Uygur Hareketi (Campaign for Uyghurs), Uygur Soykırımı Tanıma Günü’nün dördüncü yıl dönümü ile Soykırım Sözleşmesi’nin kabulünün 77. yılı dolayısıyla bir açıklama yayımladı. Açıklamada, Çin hükümetinin Doğu Türkistan’da işlediği suçlara ilişkin bulguların her geçen yıl daha da güçlendiği vurgulanırken, uluslararası kamuoyuna “somut adım” çağrısı yapıldı.
9 Aralık 2021’de Sir Geoffrey Nice başkanlığında toplanan bağımsız Uygur Mahkemesi, Uygur halkına yönelik uygulamaların hukuken “soykırım” tanımına uyduğuna hükmetmişti. Dünya Uygur Kongresi’nin talebiyle kurulan Mahkeme, karar öncesi üç halka açık duruşma düzenlemiş; hayatta kalanlar, tanıklar, uzmanlar ve işkencelere katıldığını itiraf eden eski bir Çin polisi ifade vermişti.
Mahkeme, kararını “kapsamlı kamuya açık delillere ve ayrıntılı gerekçelere” dayandırmıştı.
YENİ ARAŞTIRMALAR: ZORLA ÇALIŞTIRMA, KİTLESEL HAPİS CEZALARI, KÜLTÜREL SİLME
Uygur Hareketi’nin açıklamasında, 2021’den bu yana elde edilen verilerin Çin Komünist Partisi’nin uygulamalarına ilişkin kanıtları daha da pekiştirdiği belirtildi. Buna göre:
Uygurlara toplamda 4,4 milyon yıldan fazla hapis cezası verildi.
Çin uzmanı Dr. Adrian Zenz’in aktardığına göre yalnızca 2023 yılında 3,2 milyon zorla çalıştırma transferi gerçekleştirildi.
Yüzlerce Uygur köyünün adı değiştirilerek kültürel ve dini referanslar silindi.
Gözetim, ailelere yönelik baskı ve kimliğin sistematik olarak hedef alınması sürüyor.
Diasporadaki Uygurlar da sınır ötesi baskılarla karşı karşıya.
RUSHAN ABBAS: ABLAM DA DÂHİL, MASUM İNSANLAR HÂLÂ HAPİSTE
Uygur Hareketi İcra Direktörü Rushan Abbas, anma günü vesilesiyle yaptığı açıklamada uluslararası toplumun yükümlülüklerine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
“Deliller açık ve yıllardır açık. Mahkeme gerçeği tüm dünyanın önüne serdi; o günden bu yana her yıl soykırımın yeni kanıtları ortaya çıktı. Uygur aileler hâlâ parçalanmış durumda — kendi ablam Dr. Gulshan Abbas da dahil olmak üzere haksız yere hapiste tutuluyor. Topluluklar zorla çalıştırılıyor, bir halk hedefli yok oluşa maruz bırakılıyor.”
Soykırım Sözleşmesi’nin devlete yükümlülük getirdiğini hatırlatan Abbas, “Bu yükümlülükler eylem talep ediyor. Hükümetler yaşananların ağırlığını yansıtan adımlar atmak zorunda” dedi.
“ULUSLARARASI TOPLUM NETLİK VE CESARETLE HAREKET ETMELİ”
Uygur Hareketi, açıklamasının sonunda tüm ülkeleri Soykırım Sözleşmesi’nin ruhuna sahip çıkmaya davet etti. Doğu Türkistan’da devam eden ihlallerin, mağdurları koruyan ve sorumluları hesap vermeye zorlayan politikalar gerektirdiği vurgulandı.
Açıklamada, “Tanınmanın sorumlulukla eşleşmesi gerekiyor. Uluslararası toplum bu anı netlik, cesaret ve adalete yönelik somut adımlarla karşılamalıdır.” ifadelerine yer verildi.
