Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş, NTV canlı yayınında soruları yanıtladı.
Terörle mücadeleye değinen Kurtulmuş, güvenlik güçlerinin az zayiatla ve sivillere zarar vermeden çalışma yürüttüğünü söyledi.
Kurtulmuş, son günlerde şehit sayısının artmasına yönelik soruyu "Çember daraldı ve işin çok az bir kısmı kaldı. Bu aynı zamanda daha tehlikeli kısmı kaldı demek. Terör elemanlarının en elebaşları, en deneyimli olanları kaldılar" şeklinde yanıtladı.
Operasyonlar sırasında yabancı keskin nişancıların tespit edilmesine de değinen Kurtulmuş, "Güvenlik güçlerimizin sahada yabancı keskin nişancı tespit ettiklerini biliyoruz. Bir kısmının etkisiz hale getirildiğini biliyoruz. Bu mücadele devam ederken birçok güvenlik görevlisi uzaktan vurularak şehit edildi. Bunlarla ilgili detaylı bilgiler güvenlik güçlerimizin elinde var" diye konuştu.
Bölgede sürecin zorlu ilerlediğini ifade eden Başbakan Yardımcısı, sadece PKK'ya karşı değil, çok sayıda terör örgütüne karşı eş zamanlı bir mücadele verildiğini kaydetti.
"Hiçbir ön şartımız yok"
Kurtulmuş yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışmalarına da değindi. Türkiye'deki tüm kesimlerin 12 Eylül Anayasası'ndan şikayetçi olduğunu belirten Kurtulmuş, "Kendimizi bildiğimizden beri anayasayı tartışıyoruz. Bu Meclis yeni anayasa yapmazsa hiçbir şey yapmış olmaz" diye konuştu.
Anayasanın bütünüyle değişmesi gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, "Hiçbir önyargımız yok" dedi ve ekledi: Şu olacak diye bir dayatmamız yok. Başkanlık sisteminin Türkiye'de etkin bir yönetim mekanizması olduğuna inanıyoruz. Ama sonuçta bunu bir ön şart olarak ortaya koymuyoruz.
Numan Kurtulmuş'un canlı yayında kendisine yöneltilen sorulara verdiği yanıtlar şöyle:
Terör operasyonlarıyla ilgili son bir iki günde gelen haberlerde akla gelen ilk soru şehit sayısı neden arttı?
Özellikle Sur ve Cizre’de geniş çemberden başlayarak güvenlik güçlerimiz büyük bir koordinasyon içinde, sivillere zarar vermeden mümkün olduğu kadar az kayıp vermeye çalışarak çok titiz bir çalışma yürüttüler. Çember daraldı ve işin çok az bir kısmı kaldı. Bu aynı zamanda daha tehlikeli kısmı kaldı demek. Terör elemanlarının en elebaşları, en deneyimli olanları kaldılar. Herhalde son günlerde şehitlerimizin ve yaralımızın bu kadar çok olmasının temel sebeplerinden birisi iyice daraltılmış ve yoğunlaştırılmış bir bölgede çatışmaların sürüyor olmasıdır. Ümit ediyorum en kısa sürede Sur ve Cizre’de de terör bitirilmiş olur ve güvenlik kuvvetlerimiz güvenliği sağlamış olurlar. Biteceği tarihle ilgili kesin bir şey söylemek mümkün değil. Büyük bir tahkimat yapılmış, bombalar yerleştirilmiş evlerde bubi tuzakları kurulmuş. Güvenlik güçlerimiz titizlikle ve mümkün olduğunca az zayiat vererek ve sivillere zarar vermeden sürücü yürüttüler. Hiç bir ülke sürekli böyle bir çatışma ortamı içinde olmak istemez. Çok zor bir mücadele sürdürülüyor. Türkiye büyük bir kararlılıkla 22 Temmuz’dan itibaren başlatılan barış ve demokrasi operasyonların dediğimiz operasyonları sürdürecek ve terör örgütünü tamamen etkisiz hale getirecektir ve bütün silahların bırakıldığı bir sürece doğru inşallah gidilecektir. Silopi’de bu parantez kanadı inşallah Sur ve Cizre’de de kapanacak en kısa zamanda.
Yine son günlerde o bölgeyle ilgili konuşulan yabancı keskin nişancı iddiaları var. Tespit edilmiş sayı ya da uyruğu belirlenmiş yabancı keskin nişancı durumu nedir?
Güvenlik kuvvetlerimizin özellikle yabancı keskin nişancıları tespit ettikleri hatta bir kısmının etkisiz hale getirildiğini biliyoruz. Bunlarla ilgili detaylı bilgiler güvenlik kuvvetlerimizin elinde var. Ama bildiğimiz bir şey var, bu mücadele devam ederken uzak mesafeden keskin nişancı ateşiyle şehit olan çok sayıda arkadaşımız var. Ordu’da bir özel harekat polisi kardeşimiz şehit oldu. Başında kask var, çelik yelek var üstünde ama boynundan uzaktan vurularak şehit edildi. Bu ciddi bir profesyonellik gerektiriyor. Ciddi hazırlanmış, belki bir takım istihbarat birimlerinin elinde eğitilmiş, bir takım güvenlik birimleri içinde bu işin eğitimini almış insanlar var ki bunu rahatlıkla yapabiliyorlar. Maalesef bunlar özellikle Kobani’deki PYD üzerinden verilen mücadele, İŞİD’e karşı verilen mücadele sırasında oldukça profesyonelleşmiş bir takım unsuların, bunların bir kısmı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir kısmı da yabancı insanlar. Bunların buralara gelip konuşlandığı ve keskin nişancılık işini yaptıkları anlaşılıyor. Bunlarla ilgili detaylı bilgiler güvenlik birimlerimizin elinde var.
Özellikle meskun mahalde operasyonel birliklerin muharebe kapasitesini arttırmak amacıyla bir ilave teçhizat alımı gerekliliği veya böyle bir karar var mı?
Bunlar sürekli yapılıyor. Şu anda güvenlik birimlerimizin elindeki alet ve ekipman terör mücadele etme bakımından yeterlidir ama gerektiğinde alınıyor. Burada asıl olan karşımızda sadece PKK diye birkaç bin kişiden oluşan bir terör örgütü yok. 72 düvele karşı mücadele ediyoruz. Bu terör örgütünün arkasında ya da DAEŞ’in arkasında nice güçlerin istihbarat, silah, mühimmat destekleri, lojistik destekleri var. Dolayısıyla Türkiye çok kapsamlı çok fazla sayıda terör örgütüne karşı eş zamanlı olarak çok büyük bir mücadele veriyor. Bu anlamda kullanılan terör örgütleri de bir takım vekalet savaşlarının Türkiye'deki maşaları olarak görev görüyorlar. Dolayısıyla önceki dönemlerden farklı olarak sahada değişik bir terör olgusu ile karşı karşıyayız. Türkiye arkasında kim olursa olsun bütün bu terör örgütlerini alt edebilecek hem kararlılığa hem güce sahiptir.
