Amini'nin katledişinin yıl dönümü öncesi acıtan rapor: Acımasızlığın sınırı yok

Amini'nin katledişinin yıl dönümü öncesi acıtan rapor: Acımasızlığın sınırı yok

UAÖ, ahlak polisi tarafından katledilen Mahsa Amini'nin ölüm yıl dönümü öncesi bir araştırma yayımladı. Araştırmada, protestolar esnasında güvenlik güçleri tarafından öldürülen yüzlerce yetişkin ve çocuğun haklarına ve ailelerin yaşadıklarına yer verildi. 'Yetkililerin acımasızlığının sınırı yok' denilen raporda tek bir kişinin bile sorumlu tutulmadığı belirtildi. Yakınlarının mezarlara çiçek ekmelerinin de engellendiğinin belirtildiği araştırmada korkutma politikasına hız verildiği kaydedildi.

İran'da 16 Eylül'de ahlak polisi tarafından gözaltına alınıp katledilen Mahsa Jîna Amini'nin ölüm yıl dönümü öncesi Uluslararası Af Örgütü bir araştırma yayımladı.

Bugün yayımlanan araştırma, 'İran yetkililerinin öldürülen kişilerin aile üyelerini keyfi olarak gözaltına alıp tutukladığını, mezarlıklardaki barışçıl toplanmalara sert kısıtlamalar getirdiğini ve ölenlerin mezar taşlarına zarar verdiğini' ortaya koydu. Örgüt, "Mahsa Amini protestolarının birinci yılında, ailelerin güvenlik güçlerince öldürülen yakınlarını anma hakkına saygı gösterilmeli" çağrısını yaptı.

'BİR TEK YETKİLİ BİLE SORUMLU TUTULMADI'

Mahsa Jîna Amini'nin 16 Eylül 2022'deki ölümünün ardından 'İran’a yayılan halk ayaklanmasının yetkililerce şiddetle bastırılması sırasında yüzlerce yetişkin ve çocuğun güvenlik güçleri tarafından öldürülmesinden bir tek yetkilinin bile sorumlu tutulmadığına' dikkat çekilen raporda, "Uluslararası Af Örgütü, İran yetkililerinin hak ihlalleriyle sonuçlanan uygulamalarının yaslı ailelerde sebep olduğu ruhsal acı ve ızdırabı, uluslararası hukuk uyarınca işkence ve diğer zalimane, insanlık dışı ve alçaltıcı muameleye ilişkin mutlak yasağın ihlali olarak değerlendirmektedir" ifadelerine yer verildi.

1504713.jpg

YAKINLARININ MEZARINA ÇİÇEK BİLE EKEMİYORLAR

Uluslararası Af Örgütü Orta Doğu ve Kuzey Afrika Bölgesel Direktör Yardımcısı Diana Eltahawy de konu hakkındaki açıklamasında, “İran yetkililerinin acımasızlığının bir sınırı yok. Suçlarını örtbas etmeye dönük kötücül girişimlerinde ailelerin adalet, hakikat ve onarım talep etmelerini, hatta yakınlarının mezarlarına çiçek ekmelerini dahi engelleyerek bu kişilerin yaşadığı üzüntüyü ve ızdırabı artırıyorlar. Ayaklanmanın yıldönümü yaklaşırken ölenlerin aileleri, yetkililerin onları yakınlarını anmaktan alıkoymak için her zamanki baskıcı taktiklere başvurmasından endişe ediyor” dedi.

Eltahawy sözlerini şöyle sürdürdü:

Uluslararası toplum özel görüşmelerde ve kamuya açık olarak İran yetkililerine ifade, örgütlenme ve barışçıl toplanma özgürlüğü haklarına saygı göstermeleri yönünde baskı yaparak, protestolar sırasında öldürülenlerin ailelerini desteklemelidir. Aileler keyfi gözaltı, tehdit ve diğer misillemelere karşı korunmalıdır. Aynı zamanda devletler, İran yetkililerini, ölümlere ilişkin hakikat ve adaleti savundukları için gözaltına alınan herkesi serbest bırakmaya, bu kişiler hakkındaki haksız mahkumiyet kararlarını ve cezaları bozmaya ve görüşlerini ifade ettiği için misillemelerle karşı karşıya olanlara yönelik tüm suçlamaları düşürmeye çağırmalıdır.

1508783.jpg

İran’daki sistematik cezasızlık göz önüne alındığında, Uluslararası Af Örgütü tüm devletleri, evrensel yargı yetkisini kullanarak, komuta sorumluluğu olan yetkililer dahil olmak üzere ayaklanma sırasında ve sonrasında işlenen uluslararası hukuk suçlarında makul suç şüphesi taşıyan İran yetkilileri hakkında yakalama kararı çıkartmaya çağırmaktadır."

YETKİLİLER TEDBİR ALMADI

‘Ailelerin yakınlarını anmasına izin verin’ diyen Af Örgütü, son araştırmasında, İran’ın çeşitli bölgelerindeki 10 ilde yaşayan ve son aylarda insan hakları ihlallerine maruz bırakılan aile üyeleriyle ilgili 36 vakayı belgeledi. Bu vakalar arasında, protestolar sırasında güvenlik güçleri tarafından öldürülen 33 kişinin aileleri, protestolarla bağlantılı olarak keyfi şekilde infaz edilen iki kişinin aileleri ve gözaltında işkenceye maruz bırakılan ve serbest bırakıldıktan sonra intihar eden bir kişinin ailesi yer aldı.

Araştırmaya göre, şiddete uğrayan protestocuların aileleri keyfi gözaltı ve tutuklama, ulusal güvenlikle ilgili muğlak ve temelsiz suçlamalarla yapılan ve bazı durumlarda hapis ve kırbaçlama cezalarıyla sonuçlanan haksız yargılamalar, savcılar veya güvenlik güçlerinin ifadeye çağırması ve zorlayıcı sorgular, hukuka aykırı olarak gözetim altına alma, yakınlarının mezarlarını yıkma veya mezarları tahrip etmeyi içeren ihlallere maruz bırakıldı.

1509848.jpg

Uluslararası Af Örgütü, ayrıca Jîna Amini'ye ve 17 şehirden diğer 20 kişiye ait mezarlara zarar verildiğini gösteren fotoğrafları belgeledi ve yayınladı. Mezarlar zift ve boyayla boyandı ve kundaklandı, mezar taşları kırıldı ve taşların üzerinde ölen kişileri 'şehit' olarak anan veya özgürlük uğruna öldüklerini ifade eden yazılar karalandı.

Raporda, "Yetkililer, bu suçların şüpheli faillerini tespit etmek ve adalet önüne çıkartmak için hiçbir soruşturma yürütmedi ve mezarlıkların tekrar tekrar tahrip edilmesini önlemek için tedbir almadı" gözlemine yer verildi.

İlgili Haberler
Öne Çıkanlar
YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
Diğer Haberler
Son Dakika Haberleri
KARAR.COM’DAN