Dile kolay tam 7 yıl geçmiş son şampiyonluğun üzerinden... Birçok badireler atlatılmış, birçok kez umutlar yeşermiş ama bir türlü gelmemiş o mutlu son... Birbirini kovalayan hüsran dolu yıllara rağmen “Sevemez kimse seni benim sevdiğim kadar” diye haykırmaktan yılmamış vefakar Beşiktaş taraftarı...
Bu durumu açıklayacak yegane kelime belki de aşk. Acıya, hüzne, hayal kırıklıklarına rağmen sevmek; bıkmadan, usanmadan, her hüsranın ardından yeniden, daha çok ve koşulsuz sevmek...
Her zaman böyleydi Beşiktaş taraftarı. Şartlar ne olursa olsun hiç vazgeçmedi 'Beşiktaşk'ından. Kimi tesadüfen sevmişti, kimine anne, baba, dayı, amca mirasıydı bu sevda... Ve o sevda dün şampiyonlukla kutsadı taraftarlarını.
Gündüz Çarşı ve çevresinde başlayan tarifi imkansız coşku Vodafone Arena'da şampiyonluk ile taçlandığında ortaya çıkan tablo hakikaten kolay anlatılır türden değildi. Binlerce sevdalı yüreğin haykırışları sıcak mayıs akşamını daha da ısıtmış, yaşanan mutluluk yüreklere sığmaz olmuştu.
Böylesine büyük coşkunun yaşandığı bir akşamda maç elbette teferruattan öteye geçemiyordu benim açımdan. Marcelo'nun iki sürpriz golü ve Gomez'in 26'ncı sayısı elbette sosu olmuştu müthiş gecenin. Ama Vodafone Arena'daki ambiyansı yaşadıktan sonra sahadaki mücadeleden söz etmek ihanetten başka bir şey olmazdı böylesi bir 'Beşiktaşk'a...