Başbakan Davutoğlu Çankaya Köşkü'nde konuştu. Terörle mücadelede master planı öncesinde STK, işadamları, valiler ve bölge milletvekilleriyle bir araya geleceğini söyleyen Başbakan Davutoğlu "Mücadelemiz okula, camiye saldırınadır" dedi. Önceki gün terörist faaliyetlerden ötürü tarihi dokusu zarar gören Sur ilçesi için yaptığı Toledo benzetmesine yapılan eleştirilere de değinen Başbakan "Ucuz yorumlar dile getirdiler" ifadelerini kullandı.
Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar;
Bizim topraklarımız asla tek tipçi bir anlayışı savunmadı. Terör örgütleri bu harmana köstek olmak istedi. Bugün değişik terör örgütleriyle kendi tanımladıkları yaşam tarzını dikte ettirmeye çalışıyorlar. Sizler burada çok önemli bir yerde duruyorsunuz. 12 Eylül'de şimdi de terör örgütü sizi bir yere dayatmaya çalışıyor. Biz hep sizin gibi STK'larla istişare içinde olacağız.
"Gece 3'e kadar sürdü"
STK'ların kanaatlarine önem vereceğiz. Bir seri istişare planlamıştım. Dün akşam doğu ve Güneydoğu'dan gelen işadamlarıyla bir araya geldim. Dün gece toplantımız 3'e kadar sürdü neredeyse. Tek tek notlar aldık. Bugün sizlerle beraberiz. Kanaatlerinizi politikalarımıza yanısıtacağız. Bütün bu istişarelerden sonra Valileri Ankara'ya davet ettim. Valilerle de bu meseleleri görüşeceğiz.
"Desteğinizi unutmayacağız"
Sonra Mardin'e gideceğim. Artuklu Üniversitesi'ne gideceğim. Terörle mücadeledeki planlarımızı kamuoyu ile paylaşacağız. Sizler her zaman çare nasıl bulunur sorusunun cevabını aradınız. Sizin temsil ettiğiniz bölge halkı teröre prim vermedi. Sağduyunun aklıselimin yanında oldunuz. Bizler geçmişte demokratik açılımı, çözüm sürecini başlatırken sizlerle istişare ettik. Sizlerin verdiği yürekli desteği unutmadık, unutmayacağız.
"Kürt mü Türk mü diye bakarsam aldığım nefes haram olsun"
Biz Türkiye'yi farklılılarıyla zenginleşen bir ülke olarak gördük. Bütün renkler bizim toplantılarımızda, Başkentimizde, Çankaya'da olmazsa biz eksiklik hissederiz. Sadece T.C. Başbakanı olarak değil , bir Ahmet olarak bir kardeşiniz olarak eğer bir gün acaba bir vatandaşıma bakarken bu Kürt mü Türk mü diye bakarsam aldığım nefes haram olsun.
AK Parti 2001'de yola çıktığında Cumhurbaşkanımızın ilk ifadesinde de söylediği gibi çifte standartlı bir politika takip etmedik. Bu ilkesel duruşumuzu sonuna kadar sürdüreceğiz. Aksine bir adım atarsak kuruluş felesefesine kadim birikime ihanet etmiş oluruz.
"Farklılıklar anlaşmazlıklara sebep oluyorsa yanlış bizimdir"
Biz Türkiye'yi bütün zenginlikleriyle seviyoruz, kucaklıyoruz. Her insanımızın kendi düşüncesiyle, duygusuyla seviyoruz. Hepimizin benzerlikleri olduğu kadar farklılıkları da var. Farklılıklar anlaşmazlıklara, çatışmalara sebep veriyorsa bu bizim yanlışımızdır.
"Bu gemiyi kim batırmak isterse..."
Hepimiz aynı gemideyiz. Ama bu gemi Nuh'un gemisi gibi yeni bir yönelişe giden gemi. Etrafımızda ne kadar tufan koparsa kopsun Irak'ta, Suriye'de olduğu gibi ya da kim içeriden bu gemiyi batırmak isterse, biz bu gemiyi Cudi Dağı'na, Ağrı Dağı'na salimen ulaştıracak, bu kutlu yürüyüşü devam ettireceğiz.
"Mücadelemiz okula, camiye saldıranlaradır"
Her vatandaşımıza hizmet bize en büyük şereftir. Temsil kabileyini en üst seviyeye taşıyan Türkiye'de teröre asla izin vermeyiz. Bunu 78 milyon adına da söylüyorum. Kim eline silah alırsa, kim şehirlerimizi harabeye çevirmek isterse hepimiz ona karşı çıkacak ve bu toprakların ortak sesi olacağız. Bizim mücadelemiz bu ülkenin kardeşliğine kast eden terör örgütleriyledir. Okullara, camilere, sokakta insanlara saldıran menfur odaklara karşıdır.
