Japonya'da tarihi bir adalet davası sonuçlandı. 1966 yılında bir cinayetle suçlanarak tutuklanan ve yaklaşık yarım asır boyunca idam hücresinde yaşam mücadelesi veren eski boksör Hakamata İwao’nun açtığı tazminat davası karara bağlandı. Mahkeme, 47 yıllık haksız mahkumiyeti nedeniyle Hakamata’ya yaklaşık 1,4 milyon dolar (yaklaşık 210 milyon yen) tazminat ödenmesine hükmetti.
47 YILLIK KÂBUS SON BULDU
Kyodo News’in aktardığına göre, 1966 yılında Japonya’nın Şizuoka bölgesinde aynı aileden dört kişiyi bıçaklayarak öldürdüğü suçlamasıyla tutuklanan Hakamata, Eylül 1968’de idama mahkûm edildi. O dönemde 30 yaşında olan ve bir soya fasulyesi işleme tesisinde çalışan Hakamata, o günden sonra hayatını idam cezası korkusuyla geçirdi. Aralık 1980’de cezası kesinleşen Hakamata, 2014 yılına kadar tam 47 yıl boyunca tek kişilik hücrede yaşadı.
Guinness Rekorlar Kitabı’na da “dünyanın en uzun süre hapis yatan idam mahkûmu” olarak geçen Hakamata’nın davası, Japon adalet sistemi açısından da büyük bir tartışma konusuna dönüştü.
ADALET 2014’TE GEÇ GELMEYE BAŞLADI
Hakamata, 1981 yılında yeniden yargılanmak için temyize başvurdu. Ancak Şizuoka Bölge Mahkemesi 1994 yılında bu talebi reddetti. Yıllarca süren hukuki mücadele sonucunda, Mart 2014’te yeni delillerin ortaya çıkmasıyla birlikte aynı mahkeme, davanın yeniden görülmesine hükmetti ve Hakamata’yı şartlı tahliye etti.
Beraat ise Eylül 2024’te geldi. Şizuoka Bölge Mahkemesi, davanın en önemli delilleri arasında gösterilen kanlı kıyafetlerin delil niteliği taşımadığını belirterek Hakamata'nın suçsuz olduğuna karar verdi.
"ÖLÜM KORKUSUYLA GEÇEN YILLAR GERİ GELMEZ"
Hakamata’nın avukatları, müvekkillerinin 47 yıl boyunca haksız şekilde hücrede tutulduğunu ve her gün ölüm cezasının infaz edileceği korkusuyla yaşadığını ifade etti. Bu süreçte hem fiziksel hem de zihinsel olarak büyük zarar gördüğünü belirten hukuk ekibi, Japon hükümetinden en üst düzeyde tazminat talebinde bulundu.
Avukatlar, mahkemenin verdiği 1,4 milyon dolarlık tazminat kararının Hakamata’nın yaşadığı travmayı ve kaybedilen hayatı geri getiremeyeceğini ancak geç de olsa bir adalet örneği teşkil ettiğini vurguladı.
