Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı (WFP), Myanmar’daki insani duruma ilişkin yayımladığı yazılı açıklamada, ülkede halihazırda son derece ciddi açlık seviyeleri yaşandığını ve mevcut koşulların 2026’ya doğru daha da kötüleşeceğini bildirdi.
Açıklamada, özellikle kadınlar ve çocukların temel gıdaya erişimde büyük zorluk yaşadığı vurgulanarak, birçok annenin sağlığını koruyacak düzeyde beslenemediği, binlerce çocuk için ise yetersiz beslenmenin kalıcı bir sorun haline geldiği kaydedildi.
12 MİLYON KİŞİ ŞİDDETLİ AÇLIK, 1 MİLYON KİŞİ ACİL RİSK ALTINDA
WFP’nin değerlendirmesine göre, ülkede süregelen şiddet olayları ve zorunlu göçler nedeniyle 2026 yılında 12 milyondan fazla kişi şiddetli açlıkla karşı karşıya kalacak. Bu grubun yaklaşık 1 milyonunun “acil düzeyde açlık” yaşayacağı ve hayatta kalabilmeleri için acil insani yardıma ihtiyaç duyacağı belirtildi.
“EN KÖTÜ AÇLIK KRİZLERİNDEN BİRİ, ANCAK EN AZ FONLANANLARDAN”
Açıklamada görüşlerine yer verilen WFP Myanmar Ülke Direktörü Michael Dunford, krizin boyutuna rağmen uluslararası ilginin yetersiz kaldığına dikkat çekti.
Dunford,
“Bu, gezegendeki en kötü açlık krizlerinden biri ve aynı zamanda en az fonlananlardan biri.”
ifadelerini kullandı.
Sahadaki koşulların son derece zorlayıcı olduğunu belirten Dunford, yardım çalışmalarının ciddi finansman sıkıntısı nedeniyle risk altında olduğunu vurguladı.
ULUSLARARASI TOPLUMA ÇAĞRI: SÜRDÜRÜLEBİLİR DESTEK ŞART
Michael Dunford, WFP’nin her gün gıda ve beslenme desteği ulaştırmaya çalıştığını ancak mevcut fonların ihtiyacı karşılamaktan uzak kaldığını belirterek şunları söyledi:
“Her gün gıda ve beslenme desteği ulaştırıyoruz ancak ciddi şekilde fon yetersizliği yaşıyoruz. Uluslararası toplum harekete geçmeli. Bu krizin daha da kötüleşmesini önlemek için sürdürülebilir finansman ve diplomatik destek gerekiyor.”
WFP verilerine göre, Myanmar’da hâlihazırda 400 binden fazla anne ve çocuk, akut yetersiz beslenme nedeniyle yalnızca pirinç veya lapa gibi sınırlı gıdalarla yaşam mücadelesi veriyor. Kurum, bu durumun uzun vadede çocuk sağlığı ve gelişimi açısından geri dönülmesi zor sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.