Devletimiz vatandaşlarımıza yönelik her türlü tehdidi bertaraf edecektir. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Teröre karşı yürüttüğümüz mücadelenin sonunda, Türkiye terörden kurtarılacaktır. Terörün yol açtığı tahribat yol olacak, vatandaşlarımız huzura kavuşacaktır.
Sur için verilen Toledo örneği
Terör örgütlerinin siyasi odakları terörü canlı tutmak istiyorlar. Dün mimari eserlerin korunması için Toledo'yu örnek göstererek, Sur'u koruyacağımızı söylediğimizde bunu faşizm ve Franco rejimi ile karşılaştırmaya çalışan ucuz yorumlar dile getirdiler. 12 Eylül faşist anlayışından kurtaran bu ülkeyi yine AK Parti'dir. Türkiye'yi PKK'nın Stalinist anlayışına karşı koruyacak olan da AK Parti'dir. Bu faşist anlayışı yaşatan terör örgütünün bundan bahsetmeye hakkı yoktur.
"Yeni bir dönüm noktasındayız"
Yeni bir dönüm noktasındayız. Soğuk savaş yıllarından kalan bölücü terör örgütü ve onun uzantısı olan partinin sözcüleri, bugün ısrarla kamuoyunu tahrik ediyor. Bugün dahi tahriklerine devam ettiler. Bununla yapmaya çalıştıkları, Türkiye'yi yeniden eski Türkiye'nin kargaşaya, çatışmaya dayalı düzenine çekmeye çalışmaktır. İstiyorlar ki onların çatışmacı ortamına biz de ayak uyduralım, devlet eski devlet olsun ve terörü besleyen krizler yeniden yaşansın. Emin olunuz, 12 Eylül zihniyeti ile onun çıkardığı bölücü terör örgütünün zihniyeti temelde aynı faşizan zihniyettir.
"Yasakları kaldırdık"
Eski Türkiye'de neler yaşandığını çok iyi biliyorsunuz. Eski Türkiye'de yasaklar vardı. OHAL vardı, yol kontrolleri vardı. Yolsuzluklar, yoksulluklar, adaletsizlikler vardı. Türkiye böyle demokrasi ayıplarını yıllarca yaşadı. AK Parti 2002'de iktidara geldiğinde bu izleri silmenin yollarını aradı. Yasakları kaldırdık. Köylere dönüşü başlattık.
"Terörü eğitimle çökerteceğiz"
Türkiye bir daha o eski karanlık günlere dönmeyecek. 90'lı yıllara dönülecek diyenlere bir kez daha sesleniyorum. Teröre karşı en kararlı tutumu izlerken, demokratik kazanımları da destekleyeceğiz. Terör bugün kandan, gözyaşından beslenen bir sektör. Terörü iş edinmiş başında terör baronlarının bulunduğu bir sektördür. Bu sektörü adaletle, eğitimle çökerteceğiz.
Bu terör şebekesinin en büyük zararı Kürt vatandaşlarımıza. Bütün vatandaşlarımıza minnettarız. Onlara teşekkürü ifade etmek bizim için borçtur.
"Çok sesli demokrasi özleminden geri kalmadık"
Birileri de hendek, çukur kazanları kahraman direnişçiler sayıyor. Bu devlet bütün vatandaşlarımızın devletidir. Kan döken teröristlerin vatandaşlarımıza acı çektirmesine izin vermeyeceğiz. Kimse sesinin duyulmadığını sanmasın. Hiçbir zaman çok sesli, çoğulcu demokrasi özleminden geri kalmadık.
Mahsun Kırmızıgül'e yanıt
Bir sanatçı bana "zalim" diye bize hitap edince aynaya dönüp baktım. İç muhasebe yaptım. Aynaya tekrar tekrar bakıp Rabbime hamdettim. Bu kişiyi anlamak istiyorsa Somali'ye başı okşanmış çocukların yanına gitsin. Bizim adaletimize, vicdanımıza şahitlik edecek o kadar insan var ki. Bizim elimizde tek bir masumun bırakın kanı, gözyaşı dahi yoktur. Birileri İsrail'in ya da Esad'ın yaptığı gibi zulm etmek isterse, ya da PKK gibi halka zulmetmek isterse buna sessiz kalacak kadar nasipsiz değiliz.
O sanatçıya sesleniyorum, zulüm görmek istiyorsa Dışkapı Hastanesi'nde ziyaret ettiğim o Sait'in gözlerine baksın. Bizim merhametimize tarih de, milletimiz de şahittir. Bu makamda biz durdukça, bu çocuklara kim zulmederse onlara karşı kudretimizin sesi de olacaktır.
"Diyarbakır'ı öyle bir inşa edeceğiz ki..."
Sizlerle birlikte hep kudret ile merhametin birlikte zikredildiği ortamlarda bulunacağız. Terör örgütünün vatandaşlarımıza yaşattığı acılar, en çok bizi üzüyor. O Diyarbakır'ı tarihi eserleriyle öyle inşa edeceğiz ki, Diyarbakır'a bakıp herkes Diyarbakır'ı ziyaret edecek.
