Bedia Ener, Sinemanın Görünmeyen Kahramanları Ödül Töreni’nde sesinden dolayı ödüllendirildi. Bugüne kadar birçok Hollywood yıldızını seslendiren Ener “Beni duyan ‘Aaa o sizsiniz’ diyor. İsimsiz kahramanlık hoşuma gidiyor” dedi.
IŞIL ÇALIŞKAN
Ghost’un Ota Mae’si, Harry Potter’ın Profesör McGonagall’ı ve daha birçok ölümsüz karakter hafızalarımıza onun sesiyle kazındı. Türkiye’de dublaj denince akla ilk gelen isimlerden biri Bedia Ener. Aynı zamanda çok da iyi bir oyuncu. Geçen hafta Kültür ve Turizm Bakanlığı, TÜRSAK ve Kültür Kenti Vakfı iş birliğinde düzenlenen ‘Sinemanın Görünmeyen Kahramanları’nın belirlendiği törende ödül alarak seslendirme başarısını taçlandırdı. Ener ile 40 yılı aşan sanat hayatını konuştuk...
‘Görünmeyen kahraman’ tanımını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Biz filmlerde dublaj yaparken görünmüyoruz ama sesimizle varız. Beni bununla ilgili çok güzel anılarım olmuştur. Çarşıda pazarda alışveriş yaparken sesimi duyanlardan ‘A o sizsiniz!’ tepkileri alıyorum. Bu bana mutluluk veriyor. Ben çoğu zaman toplu taşıt kullanıyorum. Şoföre para uzatırken ‘Siz O’sunuz. Burada ne işiniz var?’ diyorlar. ‘E ben de vatandaşım’ diyorum. Dolayısıyla bu isimsiz kahramanlık hoşuma gidiyor. Görüntümüz yok ama sesimiz var.
Nasıl seslendirme sanatçısı oldunuz?
Seslendirmeye çok uzun seneler önce başladım. O zamanlar televizyon yayınları ve diziler yoktu. Sadece Türk filmleri ve Türkiye’ye gelen yabancı sinema vardı. Şehir Tiyatroları’ndayım o yıllarda. Dublaj için bana Tijen Par sebep oldu. 17 yaşındaydım. Tijen Par bana ‘Sen çok genç ve çok cici bir kızsın. Neden hiç dublaj denemedin’ dedi. Ve beni Abdurrahman Palay’a götürdü. Bilen bilir, Palay dublajın çok önemli isimlerindendir. Başlayış o başlayış, gidiyor.
HEP GÜZEL KADINLARI KONUŞTUM
Bugüne kadar kimleri seslendirdiniz?
Bette Midler, Helen Mirren, Whoopi Goldberg’i seslendirdim. Çok uzun zaman önce Jacqueline Bisset’yi de seslendirmiştim. Fakat geçen zamanla ve sesin değişmesiyle birlikte seslendirdiğim kişiler de değişiyor. Ama hep çok güzel ve çok ünlü kadınları konuştum.
Sizin seslendirmedeki idolünüz kim?
Benim seslendirmedeki idölüm maalesef öldü. Alev Koral’dı. Sophia Loren gibi eski artistleri o konuşurdu. Onların yanında büyüdük biz, onlar bizim ustalarımızdı. Nevin Akkaya da vardı. Hepsini birer birer yitirdik, gittiler. Şimdi büyük olarak biz kaldık. Gençler şimdi hoca diye bizi dinliyorlar, eksik olmasınlar.
‘Harry Potter’ serisinde Profesör Minerva McGonagall’ı da seslendirdiniz. Fantastik bir filmde seslendirme yapmak nasıl bir deneyimdi sizin için?
Çok hoş bir deneyimdi. Çünkü orada ABD’den gelen yönetmenler hangi oyuncu için hangi seslendirmeci konuşsun diye seslendirmecileri onayladı. Aslına bakarsanız ben fantastik film hiç sevmem. Ayağı yere basan, yeri, zamanı, zemini belli olan şeyleri severim. Ama konuşması zevkliydi.
Sesiniz hangi oyunculara daha çok yakışıyor?
Genellikle yaş kategorisine göre seslendirmeye çağırılıyor insanlar. Bu nedenle daha çok olgun kadınların sesi oluyorum. Glenn Close’un Helen Mirren’ın, Whoopi Goldberg’inki gibi... Galiba benim sesim onlara oturuyor ve yakışıyor.
HEP ANNE ROLÜNDEYDİM ŞİMDİ DOMİNANT OLACAĞIM
Sesinizi nasıl tanımlarsınız?
Ben kendi sesimi pek farketmiyorum ama yaptığım işten dolayı tiyatro ya da dublajda sesimi iyi kullanmayı biliyorum. Türkçe’yi düzgün kullanmak sesini iyi kullanmak demektir. Sesim için hiçbir şey yapmıyorum aslına bakarsanız. Sadece sigara içmiyorum, iyi uyuyorum, iyi dinleniyorum. Allah vergisi bir şey bu.
Siz aynı zamanda oyunculuğunuzla da ön plandasınız. Sizce insanlar sizi en çok hangi rolde sevdi?
Tesadüfen ben hep iyi anne, uysal kadın, güzel komşu, iyi teyzeleri canlandırdım. Seyirci de beni öyle görmeyi seviyor. Ama 2017’de tiyatroda çok farklı bir rolde olacağım. Seyirci görse ‘Bu oyuncu o mu?’ der. Oyunun ismi ‘Şark Dişçisi’. Ocak ayında başlayacak. Müzikal, danslı çok güzel bir oyun. Alışılmışın dışında bir roldeyim. Çok dominant bir kadını oynuyorum orada. Çok sert, herkesi yola getiren biri. Yönetmenimiz Engin Alkan ‘Bedia Abla seyirci şaşıracak. Hiç kimse seni böyle kullanmayı denememişti. İlk ben deniyorum’ dedi. İyi de oldu.
