yöntemlerine sıkışmasını engelleyecek tek güç ılımlı muhalifin varlığıdır. Rusya'nın operasyonlarına eleştirimiz hem ihlallerle ilgili hem de ılımlı muhalefeti vurmasıyla ilgili."

"Rusya'nın verdiği bilgilerden ikna olmadık"

Türkiye'nin Rusya'nın hava sahasına herhangi bir ihlal olmadı. Ukrayna konusunda Rusya ile görüş ayrılıklarımız oldu. Suriye konusundaki görüş ayrılığımız en başından beri sürüyor. Rusya da bilir ki Türkiye'nin Suriye konusunda tavrı nettir.

Rusya'nın Ukrayna'yla nasıl bağlantısı ve ilişkisi varsa bizim de Suriye ile var. Bu noktada Rusya'nın bizim güvenlik risklerimizi dikkate almasını bekleriz. Rusya'nın ihlaller konusunda verdiği bilgilerden ikna olmadık. Müsamaha göstermemiz söz konusu olamaz. Umarız bir daha tekerrür etmez."

"NATO'nun Türkiye'ye yönelik sorumlulukları var"

Türkiye tehdit altındaysa, NATO böyle günler için vardır. Biz NATO'nun operasyonlarına katıldık. Türkiye kendini koruyacak kudrete sahip, ama ihlaller sürerse ittifak dayanışması içerisinde davranılacaktır. İhtiyaçlar müzakere ediliyor. NATO'nun Türkiye'ye yönelik yerine getirmesi gereken sorumlulukları var."

"Halk büyük projelerimizi gördü"

Muhalefet seçim beyannamesinde sınav olmayacak bir şekilde hazırlık yapıyorlar. Aramızdaki fark o. Biz çok büyük projelere imza attık. 12 yıl içinde halk bizim büyük projelerimizi gördü. Halk bir başka hayat tarzına alıştı. Bunun getirdiği yeni bir kitleyle karşı karşıyayız.

2011'de büyük 2023 projelerini ortaya koyduk. İşçilerimiz ve gençlerimiz için önemli projeler ortaya koyduk. Gençler bir paradigma sıçraması bekliyor. Sosyal destekler olarak olağanüstü destekler verdik, ama bunu arttırırsak insanlar çalışmaktan kaçınabilir. Şimdi insanımızın katma değer üreteceği bir çalışma ortaya koymak istedik.

''Almanya gibi olmak istemeyiz''

Başka ülkelerde görünmeyen bir model ortaya koyduk. Gençlerle ilgili işsizlik konusu tüm dünyanın sorunu. Nüfusumuz dinamik ve bunu durdurmak da istemiyoruz. Almanya gibi olmak istemeyiz. Gençlerin önünde iki yol var. Ya kendi iş kuracak ya da bir yere işe girecek.

''100 bin liraya kadar faizsiz kredi vereceğiz''

Kendi iş kuracaksa 50 bin lira can suyu vereceğiz. Geri ödemek yok. Riski ne, o parayı genç kullanamayabilir. İkna edici bir proje hazırlanırsa, neden o para kullanılmasın? Eğer 50 binin üzerine yetmiyor denirse de 100 bin liraya kadar faizsiz kredi vereceğiz."

Eğer iş kurmaz ve bir yerde çalışmak isterse işverene gencimiz için bir yıl destek vereceğiz ve maaşını bizden alacak. Verilen bu kaynaklar zaten bakıldığında üç yıl sonra gri ödenecek.

''Asgari ücret bin 300 liraya çıkacak''

Asgari ücret bir standart belirlemedir. Bu standardı çok aşağıda ya da çok yukarıda belirlemek sıkıntılar doğurur. Şuanda dahi Bulgaristan'da asgari ücret daha düşük olduğu için olaya kayılıyor. 184 liradan bin liraya getirdik asgari ücreti. Bin 300 liraya çıkacak. Biz bunu teklif edeceğiz."

''Eleştiri demokrasinin bir gereği''

Basın özgürlüğü hakaret etmedikçe her türlü eleştiri, herkes için de geçerlidir. Basın özgürlüğü bunun içine girer. Eleştiri demokrasinin bir gereği. Şiddeti öne çıkaran her türlü eylem, basın özgürlüğü içinde değerlendirilemez. Herkes bunda anlaşırsa doğru çizgide gideriz."

"Sancar'a vatandaşlık onur ödülünü vermemiz lazım"

Bilim adamı olarak Aziz Sancar'ı tebrik ediyorum. Zaten Nobel Ödülü'yle ödüllendirildi. Ama milletçe Aziz Bey'e borcumuz 'ben Türk vatandaşıyım' diyerek net bir açıklaması. Ona bir vatandaşlık onur ödülünü vermemiz lazım.

Özel uçakla getirmek isteriz. Türkiye adına diplomatlarımızı getirdik, Aziz Bey de hak ediyor. Büyük bir başarı hikayesidir."

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN