ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, İsrail’e yaptığı resmi ziyarette Başbakan Binyamin Netanyahu ile Batı Kudüs’te bir araya geldi. Görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Netanyahu ABD ile İsrail ilişkilerini “tarihin en iyi döneminde” olarak nitelendirerek Başkan Donald Trump’a teşekkür etti.
Netanyahu, Gazze’deki operasyonlara devam edeceklerini belirterek, “Hamas’ı yok etmeye ve tüm İsrailli esirleri serbest bırakmaya kararlı olduklarını” ifade etti. Katar’da Hamas müzakere heyetini hedef alan saldırının “başarısız olmadığını” öne süren Netanyahu, "(Doha’daki saldırıyla) Bizim vermek istediğimiz en önemli mesaj; dünyanın hiçbir yerinde dokunulmazlık elde edemeyeceğinizdir." dedi.
RUBİO: HAMAS SİLAHSIZLANDIRILMADAN BARIŞ MÜMKÜN DEĞİL
Rubio, Gazze Şeridi’ndeki Filistinlilerin barışa veya daha iyi bir geleceğe sahip olabilmesi için Hamas’ın silahsızlandırılması ve İsrailli esirlerin serbest bırakılmasının şart olduğunu vurguladı. Rubio, ABD Başkanı Trump’ın da “bu hedeflere bağlı kalmayı sürdürdüğünü” belirtti.
İRAN’A YAPTIRIMLAR VE AVRUPA’YA MESAJ
ABD Dışişleri Bakanı, İran’ın İsrail ve “hem Körfez hem de Avrupa ülkelerine” tehdit oluşturduğunu, nükleer silaha sahip bir İran’ın dünya için “kabul edilemez bir risk” olduğunu ileri sürdü. Rubio, İran’ın uzun menzilli füzelerinin Avrupa’yı da tehdit edebileceğini belirterek, Avrupa ülkelerini İran’a yaptırım uygulamaya teşvik ettiklerini kaydetti.
KATAR SALDIRISI VE FİLİSTİN DEVLETİ AÇIKLAMALARI
Rubio, basın mensuplarının Katar’a yönelik saldırının tekrar etmemesi için İsrail’e talepte bulunup bulunmadığı sorusuna net yanıt vermeyerek, “Bundan sonra ne olacak, ona odaklandık.” demekle yetindi.
Filistin Devleti’ni tanıma kararını açıklayan bazı ülkelere ilişkin soruya ise, bu adımların “yerel siyaset” nedeniyle alındığını öne sürdü. Rubio, Fransa başta olmak üzere bazı ülkelerin Filistin’i tanıma kararının “büyük oranda sembolik olduğunu ve Filistin Devleti’nin kurulmasına yakınlaşmada hiçbir etkisi olmayacağını” savundu.
Bazı ülkelerin Filistin’i tanıma kararının, “Hamas’ı cesaretlendirdiğini ve esir takası müzakerelerini zora soktuğunu” iddia etti.
